0.7

4.1K 568 327
                                    

Gençler bu stoktaki son bölüm ve finaller çat kapı geliyo sadece tek dersten 8 tane final ödevim var 2 haftaya yetişmesi gereken o yüzden ben okul bitenr kadar rest veriyorum hadi sağlıcakla kalın bb

*

Kapı zili çaldığında Chan ayaklandı ve kapı otomatiğine basıp kilidin açılmasını sağladı. Merdivenlerin önünde Seungmin'in gelmesini bekliyordu şimdi. Sonuçta apartman dairesi, kapı önünde durursa ancak Seungmin onun dairesini tanıyabilir. Yoksa asla kapı önünde onu beklemiyordu.

Seungmin'in kafası merdivenlerin başından gözükür gözükmez Chan yüzüne yapmacık bir sırıtma yerleştirmeyi düşünmüştü ki karşısındaki oğlanın şık kombini, özenle yapılmış saçları ve dumanlı göz makyajı ağzını açık bırakmaya yetmişti. Pekala, özenilebilirdi elbette ama canlı yayın için azıcık fazla değil miydi?

Çok güzel görünüyor. Chan iç sesine orta parmak çekerken yüzüne koymayı unuttuğu yapmacık sırıtışın gerçeğe dönüştüğünün farkında bile değildi. Çok tehlikeli suların kıyısında yürüyordu ve anlaşılan her an suya düşebilirdi.

"Selam." dedi Seungmin, ışıl ışıl görüntüsüne tezat sönük bir gülümseme ile. Yapmacık bile değildi bu. Fakat Chan ne anlama geldiğini çözemedi.

"Selam. Hoşgeldin."

Kenara çekilip Seungmin'in içeri geçmesine izin verdiğinde Seungmin ayakkabılarıyla girecekken durdu. Dönüp Chan'a baktı ve eski haline geri dönmesi birkaç sayesini bile almadı.

"Eve ayakkabıyla da girmiyorsun değil mi?"

"Evet. O yüzden çıkar."

Seungmin omuzlarını silkip ayakkabılarıyla içeri girdi. Chan gözlerini kapatıp derin bir nefes eşliğinde sabır çekerken ise Seungmin bıyık altından gülüyor, ayakkabılarını çıkarmak üzere eğiliyordu. Chan gözlerini açıp çocuğun çoktan ayakkabılarını çıkardığını gördü.

"Merak etme. Kombinime uymuyorlardı zaten."

"Vay be. Tek sebep bu yani."

"Kesinlikle." dedi Seungmin, evin içine doğru adımlarken. Çok uzun olmayan bir koridorun sonunda mor ışıklı bir oda vardı. Yayın odasının orası olduğunu tahmin etti. "Yayın odan mı?"

Chan doğrularcasına başını salladı. "Daha yarım saat var. İstersen geç mutfağa otur. Ben bilgisayarların ayarlarını yapacağım."

"Ben de seninle geleyim." dedi Seungmin. "Beni burada tek bırakma." Ardından dalga geçtiği belli olan bir sesle ekledi. "Yoksa yerler."

Chan bilmem kaçıncı kez sabır dilenirken önünde dikilen çocuğu nazikçe yayın odasına doğru ittirdi.

"Yavaş be!"

"Sus o zaman."

"Beni çağıran sensin?"

"Beni de evine çağıran sendin?"

"Gerçekten biz bunu neden yapıyoruz?" dedi odaya giren Seungmin. Tam yeniden bir şeyler söyleyecekti ki odanın rengarenk ışıkları gözünü almıştı. Fakat dekoru öyle güzel ve enerjikti ki Seungmin ilk kez kendini farklı bir evrene geçiş yapmış gibi hissetmişti. "Wow."

"Beğendin galiba." dedi Chan, kendi koltuğuna otururken. "Bak seninki şurada." dedi keyifle sırıtarak.

"Ne burada?" Seungmin arkasını dönüp baktığında Chan'ın bilgisayar sisteminin çaprazında kurulmuş olan bilgisayarı gördü. "Ne alaka? Sadece yanında durmayacak mıyım?"

"Hayır tabi ki." dedi ve ona döndü Chan. "Oyun oynayacağız. Hem, Felix de var bu akşam."

"Olmaz," derken kapıdan çıkmaya yeltendi Seungmin. "Oyun oynamam ben."

Twitcher & Youtuber / chanmin ✔️Where stories live. Discover now