Ayaklarımı halıya sürte sürte annemin odasına gelmiştim. Dışarıya kadar gelen iğrenç bir koku vardı. Kapıyı açtığım sırada koku burnumda daha bir netleşmişti. Yüzümü ekşiterek etrafa göz gezdirdim. Neyin kokusuydu şimdi bu?
Adımlarımı biraz daha ilerletip perdeleri sarkan yatağa ulaştığımda bir perdeyi kenara ittim. Gördüğüm şeyle şok olmuştum. Karşımda kanlar içinde duran annem vardı. Boğazında ise bir bıçak. Arkamdaki büyük gürültüyle o tarafa döndüm. Dönmemle birlikte etrafta büyük bir patlama sesi olmuştu.
Sıçrayarak yatağımdan kalktım. Bu kabuslar beni yıpratıyordu. İşin kötü yanı ise kabuslarımın sürekli gerçek olmasıydı. Ellerimin titrediğini fark ettim. Evde biri vardı, bunu hissediyordum. Çekmecemde duran silahı elime alarak yavaş adımlarla odadan çıktım. Annemin odasına geldiğimde yine aynı kokuyu almak midemi bulandırmıştı. Yatağa giderek perdeyi kolumla ittirdim. Aynı rüyamdaki gibiydi. Ellerim titremeye başladı. Derin bir nefes alarak gözümden akan yaşı sildim ve odadan çıkarak onun odasını görebileceğim bir yere saklandım.
Pek başarılı olmamıştım. Yabancı adam yakamdan tutarak beni havaya kaldırdı. Özel bölgesine tekme atmıştım. Ama pek bir işe yaramamış gibi görünüyordu. Kolunu iki elimle tutarak destek aldım ve ayağımı kaldırarak yüzüne tekme attım. Bunu beklemediğinden afallamış ve beni bırakmak zorunda kalmıştı.
Silahımı ona doğrulttuğumda ateş ettim ama bir şey olmamıştı. Bu adam ölümsüzmüydü? Yoksa çok mu iyi korunmuştu?
Adam üzerime gelmeye başlayınca kaçabilcek pek bir yerim yoktu. Şuanda tek korunmayan yerinin yüzü olduğunu anlayarak elime cam bir vazo aldım ve yüzüne attım. Vazo yüzünde parçalanınca bir parçası sanırım gözüne girmişti. İnleyerek bir eliyle cam giren gözünü kapattı. Onu orada bırakarak hızlıca mutfağa yöneldim ve boş dolaplardan birine saklandım.
Adım sesleri yaklaşıyordu. Buraya girdiğimi biliyordu. Tüm dolapları sert bir şekilde açıp kapatmaya başladı. Sinirlendiği çok belliydi. Ayak sesleri durduğunda benim dolabımın önünde olduğunu anlamıştım. Ben daha ne olduğunu anlayamadan dolabı açmış beni boğazımdan yakalayarak havaya kaldırmıştı. Nefessizlikten çırpınırken o elini daha da sıkıyordu. Elimle arkamdaki şeyleri yoklarken elime bir bıçak geldi. Aldığım gibi adamın gözüne sapladım bıçağı. Büyük bir gürültüyle bağırırken beni bıraktı.
Kaçarken silah sesiyle beraber bacağımda büyük bir acı hissetmiştim.