38. Bölüm / Abi Kardeş

3K 147 35
                                    

Instagram: kimbuyazarciniz
Keyifli okumalar diliyorum

Ayazın Ağızından

Hastane çıkışında aklım bir yandan Su'dayken bir yandan da Badeyi eve bırakmak konusunda ısrarda bulunamamıştım. Acil olarak dövüş kursuna gidip oradaki işlerimi halledip sonrasında uçağa yetişmem gerekliydi

Badeyi bu bir haftada ne kadar yalnız bırakmak istemesem de, Su'yu kendi gözlerimle görüp iyi olduğuna görmem lazımdı yada sorununu öğrenmem gerekliydi. Normalde her şeye bir şekilde yetişebilen ben haletmem gereken işler farklı ülkelerde olunca neye koşturacağımı bilemez hale gelmiştim.

Uyumamama rağmen 24 saat asla yetmiyordu, iki çözüm vardı, ya ikiye bölünmem lazımdı yada bir gün 48 saat olması gerekti. Bade'nin hamile olup olmama ihtimali içimi çok fena bir sıkıntıya sokuyordu, eğer hamileyse bile Bade benden bir çocuğunun olmasını isteyeceğini sanmıyordum. Ben hadi bir şekilde kabil ettim, o zaman Bade kabul etmeyecekti. Ve ben canımdan bir parçayı kaybetmek asla istemezdim. Peki ya bana bunca şey yaşatmış bir kadından çocuğumun olmasını kabul edebilir miydim?

Bade ne yaparsa yapsın bir daha birlikte olma durumumuz yoktu. Zaten oda böyle birşeyi istemezdi, benim gururum da bana onca acıyı yaşatmış bir insanı affedemezdi.

Hayatıma başka birini alır mıydım? Hayır. Ne kadar Bade ile olamasak da bu kalp duruncaya kadar Bade için atacaktı.

Dövüş kursundaki odama gireceğim sırada benim odamın önünde bulunan sekreter koltuğunda İpeği gördüm. Hani şu İngiltereye geldiğimde işe aldığım asistan kız.

Birkaç gündür uğramadığım için geldiğime şaşırmış gibiydi. Saygıyla ayağa kalkarak "Hoşgeldiniz Batu bey" dedi, kafamla selam verip, "45 dakika sonrasında İstanbula uçağım var, birkaç gün kadar orada kalıp hemen dönmeye çalışacağım, sen de benimle birlikte gel, buraya bir diğer güvenilir elemanlardan birisini koy, dövüş kursundaki listeleri o halletsin birkaç gün" üst üste saydırmış olduğum emirlere karşı sadece başını hızlı hızlı sallayıp "Tamamdır Batu bey" dedi

"Bu arada gitmeden acil olan dosyaları ver hemen inceleyeyim." Başını sallayarak "Siz odaya geçin Batu bey ben hemen getiriyorum" dedi

Odaya geçip koltuğuma oturdum. Vücudum stresle gerilmişti. En son saat kaçta oturduğumu bile hatırlamıyordum. Ağrıyan başıma karşı yüzümü buruşturdum, ellerimi şakaklarıma götürüp yavaş yavaş ovdum. Gözlerim masadaki ağrı kesiciyi aradığında, koymuş olduğum yerde görmemle büyük bir sevinçle alıp yan taraftaki suyla birlikte tek dikişte içtim.

Bardağı koymamla kapı tıklanıp açıldı. Elinde birkaç dosya evrağı ile İpek girdi

Masaya koymuş olduğu dosyaları tek tek açıklamaya başlarken, biraz olsun kafamdaki sesleri susturmaya çalışıp işime odaklanmaya çalıştım.

20 dakika sonunda işlerimi oldukça hızlı işleyerek bitirmiştim. İpekle birlikte dövüş kursundan çıkarak kapının önünde bizi bekleyen arabaya bindik. Valizleri halletmelerini söylemiştim. Biz direk olarak hava alanına geçecektik şimdi.

Uçaktan inerken başımı döndüren havayla hafifçe sarsaklamıştım. Sık sık yapmış olduğum seyahatlar yüzünden vücudum hava değişimlerine olumsuz tepkiler veriyordu.

Uçağın iniş noktasında bizi bekleyen korumalara kafamla hafif bir selam verip "İpeği otele bırakın, ben Su'nun yanına geçeceğim" dedim. Koruma "Bâşüstüne Batu bey" diyerek İpek için arabanın arka kapısını açtı. Bende bir arkada bulunan arabanın arka koltuğuna bindim. Araba sürmeye halim yoktu

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin