52🕯 "Siyah kuğu 1"

Start from the beginning
                                    

"İyi de güzel dostum her baba oğul kavga eder. Ve baban unutma ki kavganızdan tam iki ay sonra vefat etti."

"Ama doktor üzüntüye bağlı kalp krizi dedi," dedim. Kaşlarımı kaldırarak Murat'a bakıyordum. Açık ara benim yüzümden olması çok büyük ihtimaldi. Murat da bunu biliyordu belki. Yine de kim dostuna babanı öldürdün diyebilir ki?

"Bak kardeşim," dedi elini omzuma atarak. "Farz et ki baban senin yüzünden öldü. Dolaylı yoldan yani. Ama sen olmasaydı o da anneni öldürür müydü öldürmez miydi?"

Gözümden düşen tek bir damla yaşı elimin tersi ile silerken "Bilmiyorum," dedim. Ben araya girmediğim zamanlar annem üstü başı kan içinde kalıyordu. Sırf bu yüzden polis olmaya karar vermiştim zaten. Babama dur diyebilmek için. Annemi korumak için.

"Oğlum benim annem bile hala der, Yusuf olmasaydı Gülgün şimdiye sok nefesini vermişti diye. Sen bir kere babanla kavga ettin diye öldüyse o da ecel. Ne yapabilirsin ki artık?"

Taze akan yaşı da elimin tersi ile sildim ve iki kere öksürürken dik durmaya çalıştım.

"Babandan sonra annen de vefat ettiği için biraz içine yer ediyor biliyorum ben. Ama bizler bir şey yapamayız Yusuf. Bunları hepsi takdiri ilahi. Ha kardeşim?"

Her on nisanda aynı nutuk çekiliyordu bana. Özellikle Murat tarafından. Sonra eve gidince Meryem tarafından. Sonra kızım Hacer öper teselli eder. Sonra Murat ailesini toplar bize gelir. Fedai ve Hacer kendilerinden geçerek beni güldürmeye çalışır. Üç yaşındaki kızımın beni böylesine derin anlaması yüreğimi delin deşik ediyor. Sıradan bir çocuk olup umursamamasını dilerdim. Bana o kadar bağlı ki, daha minicik ama şu fani dünyada canımdan bir parça yavrum.

"Hadi gel de şu mevzuyu bir daha konuşalım."

Mevzu dediği beyaz tavşan davasıydı. Gözümüzü ya da gözlerimizi korkutmak için bir adamı döverek öldürmeleri bu işin bittiği anlamına gelmiyordu elbette.

Murat'la birlikte Osman Çelik'in malikanesine gittik. O da bizi bekliyormuşçasına hemen özel odasına aldı. Önümüze serdiği dosyaların hepsi Engerek zehri örgütü hakkındaydı. Tek tek inceletmiş ve delil toplamıştı. Araştırmalara göre örgüt 1992 senesinde kurulmuştu. 92 ve 93'de çok fazla öne çıkmadan kendine özellikle zengin ve nüfuzlu insanları toplamış asıl faaliyetlere ise 94 senesinde başlamıştı. Yaptıkları şey organ kaçakçılığıydı ancak bu kadar basit değildi hep olduğu gibi. Örgüt içindeki sinerji öylesine yoğun ki dışarıdan bir insan için absürt gelen şeyler onlar için kutsal bir görev gibi.

Örgütün içine girmek için yapılması gerekenler o kadar çok ki öyle kolay kolay kimse giremiyor. Girenler içinse en önemli şart vücutlarının herhangi bir yerine örgütün dövmesini yaptırmak.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
PROFESYONEL  [F•]Where stories live. Discover now