->5.Bölüm.(Özür..)

3.5K 170 8
                                    

"Şunu keser misin?" Dedim sert bir şekilde. Bana kısa bir bakış atıp ayağıyla tutmakta olduğu ritmi kesti. Başımı eğip tekrar ellerimle oynamaya başladım. Neredeydi bu doktor? Sabahtan beri onu bekliyorduk.

Özgür İnan beni hastaneye getirdiğinde hala bayılmış numarası yapıyordum. Hemşire kafamı kanlardan temizlediğinde ancak gözlerimi açabilmiştim. Kafam acıyordu ama kendimi kötü hissetmiyordum. Şu anda odada, yatağın üstüne oturmuş doktorun gelip bir şeyim olmadığını söylemeseni bekliyordum. Özgür İnan hala yanımdaydı. Yani toplantıyı kaçırmıştı. En azından boşuna kafamı vurmamıştı.

"Neden yaptın böyle bir şey?" Diye sorduğunda ona kaçamak bir bakış attım.

"Frenle gazı karıştırdım. Kusura bakma." Dedim en şirin sesimi kullanmaya çalışarak. Bana bakıp alayla güldü.

"Tabi."

Dudağımı ısırıp geri kafamı eğdim. İnanmış mıydı?

Hiç sanmıyorum.

"Ülker Hanım?"

Kafamı kaldırıp doktora baktım. Elinde dosyalarla bana dikmişti gözlerini.

"Sonuçlarınız iyi hiç bir sorun yok." Deyip tatlılıkla gülümsedi.

"Sevindim. Gidebilir miyim?" Diye sordum.

"İsterseniz biraz daha..."

"Teşekkürler." Deyip yataktan kalktım. Odayı gözlerimle tarayıp çantamı bulmaya çalıştım.O sırada Özgür İnan da ayaklanmıştı.

"Her şey için teşekkürler." Deyip doktora elini uzattı. Sevecen çocuk..

Çantamı bulup bir şey demeden odadan çıktım. Bir an önce hastaneden çıkmak istiyordum.

"Hey!"

Asansörü beklemek için durduğumda Özgür İnan bana yetişmişti.

"Biraz yavaş yine bayılacaksın!" Diye uyardı. O sırada asansör geldi. Bir şey demeden asansöre bindim.

"Telefonunu ver."

"Ne?"

"Telefonunu ver."

Ona anlamamazlıkla baktım.

"Neden?" Diye sordum. Soruyu sorduğum anda asansör durmuştu. Çantamı kolumdan alıp çıkışa doğru yürümeye başladı. İlk önce donup kaldım. Nasıl ya? Çantamı direkt almıştı.

Dışarı çıktığını gördüğümde hızla yanına gittim. Kapıdan büyük bir süratle geçip yanında durdum. Eline çoktan telefonu almış karıştırıyordu.

"Şifreni gir." Dedi telefonu uzatarak. Bu şifreyi bulan kişiyi alnından öpüyordum.

"Affedersin ama.." Deyip telefonu elinden aldım. "Telefonumu karıştıramazsın."

"Telefonunu karıştırmak?" Deyip güldü. "Senin telefonunu ne yapayım? Aileni arayacaktım. Haberleri yok."

Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. Aile ve ben? Ben ve aile?

Şaka gibi..

"Gerek yok." Dedim. "Ben söylerim onlara."

"Peki." Deyip yürümeye başladı. Nereye gittiğini bilmiyordum. Sormamda iyi olmazdı sanırım.

Bir süre arkasından gidişini izledim. Sonra bir şey farkettim. Ona seslendim.

"Hey?" Dediğimde durdu. Arkasını dönüp bana baktı. Yanına doğru hızlı adımlarla geldim.

Adı "MAVİ"Olsun..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin