0.4

4.8K 568 757
                                    

Selam naber gençler 19 MAYIS ATATÜRKÜ ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN ARKADAŞLAR <333 bu da bayram şekeriniz

Ficte ufak bi değişiklik yapmaya karar verdim de, chanla ilgili. Böylesi daha eğlenceli olacak 🥰

*

Otobüsten indiğinde geldiği nezih mahalleye kısaca bir göz attı Chan. İki veya üç katlı müstakil ve bahçeli evler sıra sıra dizilmiş, kapı önlerinde rengarenk çiçeklerle bezenmişti. Sakin ama bir o kadar da dolu dolu bir semte benziyordu burası. Yolun karşısına geçti ve peyzajı müthiş derece güzel olan kaldırımdan yürümeye başladı. Kaldırım taşları bile Seul'ün klasik gri taşlarından değildi. Daha renkli ve farklı şekillerdeydi ki kaldırım taşı bile Chan'ın moralini bozmaya yetmişti.

Navigasyondan baktığı adere vardığında kafasını kaldırıp eve baktı ve üç katlı, geniş verandalı, bahçesinin uzun çitlerin üstünde bakımlı sarmaşıklarla gizli olduğu güzel ve beyaz bir evle karşılaştı. "Benim burada ne işim var ya..." dedi kendi kendine. Küçükken Avustralya'da yaşıyordu ve oradaki evi de buna benziyordu fakat asla bu kadar 'ben yüksek gelirli bir bireyin konutuyum' demiyordu.

Eve yaklaştıkça çalan müzik sesi de artıyordu. Bu Chan'ın kafasını karıştırsa da üzerinde durmadı. Sonuçta kim müzik dinleyerek ev işi yapmayı falan sevmezdi ki? Verandaya ilerleyip zili çaldığında kulaklarını o klasik iki nota doldurdu. "En azından zili herkesinkiyle aynı." Kısa süre içerisinde ise kapı açıldı ve beklediği kişiyi gördü.

"Hoş geldin." dedi Seungmin, yüzünde yapmacık olduğu her halinden belli olan bir gülümseme ile. Üzerinde rahat beyaz bir kumaş pantolon ve açık yeşil bir gömlek vardı. Kumral saçları özenle yapılmıştı ve yüzünde çok hafif bir makyaj vardı. Boynunda ise ince bir kelebek kolyesi duruyordu.

Bu... Çay misafirliği kombini falan mıydı?

"Hoş buldum, sanırım." dedi Chan ve içeriden gelen müzik sesi yüzünden karışık kafasıyla beraber ayakkabılarını çıkarmak üzere yeltendi.

"Ah, hiç gerek yok." Seungmin onu durdurunca Chan başını kaldırıp ona baktı. "Normalde ben de eve ayakkabıyla girmem ama bugün özel bir gün. Yarın temizlikçi gelecek zaten."

Chan başını aşağı yukarı sallayarak içeri girdi. Tam o anda da mutfakla bitişik salonu gördü. Arka planda orta sesli bir müzik eşliğinde insanlar geniş koltuklara oturmuş, ellerinde kokteyl tutarak sohbet ediyorlardı. İçeride genellikle youtube ile uğraşan sosyal medya fenomenleri vardı ve Chan sadece birkaçıyla yüzyüze tanışıyordu. Hafif şaşkınlıkla Seungmin'e döndüğünde onun yüzünde geniş bir gülümseme ile arkadaşlarına baktığını gördü.

"Hey millet, Chan'la tanışın. Twitch yayıncısı Christopher Bang kendisi."

Salondan birkaç kafa Chan'ın görmenin sevinciyle gülerken geri kalanları oldukça garip bakışlarla Chan'ı süzmüş, ardından sanki Seungmin işte kurabiyeleriniz geldi demiş gibi işlerine geri dönmüşlerdi. Fakat bazılarının Chan'a bakarak bir şeyler mırıldandıkları çok belli oluyordu.

Jeongin ayağa kalkıp Chan'ın yanına yürüdüğünde elbette Hyunjin de arkasından geliyordu.

"Chan hyung! Seni görmek ne güzel bir sürpriz."

"Ya, öyle Jeongin." Chan zorlukla konuştuğunda aslında tek başına olacaklarını sanıyordu. Bir salon dolusu yabancı görmek, üstelik Seungmin'in birer kopyaları olan fenomenleri görmek onu oldukça germişti. Fakat neyse ki Jeongin buradaydı. "Ben de seni gördüğüme inanılmaz sevindim. Tahmin ettiğinden de fazla."

"Siz tanışıyorsunuz." dedi memnuniyetsizce Seungmin. "Bana bundan hiç bahsetmemiştin Jeongin."

"Bir videom için kaynak olmuştu bana." dedi Jeongin. Seungmin'in kendisine olan delici bakışlarını fark etmişti ama aldırış etmemeyi tercih etti. "Fnafla ilgili bir hikayeydi."

Twitcher & Youtuber / chanmin ✔️Where stories live. Discover now