52. Bölüm / Sona Doğru

Start from the beginning
                                    

"Ay benimle uğraşasın mı geldi? Hem sen niye sevgilinin yanından ayrıldın, yalnız bırakmasana onu." Dedim. Yanımdan resmen kovmuştum ama banane.

"Benim güzel sevgilim şuanda uykusunda, benide uyku tutmayınca bahçeye çıkayım dedim ama birileri benden daha çok dertli gibi." Dertsiz insan varmıydı gerçekten?

"Dert değil de Ömer. Bir insan daha bir saat önce uğurlamış olduğu birini nasıl özleyebilir ya? Sürekli yanımda olsun, hiç gitmesin istiyorum. Acaba ben takıntı haline falan mı getirdim Ayazı?"

Ömer beni ciddi bir ifadeyle dinlerken son kullanmış olduğum cümleyle kahkaha atmıştı. Ama ben dediklerimde gayet ciddiydim. Manyak mıydım bende bir saat önce görmüş olduğum birini özlüyordum.

Ömerin gülüşü durdu ve oda biraz ciddileşti. "Yani buna takıntı denmez Bade. Eğer ki Ayaz senin aşkına karşılık vermediği halde sen ondan kopamasaydın evet belki takıntıydı ama bildiğim kadarıyla böyle bir durum yok değil mi?" Emin olmak istercesine gözlerime baktı. Benden onayı aldığında da cümlesine devam etti.

"Sen Ayaza takıntılı değilsin, sadece çok fazla aşıksın. Ve emin ol ki Ayaz da seni şuan da çok özlemiştir." Son cümlesiyle birlikte aniden yüzüme koca bir gülümseme yayıldı. Ayazda beni seviyordu değil mi? Ne de güzeldi sevdiğin insandan karşılık bulabilmek.

Sevda ve Ateşin nişan günü gelmişti bile. Akşam saatlerinde olacak nişana ben çoktan hazırlanmıştım ama Ayaz bey hala ortalarda görünmüyordu.

Elbisemi geçen günlerde alışverişe çıktığımda almıştım, elbisem beyaz renkte saten bir kumaşa aitti. Mini boyda olan elbise vücuduma oldukça güzel bir şekilde oturmuştu.

Saçlarımı olduğu gibi bırakmıştım, ayağıma ise krem tonunda topuklu ayakkabı giymiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saçlarımı olduğu gibi bırakmıştım, ayağıma ise krem tonunda topuklu ayakkabı giymiştim.

Hazır olduğumda elime telefonumu alarak aynada bir fotoğraf çekildim. Canım sıkılığı zamanlar arşive girip bu fotoğraflara bakmayı çok seviyordum.

Saat 8'e gelirken artık evden çıkma vakti gelmişti. Ayazdan ise hala bir ses soluk yoktu. Nişan 9 gibi başlayacaktı ama yakınlar olarak biz biraz daha erken gidecektik.

Küçük çantama eşyalarımı sığdırıp odadan çıktım. Topuklu ayakkabılarımın tıkırtısı ile birlikte aşağı kata indim. Salonda sarmaş dolaş oturmuş Ömer ve Su çifti bulunuyordu.

Topuk seslerim tüm evde yankılandığı için bakışları bana doğru dönmüştü.

"Vaayy yengeme bak bee." Su'nun yüksek tepkisine karşı gülümsemiştim. Ne yalan söyleyeyim, şuanda güzel olduğumun farkındaydım.

"Sağol tatlım, hadi geç kalmadan çıkalım artık." Aslında içimi yiyip bitiren bir soru bulunuyordu. Ayaz gelmeyecek mi?

Nişanlısı yada sevgilisi mi denir ne haltsak, o kişi olarak bunu birine sorup öğrenmem yada onun bana haber etmesi gayet normaldi değil mi? Fakat Ayaz bey ne arayıp sormuştu ne de birisi onun hakkında konu açmıştı.

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Where stories live. Discover now