2

385 43 31
                                    

küçükken hayranlıkla izlediğim grupları hatırlıyorum. saatlerce televizyonun karşısında oturup, bir grup liseli gencin  müzik yaptığını izlememi. her elektronik gitar gördüğümde etkilenişim, hayal edişim canlanıyor zihnimde. bir gün benimde gitarım olur mu, gitarım olsa çalabilir miyim, çalsam nasıl olur diye hayallerim vardı.

gerçekleşti de.

annem müzik dinlemeyi severdi. o nedenle televizyondan müzik kanalı açardı ki bende böylelikle izlerdim o programları. her agızımdan şaşkınlık nidası koptuğunda gülümseyerek bakardı bana.

bir gün, yanlış hatırlamıyorsam doğum günümdü, annem bana enstürüman dükkanına gitmeyi isteyip, istemediğimi sormuştu. sevinçle ayaklanıp, çok isterim, demiştim. yine aynı gülümsemeyi sunmuştu bana. babam işten geldiğinde onunla konuşmuş, nasıl olduysa ikna etmiş ve elimden tutarak götürmüştü beni oraya. babam karşı çıkmıştı ilk, sevmezdi o beni. sanırsam 11 ya da 12 yaşındaydım.

dükkana girdiğimizde her yerde gözlerimi gezdiriyordum. ilk piyanonun başına gitmiştim. çünkü direkt yanımdaydı ve ben hepsine sırayla bakmaya karar vermiştim. en başta tuşlara basınca gelen ses hoşuma gitmişti ama kesinlikle benim tarzım değildi. daha heyecanlı şeyler istiyordum o zamanlar. şimdi ise heyecan korkularımdan biriydi.

keman, yan flüt, akustik gitarı inceleyip, onları da geçmiştim. bateride durdum. çünkü izledimlerimde bateri de vardı. çalmayı denemek istedim. görevli adam bana yardım etti. ama bir türlü beceremedim. ne bagetleri kavrayabildim, ne de sertçe vurabildim.

ondan da uzaklaştım. az ileride gitarlar vardı zaten. mavi bir tanesi hoşuma gitmişti. annem görevliye bir tanesini vermesini söyledi. görevli adamsa bana hangisini beğendiğimi sordu. mavi olanı işaret ettim. onu getirdi. ve bir de pena, hala saklarım.

elime gitarı verdiğinde soyutlanmış hissettiğimi hatırlıyorum. sonra görevli yardımıyla tek elimle tellere bastırıp, diğeriyle penayı tuttuğumu. penayı tellere hafifçe sürttüğümde oluşan ses o yaşlardaki benim için inanılmaz bir şeydi. öyle ki bir kaç kere tekrarlamıştım. sonraysa anneme dönüp gülümsemiştim. bana beğendiysen alalım demişti. sadece başımla onaylamıştım.

gitarı alırken babamın söylenmeleri var birde zihnimde. ne gerek varmış, her zaman böyle değişik şeyleri severmişim, garip bir çocukmuşum, neden normal olamamışım. ne alakaysa işte, boşverin.

eve döndüğümüzde gitarı kılıfından çıkarıp bir saate yakın izlemiştim. çalamamıştım ama. çünkü saat geçti. kimseyi rahatsız etmek istemedim. annem sabah deneyebileceğimi söyledi.

heyecandan uyuyamadım. sabaha kadar sabredebileceğimden emin değildim. yerimde duramıyordum.

böyle başlamış oldu her şey.

★

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
somebody to love, hyunminWhere stories live. Discover now