BÖLÜM 25

3.3K 213 6
                                    

"kuzum ablan çok meraklandı,neden benimle konuşmuyor diyip duruyor sürekli.Kısa bir süre de olsa konuşsan olmaz mı?" diyen Eda ile bakışlarımı ona çevirdim.

"Her konuda ona yalan söylemekten çok sıkıldım artık Eda,nasıl yüzüne bakacağım ben onun? sürekli arkasından iş çeviriyorum." derken gözlerim dolmuştu.

Zaten şu 2 gündür her şey karmakarışıktı.Annemle konuşmuş sonunda onu gitmeye ikna etmiştik ama ablam onu birden karşısında görürse ve olanları öğrenirse Milamıza zarar gelmesinden çok korkuyorduk,o yüzden annem doğuma kadar burada kalmak istemişti.

Ama ben Eda ile biraz kalıp kendimi toparlamak istemiştim,oraya gidersem ablam bu halimden her şeyi anlayabilirdi.

"Bak ablanı geçtim bari Korhan ile konuş,kim bilir kaç gündür ne kadar merak etmiştir seni." derken derin bir nefes aldım.

Kimseyi düşünmeden 2 gün geçirmiş ve onlara geri dönmemiştim, şimdi Korhan'a karşı büyük bir korku sarmaştı etrafımı.

"Ne diyeceğim Eda? ilk defa bana olan tepkisinden korkuyorum." derken o dayanamayıp sarılmıştı bana.

"Bak ne diyeceğim sana,beni yanlış anlamayacağını bildiğim için böyle konuşuyorum.Bence bu sefer Korhan yüz yüze bir açıklamayı hak ediyor güzelim ve her şeyi bilmeyi de." derken samimi bir gülümseme vardı yüzünde.

"Ya,ya benden uzaklaşırsa?" dedim korkuyla yutkunarak.

Her seferinde onu terk ediyormuş gibi davranıyordum ve kim bilir şimdi ne hissediyordu.

"Kerem abiye baksana Ayperi, öyle bir şey olsa çoktan Ahsen ablayı o bırakmaz mıydı? oysa onlar birbirine daha çok bağlanıp beraber bir yuva kurdular." diyince kafamı salladım.

Hemen yerimden kalkıp hareketlendim.
"O zaman ben hemen çıkayım,belki onlara gider Çınar'ı da görürüm olmaz mı?" dedim yüzüme yayılan gülümsemeyle.

Bana gülümseyerek kafasını salladı.
"Çok güzel olur bebeğim hadi o zaman hazırlan da bir an önce yola koyul." dedi ve ardından geçen süre boyunca toparlandım.

"Bak gidiyorsun ama bana haber vermeyi unutma duydun mu? cidden beni unuttuğunu sanıyorum." diyince güldüm ve kocaman sarıldım ona.

"Sen benim canımsın, hiç unutabilir miyim seni?" dedim.İkimiz de ağlamaya başlamadan geri çekilip elimle yelpaze yaptım.

"Arabayı kullanırken dikkatli ol tamam mı? varınca da bana haber ver." derken ayakkabımı giyiyor,bir yandan da ona kafa sallıyordum.

"Tamam,kendine iyi bak seni seviyorum." dedim ve öpücük atarak küçük çantamla merdivenlerden indim.

O anda karşımda gördüğüm kişiyle şok oldum.
"K-korhan?" dedim korkuyla.
Bakışlarındaki sinir ve hayal kırıklığını çok net görebiliyordum ve bu hiç iyi olmamıştı.

"Kaç gündür seni arıyorum,sana ulaşmaya çalışıyorum haberin var mı Ayperi?! sen burada keyifle otururken ben ne kadar korktum haberin var mı senin?!" derken gözleri dolmuştu.

Sonradan ne yaptığımı fark etmiştim,ben aslında onun kanayan yarasını tekrar açmıştım.Hayal'i kaybetmişken benim yaptığım şey korkunçtu.

"Gerçekten öyle değil,anlatmama izin ver, lütfen." dedim kalbim korkuyla çarparken.

"Buna artık izin veremem Ayperi.
Seni seviyorum dedim diye her şeyi sineye çekemem.Sen beni her bırakıp gittiğinde kalbimdeki korkuyla seni bekleyemem, anlıyor musun? eğer kafan karışıksa bana gelme, çünkü sende ne istediğini bilmiyorsun..." dedi ve hızlı adımlarla arabasına ilerledi.

DİLRUBAजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें