"Benimleyken başka birinin sana yaklaşmasına asla izin vermem." Taehyung omuzlarını silkti ve elleriyle alfanın boynuna dökülen saçlarını okşadı. İlk gördüğünde ki buz mavisi gözler aklından çıkmıyordu, keskin ve bir o kadar korkutucuydu ama dedi o gözler Seokjin'e ait olduğunda korkutucu değildi. Kokusu burnunun içinden geçip kalbine baharı getirirken kendi içinde kıkırdadı omegası, alfanın baskınlığını ve merhametini gördükçe taklalar atıyordu.

Taehyung bölünen uykusunun pençesinden kurtulmaya çalışırken alfanın ferah deniz okyanus kokusu buna engel olmak üzereydi, şimdi boynunda onun kokusunda ve sıcaklığında tekrar derin bir uykunun kollarına kendisini bırakmamak adına yavaşça geri çekildi ve gri gözlere baktı.

O gün tüyleri beyaz ve kabarık kurdun gözlerindeki keskinliği taşıyordu. Merhamet yine en belirgin duyguydu, halen ona şefkatle ve aşkla bakıyordu.

"Neden öyle bakıyorsun çok mu korkutucu görünüyorum." Taehyung saçlarını hızla sağa sola sallarken yine sarı şirin saçları yanağını yalayıp geçmişti. Güzel sarı gözleri tebessüm ederken alfanın göz kapaklarına usulca dokundu ve soğuk tenini ısıtmaya çalıştı.

"Korkutucu değil ama-" Seokjin onun bedenine bıraktığı sıcaklıkla derin bir soluk verdi, kucağında oturuyordu, boynuna sıcak nefeslerini bırakıp elleri fütursuzca vücudunda geziniyordu ama farkında değildi.

Bedenine nasıl bir hasar bıraktığının, onu nasıl arzuladığının en ufak hareketinden etkilendiğinin henüz farkında değildi omega.

"Aması ne ?" Taehyung'un uzun ince parmakları alfanın yüzünde yavaş yavaş dolaşırken bu kez soluk teninde duraksadı ve sıcaklığını oraya bıraktı. Çok soğuktu teni üşümüyor muydu?

"Sadece kabus sandım ve korkutma ama şimdi korkutucu gelmiyor çünkü sadece sen varsın başkası yok." Sonra soluk teninde bir gül gibi kıpkırmızı açmış dudaklarına dokundu ve aynı soğukluğun oraya da bulaştığını gördü. Titreyen dudaklarını onun soğuk dudaklarına gece gibi örtünürken tek amacı ısıtmaktı.

Onun dudaklarına kendi sıcaklığını bırakmaktı...

"Sadece eşim var." Naiflikle onun dudaklarına kapandığında elleri sımsıkı omuzlarına tutundu ve gözlerini kapattı, gri gözler halen zihnini parçalarken omegası bir alfanın varlığı ile kendisini belli etmeye başlamıştı bile. Omeganın hızlanan kalbi ve kayıp düşünceleri bunun en büyük kanıtıydı, omegası iyileşiyordu alfanın varlığı küs omegasını her geçen gün ellerinden tutup yeniden yaşaması için yeni bir sebep veriyordu.

Taehyung ise toydu, masum düşünceleri sadece onu ısıtmak iken alfanın yangının görmüyordu, ateşi söndürmek yerine kendi ateşiyle daha körüklüyordu. Biriyle sevişmek nedir bilmiyordu arzu ve şehvet hissediyordu ama bunu adlandıramıyordu. Elleri onun sert tenine sıcacık dolanırken Seokjin yumruklarını sıktı ve sadece onun hamlelerine izin verdi.

Fazlasını istemedi, saf dokunuşlarla bile kalbi ve bedeni tatmin oluyordu. Omeganın kalbinin içinden kopup gelen her bir söz, her bir davranış onun için yeterliydi fazlasına hiçbir zaman gerek yoktu ve olmayacaktı da. 

"Taehyung alfanın soğuk dudaklarına Seokjin'den öğrendiği gibi dilini değdirdiğinde utançla tüm boynu kızarmıştı. Öpüşmeyi seviyordu belki bunu beceriksizce yapıyordu ama alfanın teninde olmak ona dokunmak iyi hissettiriyordu. Soğuk ve yalnız odasında kimsenin onu sevmeyeceğini beğenmeyeceğini düşünerek yıllarını geçirmişken onu bu kadar seven adama karşı bu duyguları hissetmesi normaldi.

Seokjin onun ilk aşkıydı.

Omega bir tepki bekledi, onun soğuk dudaklarını aralamasını yada her zaman yaptığı gibi kontrolü ele alamsını bekledi ama Seokjin sadece duruyordu. Bedeni soğuk bir duman gibi yok olmaya hazırken daha ilerisini düşleyemiyordu bile. Taehyung geri çekilip çekilmeme arasında kararsız kalırken ince dudakları alfanın dolgun dudaklarına sıcak ve masum son bir öpücük bırakıp yavaşça ayrıldı. Sarı gözleri merakla açılıp alfanın gri gözlerine bakarken dudaklarını büzdü.

YOUR EYES TELL~tjTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon