50. Bölüm / Küçüklük Tranvası

Start from the beginning
                                    

Gözlerim saate kaydığında 4'ü geçtiğini fark ettim. Gerçekten wow. Uzun süre sonra kış uykusuna yatmış olmalıydım.

Saçlarımı kurutmaya aşırı üşenmiş olsamda hafiften nemi gitmesi için götümü kaldırıp saçlarımı kuruttum. Saçlarım hala takma saçtı, yani uzunlardı. Birde saç rengim hala kızıl tonundaydı.

Aylardır boyatmıyordum ve oldukça çok dibim gelmişti. Fakat dibimin gelmesini düşünmekten daha beter dertlerden daha yeni yeni arınıyordum. Müsait olduğum en yakın zamanda kuaföre gidip saçlarımı eski kahve tonuna geri döndürecektim. Ayrıca takma takılan saçları da çıkartıp kendi saç boyumda kullanacaktım.

Hatta tam olarak şuanda gitsemde olurdu. Evet karnım ağrıyordu fakat bu kuaföre gitmeme engel değildi. Ani verilen kararlar her zaman ne kadar hayırlı olur bilmem ama kurutma makinesini fişten hızla çıkartıp dolaba ilerledim.

Üzerime bej rengi tonunda boğazlı bir crop giydim. Onun altına ise deri kahve tonunda bol bir jean giymiştim. Boğazlı crobun üzerine ise kahve tonunda olan büyük şişme montumu giydim.

Uzun zaman sonra ilk defa böyle güzel giyinmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Uzun zaman sonra ilk defa böyle güzel giyinmiştim. Ve arada bu şekilde olmak insanı gerçekten iyi hissettiriyordu.

Telefonumu ve çantamı elime alarak odadan çıktım. Bot topuklularım her bir adımımda tık tık ses çıkartıyordu.

Merdivenlerden inip bahçeye çıktım. Dışarıda her zamanki gibi koca bir koruma ordusu bulunuyordu. Gözlerim tanıdık sima olan Erenle kesişti. Ayaz büyük ihtimalle rahatsız olduğumdan bahsetmişti ve benim dışarı çıkmamı beklemiyor gibiydi.

Eren daha fazla uzakta durmadan hızla elindeki işi bırakarak yanıma geldi. "İyi akşamlar yenge." Diye konuya girdi.

"İyi akşamlar Erencim." Dedim.

"Abim dinlenmeni söylemişti yenge, işin acil değilse çıkma lütfen. Abim sonrasında bana patlıyor."

İşim çok acil değildi ama anlık hevesim gelmişti ve başka zaman üşenebilirdim.

"Abinle konuşurum ben Eren. Çıkmam gerekli diye çıkıyorum, Ayaza haber etmenize de gerek yok."

Gözleri öyle şey olurmu dercesine açıldı. Öyle bir şey yapsa Ayaz buradaki herkesi kovadabilirdi. 

"Yok yenge öyle şey olurmu. Vallaha abimden kurtulamayız." Bu korku dolu yüzüne karşı kahkahamı durduramamıştım. Ah Ayaz, insanların psikolojisini etkilemekten başka yaptığı bir şey yoktu..

"Hatta yenge iki dakika bekle ben abimle konuşayım sonrasında sana vereyim telefonu. Sen konuş onunla olurmu?"

Ereni seviyor olmasam büyük ihtimalle bu kadar uğraşmazdım ama Erenin bende emeği çoktu. Onun işini kolaylaştırmak benim için sorun değildi.

Başımı olumlu anlamda salladım. Eren cebinden telefonu çıkartıp bir numarayı tuşladı. Telefon birsüre çaldı, fazla zaman geçmeden de açıldı.

YENİDEN SEVEBİLİR MİSİN Where stories live. Discover now