3- İlk Karşılaşma

28.2K 1.9K 480
                                    

Sohbetlerle yaklaşık üç dört saati geride bırakmıştık. Annemle Semra Hanım genelde eski anılarını bize anlatırken arada sırada Melisa ile ben güncel konulardan konuşuyorduk. Oturuken Semra Hanım'ın telefonu çaldı. Hemen gülümseyerek açtı.

"Oğlum?"

"Tamam gelebilirsin almaya. Gelince sende içeri gir Nurten Teyzenle tanıştırayım seni."

"Hadi görüşürüz."

"Emir bizi almaya geliyor. Gelmişken sende tanış."

"İyi oldu merak etmiştim bak."

"Eve gidince eşimle konuşayım bir gün ailecek hep beraber yemek yiyelim. Günü belirleyip haber veririm sizde müsait olursanız."

"Hafta sonu olsun. Mete hafta içi çok yoruluyor."

"Ne işle meşguldün Mete?"

"Okul öncesi öğretmeniyim. Sınıfım biraz kalabalık ve tek tek hepsiyle uğraşırken yoruluyorum."

"Çocuk bakmak çok zor oğlum. Ben birer birer zor büyüttüm sen hepsiyle aynı anda ilgileniyorsun için cidden zor. Haftasonuna ayarlarım ben tamam."

Kapı çaldığında ayaklandım. Annem ile Semra Hanım'da peşimden geldi.

"Emir geldi herhalde."

Kapıyı açtığımda esmer, 1.85'in üzerinde boyu olan bir adam vardı.

"Emir hoş geldin annem."

"Hoşgeldin oğlum geç içeri."

"Hoş geldiniz."

Ben konuşunca bana baktı. Sonra anneme bakıp hafif tebessüm etti.

"Hoş buldum."

İçeri adımladı üçü birden. Hemen arkasından kapıyı kapatıp bende ilerledim. Tekli koltuklarda annem ve Semra Hanım oturuyordu. Diğer koltuğa iki kardeş yan yana oturmuştu. Bende karşılarındaki koltuğa oturdum.

"Bir şeyler içer misin Emir? Kek poğaça falan da var?"

"Oğlum kesinlikle yemelisin, çok güzel şeyler yapmış Nurten Teyzen."

"Zahmet olmasın."

"Ne zahmeti oğlum. Hemen getiriyorum."

"Sen otur anne ben getiririm."

Mutfağa ilerledim ve bir tabakta Emir'e hazırladım. Yanına sonradan taze demlediğimiz çaydan da koydum. Bir elime çay bardağını bir elime tabağı alıp odaya ilerledim. Hemen önündeki sehpaya bıraktım.

"Afiyet olsun."

"Sağ ol"

O yemeye başladığında Semra Hanım ile annem konuşuyordu. Emir tabağı bitirdiğinde Semra Hanım konuştu.

"Emir en çok hangisini beğendin?"

"Hepsi güzel olmuş elinize sağlık."

"Birini söyle bakalım sen hadi."

Semra Hanım'ın neden bu kadar ısrar ettiğini anlamamıştım.

"Kek diğerlerinden biraz daha fazla güzel olmuş. İçinde daha önce yediğim keklerden daha güzel bir tat var."

Keki ben yaptığım için dedikleri beni utandırmıştı nedensizce.

"Nurten Teyze'nin oğlu Mete yapmış o keki. Çok becerikli."

Emir bana baktı.

"Eline sağlık."

"Afiyet olsun, isterseniz bir daha getirebilirim?"

"Yok zahmet etme. Yeter yediğim baya yedim."

Kafa salladım.

"Peki."

"Neyse biz kalkalım artık. Akşam yemeği yapacağım daha."

"Arayı fazla açmayalım. Sık sık görüşelim."

"Yok Nurten bu saatten sonra seni bırakmam. Zor buldum."

Birbirine sıkı sıkı sarıldılar. Kapıdan yolcu ederken Semra Hanım sıkı sıkı sarıldı bana.

"Görüşürüz Meteciğim. Seni çok sevdim ben."

"Bende sizi çok sevdim. Kendinize dikkat edin."

"Sende kendine dikkat et kibar beyfendi."

Gülümsedim ve yolcu ettik onları. İçeriye girip koltuğa oturdum. Hayatımıza yeni insanlar girmişti. Ama bu beni mutlu etmişti. Melisa benden bir yaş büyüktü. Arkadaş olabileceğim biriydi. Düşüncelerimiz benzerdi. Semra Hanım gerçekten enerjik bir insandı. Yanındakilerin de enerjisini yükseltiyordu. Emir hakkında şu anlık pek bir şey bildiğim söylenemezdi. Bugün güzel bir gündü.

İnce BelliWhere stories live. Discover now