Okta.

486 64 19
                                    

Yağmur dünyaya öfkesini boşaltır gibi yağıyordu saat on bire yenice gelmişken

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

Yağmur dünyaya öfkesini boşaltır gibi yağıyordu saat on bire yenice gelmişken. Sarışın ceketinin şapkasını iyice kafasına çekmesine rağmen ıslanıyor ve soğuk havada hafifçe titriyordu.

Yine evden iyi (!) bir kavgayla ayrılmıştı. Bazen içinden sadece herkesi ve her şeyi bırakıp başka bir şehire gitmek geliyordu. Çoğu kişinin dert, sıkıntı olarak bile görmediği kavgaları öyle bir hal almıştı ki artık; Katsuki o evde durduğu her saniye zebaniler tarafından boğuluyormuş gibi hissediyordu.

Yol boyundaki büfenin ışıklarını gördüğünde içine ufak bir rahatlama doldu. Bu yer, kocaman şehirde tek nefes aldığı yer gibi hissettiriyordu, yüzünde ufacık bir gülümseme oluştu, gerçi bunu kendisi de fark etmemişti.

Yağmur yağdığından adımlarını büfenin içine yöneltti. Kapıyı araladı ve içeri girdi ama büfede kimsenin olmaması kaşlarını çatmasını sağladı. Büfenin içini gezdi ve birkaç çikolata aldı ama büfede hiç kimseyi bulamadı. Merak etmeden edemedi, büfe açıktı ama Ceyana neredeydi? Bilinçsizce arkada taraftaki personel girişine adımladı ve kapıyı aralayarak içeri girdi Katsuki.

Kulağına, personel çıkışından gelen sesler kaşlarının daha da çatışmasına sebep oldu. Personel çıkışı arka sokağa çıkıyordu. Çıkışa ulaştığında kapıyı araladı ve dışarı çıktı ama beklediği manzara pek hayalindeki gibi değildi.

İki tane uzun ve yapılı adam Ceyana'yı tutmuş ve tartaklıyordu. Genç kız sırtını duvara yaslamasa ayakta bile duramayacak gibiydi. Birisinin elinde bir silah vardı ve göstermekten çekinmiyordu. Hatta silahı kızın göğsüne bastırmaktan çekinmedi. Diğeri de Ceyana'nın çenesini tutmuş ve bastırıyordu, kıza doğru eğilmiş öfkeyle ve aşağılama ile konuşuyordu.

Katsuki birkaç saniye transa girmiş gibi baktı üçlüye. Diğer iki adam fark etmemişti ama Ceyana Katsuki'yi görür görmez kocaman olmuş gözlerle ona bakmıştı.

"Git, gelme!"

Bağırdığında iki adam da arkasına dönüp bakmışlardı ancak o anda Katsuki Ceyana'yı öyle bırakamadı. Onunla bir samimiyeti yoktu evet ama böyle bir durumda nasıl öylece gidebilirdi ki?

"Bu sarı velette kimmiş? Son gördüğümden bu yana daha da zilli olmuşsun sen."

Uzun olan adam Ceyana'nın saçından asılmış ve silahı kızın çenesine dayamıştı. Ama Katsuki hızlıca birkaç adım ilerledi.

"Ne yapıyorsun lan?"

"Hele hele bağırırmışta, çok mu cesursun çok mu aptalsın bilemedim doğrusu."

Diğer adam elindeki bıçağı Katsuki'nin boynuna dayadığında ikiside kaldı oldukları yerde.

"Son bir hafta demiştim ama bakıyorum da sen hâlâ parayı tamamlamamışsın. Sana üç gün veriyorum küçük zilli. Paramı getirdin getirdin yoksa borcunu başka şeylerle ödemek zorunda kalacaksın."

Bir Şişe Tarihi Geçmiş Bira ❦︎ Katsuki Bakugou | Kısa Hikaye حيث تعيش القصص. اكتشف الآن