BÖLÜM 24

3.5K 242 7
                                    

"dede ne demek annen hastanede yoksa o a-adam mı bir şey yapmış?" dedim korkuyla.

Ne kadar kötü ayrılmış olsakta o benim annemdi ve ne olursa olsun onu bu durumda yalnız bırakamazdım.

"Bilemiyorum kızım benimde az önce haberim oldu,eğer sende gelmek istersen hemen yola çıkacağım." dedi gözyaşlarını silerek.

"T-tabi geleceğim ama ablam bunu duyarsa çok üzülür ne yapacağız?" dedim üzgünce.

Bir yanda annem bir yanda ablam vardı.
Her şey yoluna girmeye başlarken neden hayatım tekrar tepetaklak oluyordu?

"Biz bir gidelim eğer durumu..." cümlesini tamamlayamadan nefesi kesildi.

"Dedem tamam dur nolur,bak sana bir şey olacak." dedim korkuyla onu tekrar yerine oturtarak.

"Eğer annenin durumu kötüyse son kez görmek onun da hakkı..." dedi.
Dedem anneme küçüklüğünden beri çok düşkünmüş,tam bir kız babasıymış.
Ama o adam gelip her şeyi mahvedince dedem annemi orada bırakmak zorunda kalmış.

Şimdi de onun pişmanlığını yaşadığını biliyordum ama o karar anneme aitti ve onu kendi kararıyla başbaşa bırakmaktan başka çaresi yoktu.

"Dede ben eminim çok iyi olacak,eğer sende tamamsan çıkalım mı?" dedim gözlerim dolarken.

Bir an dedemin dediği gibi olma ihtimali beni deli gibi korkuttu.Ona o kadar ağır konuşarak veda etmek beni çok büyük bir pişmanlığa sürüklerdi.

Derin bir nefes alıp dedemle birlikte arabaya doğru ilerledim.Ne olursa olsun onun yanında kendimi frenlemeli ve dkain olmalıydım,zaten o yeterince üzgündü.

"Sürebileceğinden emin misin kızım?" diyen dedemle kafamı salladım.O yol boyu telefonla birilerini ararken ben kafamdaki saçma seneryolarla uğraşıyordum.

Zaman geçti ve sonunda annemin olduğu hastaneye geldik.Arabadan inip dedemin koluna girdiğimde içimi bir sıkıntı sardı.
O adamla karşılaşmak istemiyordum.

"Dede çok kalmasak?" dedim gergince.
Dedem anlayışla kafasını salladı.O da biliyordu ki son olanlardan sonra onları görmemek üzeri oradan ayrılmıştım ama kader tekrar karşıma çıkarıyordu.

"Ben Oya Erdem için geldim hangi odada kalıyor acaba?" dedim içimdeki korkuyla.

"Siz kimsiniz?" dedi kadın.

"Ben kızı Ayperi Firuze Erdem." diyince kafasını salladı.

"3. kat 480 numaralı oda." diyince dedemle birlikte asansöre ilerledik ve yukarıya çıktık.

Sonunda o kara geldiğimizde kapıda gördüğüm yüzle şok oldum.

"S-sen hangi yüzle burada durabiliyorsun ya! birde gelmiş annemin kapısında mi bekliyorsun sen! sen varya hayatımda gördüğüm en gurursuz kadınsın!" diye bağırdım omuzlarından ittirerek.Sinirden elim ayağım titriyordu.

"Laflarına dikkat et Ayperi." dedi gurursuz Hande.

"Sana mı soracağım?! annemi bu hale siz getirdiniz, şimdi de gelmiş eserinizle gurur mu duyuyorsunuz! git buradan yoksa seni kendi ellerimle öldürürüm,bunu yaparım HANDE!" dedim bağırarak.

Dedem beni tutmaya çalışsa da o kadar sinirlenmiştim ki gözüm kimseyi görmüyordu.

"Bırak annemi!" diyen sesle kafamı o tarafa çevirdim.

"Serra git buradan!" dedi Hande telaşla.
Kız inatla yanıma gelip alayla güldü.Kaşlarımı çatıp ne var der gibi baktım.

"Yazık,her akşam o evde babamın gelmesini beklemek acı verici miydi bari? hatırlıyor musun Ayperi? 10. yaş gününde babanın doğum gününe gelmeyişini." küçük bir kahkaha atıp bir adım daha yaklaştı ve fısıldadı.

DİLRUBAWhere stories live. Discover now