BÖLÜM 23

3.4K 245 9
                                    

"Böyle bakmaya devam mı edeceksin?" diyen sesle irkildim.

"Nasıl?" dedim bakışlarımı ona çevirerek.

"Ayperi artık bu gerçeği kabullenmelisin,seni sevdiğimi söylemem seni neden bu kadar durgunlaştırdı?" dedi arabayı sürmeye devam ederken.

"Korhan bak bu konuları konuşmak için erken,hazır hissettiğimde sana her şeyi anlatacağım ama şimdi lütfen bana bunu sorma olur mu? bilmeni istediğim tek şey sorunun bende olduğu." dedim derim bir nefes alarak.

"Peki ısrar etmiyorum.Ama her ne olursa olsun yanında olacağımı bil." diyince dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım.

Yaklaşık yarım saat önce Korhan beni sakinleştirmiş ve gitmeye ikna etmişti.
Bana kalsa ondan biraz uzak durup kafamı dinlemek istiyordum ama o bunu yanındayken yapmamı istemişti.
Bense bana yaptığı o kadar iyilikten sonra onu kırmamış ve kabul etmiştim.
Zaten yaşananlar hakkında pek bir şey konuşmuyor eskisi gibi davranıyorduk.

"Eğer yorgunsan seni eve bırakayım?" dedi bir an bana bakarak .

Kafamı sağa sola salladım.
"Senin içinde bir problem olmazsa Çınar'ı görmek istiyorum,çok kalmam zaten." dedim çekinerek.

Kaşlarını çatıp bakışlarını bana çevirdi.
"Neden benim için problem olsun ki?
Sizin böyle güzel anlaştığınızı görmek beni ancak mutlu eder güzelim." diyince yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.

Bana güzelim mi demişti o?

Yandan yandan güldüğünü görünce bir şey demedim.Kendine gelmiş olması beni çok mutlu etmişti.

"Korhan senden bir şey isteyeceğim." dedim aniden lafa girerek.Kafasını sallayınca tekrar konuşmaya başladım.

"Ne olursa olsun Çınar'ı öylece bırakma olur mu? bugün Deniz bana senin için ağladığını söyleyince çok kötü hissettim.
Ona babasından mahrum bırakma." dedim.

"Bu arada sakin babalığına laf söylediğimi falan sanma.Çünkü hayatımda gördüğüm en mükemmel babasın sen.Sadece ben senin ve onun arasındaki sevgiyi görünce böyle kendini bırakmaman için söyledim." dedim ekleyerek.

Bakışları minnet duygusuyla parlarken,
"Sen nasıl bir kadınsın sen böyle?
Çınar'ı bu kadar düşünmen o kadar hoşuma gidiyor ki Ayperi, umarım bir an önce bizi görebilirsin." dedi kocaman gülümseyerek.

İlk defa onu bu kadar gülerken görünce hafif bir şaşkınlığa uğradım.
Ardından ben o şaşkınlığı atamadan çoktan Denizlerin evine gelmiştik.Arabadan indiğimiz an dış kapı açıldı ve Deniz kucağında kızarık gözlerle buraya bakan Çınar ile birlikte bize doğru geldi.Bu görüntü içimi sızlatmıştı, Çınar harbiden babasına çok düşkündü.

"Oğlum!" dedi Korhan hemen atılarak.
Onu böyle görmek onu da üzmüş olmalıydı.

"Ba-baa!" diye dudaklarını büzen Çınar'a baktım tebessümle, şimdi babasının kucağında nasıl da rahatlamıştı.

"Özür dilerim oğlum,bir daha gitmiyeceğim tamam mı?" dedi Korhan saçlarına bir öpücük kondurarak.Çınar kafasını omzuna yatırarak babasının kucağında sakinleşti.

"Ben gitsem iyi olacak,kendinize çok dikkat edin." dedim tebessümle.

"Çınar'a, Çınar'a veda etmeden mi gideceksin?" dedi Korhan kucağındaki oğlunu göstererek.

Kararsızca onlara bakarken Deniz aniden kolumdan çekti ve içeriye sürüklemeye başladı.

"Bir kahve içmeden asla göndermem seni." diyince mecburen kabul etttim ve birlikte salona geçtik.

DİLRUBAUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum