《Yabancı Aşık》

Start from the beginning
                                    

"Sana ait olan her bir şeyim sana bir hediyedir biliyorsun değil mi Jungkook? Benim, sana karşı olan hislerim sana armağandır."

Jungkook'un her duyduğumda kalbimi sızlatan ama bir o kadar da o kalpten özgür kanatlı kuşlar uçuran kahkası yeni bir anı olarak zihnimde yer aldı.

"Anlaşılan benim sana bir hediyem yok, o zaman beni al hediye olarak. Olur da bir gün birbirimizin içinde olmadığı hayatları kucaklarsak bana doğru gel. Eğer sana şu an aitsem her zaman aitim demektir."

>Flashback End.

Onlarca sözden sonra bile hala bana dönmüyorsun Jungkook. Hayatım bir boşluk ve sen bunun farkında değilsin. Her şeyimi sende harcayan ben tükenmek üzereyim artık.

Ama güzel, yaşıyor olman güzel Jungkook. Ben belki sana senin bana yaptığın gibi şiirler yazamam evet, velakin tüm hayatımı senin için yaşayabilirim.

Tüm acıyı dindirmek için her gece içiyorum ama bu öyle bir sızı ki, dudaklarıma değen şarap ağzımda acı tat bıraksa bile kalbime ulaşamıyor her bir yudumum. Çünkü biliyorum, bizim gibisi yok ve bu sızı ancak seninle kaybolur.

Belki de gerçekten başka bir aşkta değer mi ellerimiz birbirine? Gözlerim, gözlerinle buluşur mu?

>Flashback

"Sana her şeyimi verdim, söyle bana benden daha ne istiyorsun Taehyung? Seni anlayamıyorum."

Sinirli halimle zor nefes alıyordum farkındaydım. Bu konuşmayı bitirmek için bir sebep değildi benim için, daha da bağırmak ve beni ne kadar incittiğini ona anlatmak istedim. Belli bağırarak, ağlayarak, susarak ama anlatmak istiyordum.

"Bize zarar verdiğini görmüyor musun? Son beş aydır her sey ne kadar boktan bir hal aldı, hiç mi fark etmedin? Jungkook... Bizi mahvediyorsun. Hala o aptal sorunlu işlere bulaşıp başını derde sokup soluğu ben de alıyorsun. Bizi yoruyorsun ve sen bunun farkında değilsin."

"Senden başka kimim var ki soluğu senin yanında almayayım? Taehyung, bak sevgilim beni dinle. Her şeyi düzelteceğim tamam mı? Sessiz, sakin bir yere gidelim ve birbirimizi kırmadan konuşalım, olur mu?"

Jungkook arabayı sürerken sarhoş beni asla geçiştirmeye çalışmıyordu. Ona o kadar kızdığım halde, sakince sadece beni dinliyordu ve bu daha da sinirlerimi bozuyordu. Aptal sinir hücrelerim birazdan hayatının en büyük hatasını yapacağını bilmeden davranıyordu işte.

"Anlamıyorsun, neden bu kadar ısrarcısın ki? Lanet olsun tamam mı, giriştiğin bu ahmakça işlere lanet olsun! Bir kere de beni dinlesen ölür müsün sanki? Sağa çek, Jungkook hemen arabayı durdur ve sağa çek dedim sana!"

Bana hiçbir şekilde aldırış etmemesi yüreğimi daha da parçalarken onun sakin kalmaya çalıştığını anlayamadığım bozuntu duygularımı aramaya başlıyordum. Kırıldığım yerden kırıklarımı topluyor gibiydi şu an ki gözlerimin içler acısı hali.

"Taehyung, arabayı durdurmayacağım ve sen de o çeneni kapatacaksın. Hatta daha sonra konuşacağız, şu an olmaz dedim sana, konuşmak için biraz daha sabret."

"Sen ve araban umurumda değilsiniz. Ben artık bir şeyler konuşmak istemiyorum. Hatta Jungkook dediklerin olmayacak, susup dizimi kırıp burada oturmayacağım. Derhal arabayı durdur, ineceğim."

"Sana daha fazla üsteleme dedim."

Ses tonu için bile içebileceğim, bütün kadehleri o kusursuz haline kaldıracağım sevgilimin sabrını sınıyordum ama o hala kalbimi kırmamak için sakin kalmaya çalışıyordu.

Başka bir evrende dans edecek bu sefer ruhlarımız.

"Her dediğin, her istediğin olamaz. Senin yüzünden içtim ben, sarhoş olmamın sebebi gene sensin ve senin tepkine bak. Lanetler olsun, gerçekten seni tanıdığım, seni sevdiğim her bir güne lanet olsun."

Seninle kaybetmeye başlayacağım yerde tuttum o direksiyonu ve dikkatini dağıttım, sonra seninle birlikte kendimi de kaybettim.

"Seni seven bu kalbim, senin kalbinde büyümeye devam etmesin, senin günahlarınla harama dönüşmüş ruhun kirletmesin ruhumu artık."

Söyle bana sevgilim seninle birlikte daha neler de kaybettim?

Gözlerimi açmamla her bir yanımızdan akan kanların görmek bedenimi şok yağmuruna tutsa da düşündüğüm tek şey Jungkook'tu ve ona söylediğim son sözdü. Ben ona sevgimi armağan etmiştim ama az önce hediyemi değersizleştirmiştim.

Seni bir daha görebilecek miydim ki? Bu koskoca dünya da canımı böylesine yakan, nefesimi böylesine kesen o yüzüne bir daha bakabilecek miydim? Ya da hediyeni geri mi alacaktın? Bana, kendini armağan etmiş sen, bu kadar mı hayatımda kalacaktın?

>Flashback End.

                                    .....

          Bazı olayları Taehyung'dan da
    dinlemek güzel oldu diye düşünüyorum,       
                 bu sayede geçen bölümde ki
              şeyler az da olsa netleşmiştir.

     Siz en mükemmel olan insanlar adına;

                               Görüşürüz~

Don't Look For Me Far | JTWhere stories live. Discover now