I Love You So...

10. Geçmişin izleri

DİRİLDİM ARKSLR SLM PWJXKWJSKWJSLWKSOEIDOWKZL Dedim buraya da bi bolum atmak lazim ben de iste m4rlox 'un tacizleri sonucu bi cerezlik bolum atim dedim YOKSA SIKIO BELAMI VALLA ZORLA BOLUM YAZDIRIYO BANA PEZEVENK Neyse kaos doncek siz cok fazla soft thiam gordunuz. Bir Kesha atasozu der ki; THIS PLACE IS 'BOUTTA BLOW

Uzun düşüncelerin ardından gay kuşların ısrarı sonucu filmlerin içinden "fifty shades of gray" filmini seçmiş ve grupça izlemeye başlamıştılar. Film'in etkisinden Mason ve Corey üst kata - Liam'ın odasına çıkmış, diğer dörtlü ise aşağıda hâlâ diziyi izleyerek kendi kirli duygularıyla savaşmaya devam ediyordular.

Koltuktayken Nolan ile Brett'in de yavaş-yavaş yiyişmeye başlaması odadaki şehvet kokusunu daha da artırıyor, Liam ile Theo'nun içindeki "hayvan" ise bunu daha fazla kaldıramıyordu. En sonunda Theo dayanamayarak koltuğun yanındaki sehpa'nın üzerinden klima'nın kumandasını aldı ve bir-birini yemekte olan iki sarışına doğru fırlattı:

-Kurdun avını parçalaması için daha uygun yerler var, sizi azgın köpekler

Aniden böyle bir yorum alınca Nolan'ın beyaz teni yavaşça kızarmaya başlamış ve kendine hafif çeki-düzen vererek usulca filmin devamını izlemeye koyulmuştu. İşine başlamayamadan yarım kalan ve azgınlığın doruklarına ulaşmış Brett ise bu durumdan hiç memnun gibi gözükmüyordu. Beklemediği bir anda temasın kesilmesi ihtiyaç içinde kavrulan beta'nın öfkeyle hırlamasına ve gözlerini gündoğumu güneşi rengine boyanmasına neden olmuştu.

+Yemin ederim, şimdi şuracıkta seni domaltıp sikeceğim Theo!

-Biliyorum, sen de bana aşıksın

Lafının noktasını koyduktan sonra Theo'nun yüzünde yayılan kendinden emin ve çapkın gülüşü Brett'i hafiften utandırarak susturmuş, Liam ve Nolan'ın ise öfkeyle karışık sogulayıcı bakışlarını üzerine çekmeyi başarmıştı.

Bu küçük çaplı aksiyondan sonra ortama çöken sessizliğin ömrü pek uzun olmadı. Birden bire evin ön kapısının kilidinin açılma sesi evdeki sükutu bozmuştu. Birisinin bu denli rahat biçimde eve gelmesi imkansızdı, çünkü evin anahtarı Liam'dan başka kimsede yoktu. Tabii bir kişi hariç.

Daha eve gelenin kim olduğunu beyninde netleştiremeyen Liam, Theo'nun kollarını göğüsünden çekip yavaşça ayağa kalktı ve refleks olarak pençelerini çıkardı. Yavaşça kapıya doğru ilerlerken Theo da aynı şekilde arkadan onu takip ediyordu.

Gâfil biçimde kendini Liam'ın kollarına atan kızın (yazarın düşüncesine göre tarla faresine benzeyen) tiz sesi tüm evde yankılandı

-Liam! Ah, seni nasıl da özlemişim bir bilsen!

Ciyaklayan kızın sesine Nolan ve Brett de salondan gelmiş, zar-zor üstlerine bir şeyler bulan Corey ve Mason da üst kattan inerek merdivenlerden olanları izliyorlardı.

+H-hayden?

Liam da dahil olmak üzere tüm ev şok içindeydi. Theo... Theo ise şokla birlikte başka bir duygu daha yaşıyordu. Şokunu bile örten. Hayal kırıklığı.

Daha 15 dakika önce, kelimenin tam anlamıyla, rüyalarını yaşayan Theo'nun birden-bire tüm varlığı koca bir kabusa doğru sürüklenmişti. Yaşadığı şey hayal kırıklığının bile ötesindeydi. Zihni kırılmıştı. Ruhu kırılmıştı. Varlığı, benliği, her bir şeyi kırılmıştı. En kötüsü ise, zaten kırılmış olan kalbi parçalarına ayrılmıştı.

Hayden Liam'ın arkasından gelen Theo'yu görünce kendisine göre haklı olarak yüz ifadesi değişti. Kaşları öfkesini bildirecek bir hal aldı. Pençelerini çıkardı, ve gözleri parladı. Liam'ı es geçip Theo'nun boğazına yapışarak onun sırtını duvarla buluşturdu