1.5

1.2K 82 1
                                    

Adam bağırarak geriye düştüğünde derin bir nefes aldım. Gücümle ona elektrik vermiştim ve işe yaramıştı. Ayağa kalktım ve nefesimi düzene soktum. Yavaş adımlarla çanta odasına doğru ilerliyodum. Önünde bir görevli duruyordu. Daha dikkatli baktığımda uyumuş olduğunu gördüm. Ses çıkarmadan odaya girdim ve çantalardan bitanesini elime aldım. İlk önce zamanı ayarladım daha sonrasında cebimden bir bomba çıkartarak ucunu çektim ve çantaların yanına attım. Koşarak odadan çıktım ve oradan uzaklaştım. Bomba patlayınca sesine herkesin uyanacağına emindim bu yüzden elimi çabuk tutarak görev kapsüllerinin atıldığı odaya gittim. Bir bomba da oraya atacakken handler karşıma çıktı.

"Anaya bunu sakın yapma. Yoksa pişman olacaksın." kafamı ikiye yana salladım ve gülümsedim.

"beni yakalamak bu kadar kolay değil Handler." yüzündeki ifadeye gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Bacağından silahını çıkarttı ve bana doğrulttu.

"göreceğiz." ateş ettiğinde kaçmayı başarmıştım birkaç defa daha mermiden kurtulmuştum. Son ateş edişinde mermi karnıma denk gelmişti.

"hadi ama. Sikeyim!" bombanın ucunu çekerek Handler'in de içinde olduğu odaya fırlattım ve karnım bu durumu ne kadar engellese de var gücümle koşmaya çalıştım. Binadan çıktım ve elimi duvara koyarak binanın elektriğini kestim. Başım dönmeye başlamıştı. Ormana girerek Five'ları bulmaya çalıştım. Biraz daha ilerledikten sonra onları bulmuştum.

"çantayı almışsın. Harika!" başımı salladım ve çantayı Five'a verdim. Harry'yle beraber Five'ı tuttuk. Gözlerimi kapatmıştım. Ayaklarım yerden havalanmaya başladığında etraf birden dönmeye başlamıştı. Sanki küçük bir şeyin içinden geçiyormuş gibi hissettim. İğrenç bir histi. Ayaklarım sonunda yere değdiğinde gözlerimi açtım. Akademideydik. Five bağırdı.

"siktir!" Five'a baktığımda çocuk bedenindeydi. Hızlıca ellerimi yüzüme götürdüm ve vücuduma baktım.

"sikeyim Five! Neyi yanlış yaptın." yeri tekmeleyerek konuştu.

"formülü yanlış yaptığımı biliyordum! Lanet olsun!" başımın dönmesi artmıştı. Kafamı kaldırdığımda bizimkileri görmüştüm. Hepsi çok sevinmişti. Gözlerim kararmaya başlıyordu. Hepimiz içeri girdik ve salona geçtik.

"sen gideli 5 dakika bile olmadı Anaya." kaşlarımı kaldırarak onlara baktım.

"ne 5 dakikası. 3 gün oldu." hepsi şaşırmış gibi bakıyordu. Harry konuştu.

"orada zaman farklı ilerliyor." başımı salladım. Bir şeyler konuşmaya başladılar ama sesler çok boğuk geliyordu. Etraf aşırı derecede dönüyordu ve gözlerim kararıyordu. Ayaklarım bedenimi daha fazla taşıyamıyordu. En sonunda kendimi bıraktım.

oh bir bölüm daha

𝑲𝜾𝒚𝒂𝒎𝒆𝒕𝒕𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz