29- Bavul

17.3K 1.2K 327
                                    

Annemle verandada oturuyorduk. Güneş yavaş yavaş batıyordu. Güneş batarken gökyüzünü boyayan kızıllıklara bakmayı çok seviyordum. Yemekleri pişirmiş annemle bir keyif kahvesi içiyorduk.

"Mete, Emir ile aran nasıl? Ben görüyorum her gün ama senin nasıl hissettiğini bilmem daha iyi olur. Bana açık açık nasıl hissettiğini söyle, çekinme."

Gerçekten bana öz annem gibi davranıyordu. Bu beni oldukça mutlu ediyordu.

"İyi anne, bir sorun yok."

"Sana eşi gibi davranıyor mu?"

"Evet, gerçekten bana çok iyi davranıyor. Ne düşündüğümü, ne istediğimi her şeye dikkat ediyor. En son olan şeylerden sonra daha da dikkat ediyor hatta."

Kapı sesi geldiğinde Melih Bey'in geldiğini düşünmüştüm. Çünkü Emir'in gelmesine daha bir saat vardı.

"28 gün oldu evleneli. Alışabildiniz mi birbirinize?"

Omzuma konulan elle irkilerek arkama döndüm. Emir gelmişti.

"Evet anne, alıştık birbirimize."

"Hatta o kadar alıştık ki ben işteyken hemen eve gelmek için çabalıyorum."

Utanarak gülümsedim. Annemde kıkırdadı.

"İlahi Emir, nazar değmesin aman. Hep böyle mutlu olursunuz umarım yavrularım benim."

"Umarım anne."

"Mete'm bana yeter, artar bile. Sen bizim evliliğimizi düşünme. Bir problemimiz yok. Gerçek eşler nasılsa bizde öyleyiz işte."

Annem sonunda memnun kalmış olacak ki güldü.

"Tamam oğlum. Ben geçeyim salatayı yapayım. Baban gelir şimdi. Siz oturun."

Annem içeriye geçtiğinde Emir önüme geçti.

"Hoş geldin yok mu eşine?"

"Hoş geldin."

"Böyle kuru kuru mu? Bir hoş söz, öpücük, sarılma falan yok mu?"

Neredeyse dudak büzecekti. Güldüm bu haline ve ayağa kalktım. Sarılıp yanağından öptüm. O da sarılıp boynumdan öptü.

"Hoş geldin canım."

"Hoş buldum hayatım."

"Günün nasıldı? Erken geldin, beklemiyordum."

"İyiydi, normal iş güç. Erken geldim çünkü balayı programımızı ayarladım. Bavul hazırlamamız gerek."

"Nereye gidiyoruz?"

Dudağımı öptü.

"Sürpriz bebeğim gidince görürsün. Tam istediğin gibi bir yer buldum. Çok beğeneceksin."

"Çok heyecanlandım. Ne kadar kalacağız?"

"İki hafta kalacağız."

"O zaman çok şey almamız gerek. Yola ne zaman çıkıyoruz?"

"Yarın sabah."

"Hadi gidip bavul hazırlayalım."

Odamıza girer girmez bavulları çıkartıp hazırlamaya başladık. İkimizde büyük birer bavul hazırladık. Her şeyi tam olarak koyduğuma kırk kere bakarak emin oldum. Yemek hazır olunca yemek yemeye indik. Yardımda edememiştik anneme.

"Anne seslensen ben masayı hazırlardım."

"Yok oğlum ben hazırladım işte. Senin işin vardı zaten."

Hep beraber masaya oturduk.

"Ne işi vardı?" Diye soran Melih Bey'e baktım.

"Balayına gidecekler, bavul hazırlıyordu."

"Nereye gideceksiniz abi?"

Melisa'nın heyecanlı haline gülümsedim.

"Sonra söylerim ben sana güzelim, Mete'ye sürpriz olacak."

"İyi bakalım."

Yemeye başlayıp hızlıca yedik. Sofrayı kaldırdık hep beraber. Bulaşıkları Melisa yıkarken bizde Emir ile odamıza çıktık.

Odaya girince bavulları son kez kontrol edip eksik olmadığını anlayınca kapının yanına bıraktık. Yarın sabah altıda yola çıkacaktık. Yol üstünde kahvaltı yapacaktık. Erken kalkacağımız için erken uyuyacaktık. Şarj aletlerimiz, kulaklıklarımız, peçete, ıslak mendil, antibakteriyel, sıvı sabun gibi birkaç şeyi sırt çantama koymuştum. Mola verdiğimizde hijyensiz yerlere denk gelebilirdik.

"Ben bir tıraş olayım. Sakallarım uzadı iyice. Sonra da duş alırım."

Banyoya doğru adımlarken önüne geçip durdurdum.

"Hayır, sakallarını kesme."

"Neden?"

Elimi yanağına koyup okşadım.

"Çünkü sakallı daha çok hoşuma gidiyorsun kocacığım."

"Yaaa demek öyle?"

Dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı.

"Her şeyin hoşuma gidiyor ama kocacığım demen ve ince belin daha bir hoşuma gidiyor. Kocacığım diyince hele, bir fena oluyorum."

Gülerek ve utanarak yüzüne baktım.

"Ayıp."

"Ne ayıbı hayatım? Bizim aramızda ayıp bir şey mi kaldı?"

"Emir!"

"Neyse tamam tamam. Ben diyeceğimi dedim zaten."

"Ben gidip duş alacağım!"

Sesimi sinirli çıkartmaya çalışarak banyoya girdim. Hemen arkamdan Emir'de girdi.

"Aaaa tesadüfün böylesi bende duşa girecektim."

Oyuncu tavrına kıkırdadım. Ben gülünce o da güldü. Bir şey demeden üzerimdekileri çıkartıp suyun altında girdim. Emir'de üstünü çıkartıp geldi. Arkamda duran Emir ellerini belime sarıp aramızdaki mesafeyi kapattı. Dudaklarını enseme bastırıp öptü. Hemen arkamda durması, dudaklarını vücudumda gezdirmesi beni etkilerken hınzır bir gülüşle vücudumu ona döndürdüm. Kollarımı boynuna sarıp dudaklarını öptüm.

"Kocacığımmm."

"Bak işte yapıyorsun, yapıyorsun sonra ben konuşunca ayıp oluyor!"

Kahlaha attım tatlı sitemine. Yanaklarını sıkıp dudağını öptüm. Emir'in bana sürekli dediği kanım kaynadı deyimini ben yaşıyordum şimdi.

"Emir, çok tatlısın!"

"Aşkım, bir seksen altı, seksen kilo adama da tatlı demezsin."

"Tatlısın ama ne yapabilirim?"

"Bunu başkasının yanında deme bari. Tüm karizmam gider."

Kahkaha attım. Hallere bak.

"Tamam, kimsenin yanında demem tatlı şey."

İnce BelliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin