1.2

1.3K 81 13
                                    

"beni asla dinlemeyeceksin değil mi?" intikamımdan bahsediyordu. Pis bir şekilde sırıttım.

"asla." gülümseyerek kafasını iki yana salladı.

"öpücüğü beğendim. Daha sık yapmalıyız." koluna vurarak tişörtünün altındaki dosyaları çıkardım.

"bunu aklından çıkar." dosyaları alıp masaya geçtik ve incelemeye devam ettik.

"orada başka dosya varmıydı Anaya?" dosyadan başımı kaldırmayarak konuştum.

"evet. Tanımadığım birkaç insan daha vardı. Bakmaya pek zamanım olmadı." başımı arkaya attım ve ofladım. Five konuştu.

"gece Handler'in odasına gireceğiz. Diğer dosyaları da almamız gerekiyor. O dosyalar yerine birkaç sahte dosya koysak kısa bir süreliğine bizi idare eder." başımı kaldırdım ve onaylarcasına salladım. Five çekmecesinden birkaç kağıt ve kalem çıkararak kağıda bir şeyler yapmaya başladı. Merak ettiğim için yanına gittim. Masaya oturarak onu izlemeye başladım.

"napıyorsun Hargreeves?" bana bakmadan yaptığı şeye devam etti.

"tanrım! Bu neden bu kadar karışık!" yaptığı işlemlere göz gezdirdim.

"saat yeterince geç oldu. Sen dosyaları al ben denklemle uğraşırım." kafasını iki yana salladı ve kağıtları alıp tekrardan çekmecesine koyup kilitledi.

"sana güveneceğime Lila'ya güvenirim. Aynı şey." gözlerimi devirip masadan indim.

"o kağıtları orada saklaman ne kadar mantıklı ki? Kadın iki el şıklatmasıyla açar kilidi." ellerini kafasına koyarak saçlarını çekiştirdi.

"tanrım! Sus artık Anaya!" bir şey demeden odadan çıktım. Koridorlarda kimsenin olmaması iyiydi. Handlerin odasına yaklaşmışken ileride bir ışık gördüm. Hemen rastgele bir odaya girip kapıyı arkamdan kapattım. Ağzımı elimle kapatarak çok ses çıkarmamaya çalıştım. Etraf çok karanlıktı. Elimle etrafı aydınlatacak kadar küçük bir kıvılcım çıkardım. Gördüklerimle ağzım açık kalmıştı.

𝑲𝜾𝒚𝒂𝒎𝒆𝒕𝒕𝒆 ◈𝑭𝒊𝒗𝒆 𝑯𝒂𝒓𝒈𝒓𝒆𝒆𝒗𝒆𝒔Where stories live. Discover now