22.BÖLÜM "KIYILARA HAPSOLMAK"

1.3K 127 73
                                    




Merhaba ballı çöreklerim. Kurgunun artık mizahi yönüne de geçtiğimiz için absürt komik sahneler veya kişilikler olabilir, komediyi mantık aramak istemediğim bir çerçevede işliyorum bu konuda tamamen eğlenmeye bakalım,

Keyifli okumalar <3

Keyifli okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

22.BÖLÜM "Kıyılara Hapsolmak"

              Ölmek istiyorum. Artık bu acının bir an önce son bulmasını temenni ediyorum. Buğulu gözlerim kara perdelerimden dolayı ışığın yansıyamadığı tavanımdaydı. Bir heykelden farksızdım. Kıpırdamadan sırt üzeri yatıyor, yalnızca nefes alıp veriyordum. Yalnızca nefes alıp vermek, yaşadığımın bir delili sayılır mıydı?

            İşte sıklıkla boğuştuğum düşünce hep buydu. Başından beri mücadelem kendimleydi. Acıdan kıvranarak yaşıyordum. Bazen düşüncelerim bir nehrin kıyısında birikiyor, oraya doğru akıp gitmek istiyordu. Sürekli pes etme arzusuyla uyanarak gelmemiş miydim bugüne kadar?

            Sabah olduğunda insanlar dışarıya doluşuyordu. Kimi umutla kimi umutsuzlukla taşıyordu sokaklardan. Kimi mutlulukla, kimi mutsuzlukla... Ben acıyla uyanıyordum günlerime.

            Ne yazık ki diğer duyguları bilmiyordum.

            Öylesine pisliklerle dolu bir kavanozda büyümüştüm ki küçüklükten çevremi saran zehirli yılanlar sayesinde sokulmaya hazır hâle gelmiştim. İlaca ihtiyacım yoktu. Vücudum zaten panzehrini kendiliğinden oluşturuyordu.

            O an zihnimde yine bastırmaya çalıştığım görüntülerden biri canlandı.

            Teyzemin evinde, salonda uyuyorken tavanının kenar basamakları hiddetle sökülmeye başlamıştı. Gök gürültüsünü hemen tepemde hissettiğim korkunç bir ses... Saliselik hızla tavanın kenar süsleri kapı tarafından başladı ve benim tarafıma doğru çökmeye başladı.

            Uyku sersemi bir şekilde birbiri ardına kesilmeyen çığlıklar atıyordum. Başımın altında kalan yastığı yüzüme tutuyor, ağlayarak bağırıyorken iç bacağıma ve karın boşluğuma bir şeylerin düştüğünü hissediyordum. İyice paniklerken birden o gürültü kesiliyor.

            Nefes sesleri... Kulağımda yankılanan soluk seslerimle beraber sıkıca yumduğum gözlerimi araladığımda betimin benzimin attığını hissediyorum.

            Tavanın benim tarafımdaki dikdörtgen çıkıntısı bedenime doğru paralel uzanmış, öylece duruyordu.

            Kenarı kızarmış gözlerimle bakmaya devam ettiğimde tavandan kat ve kat küçük olan duvara monteli olan klimanın tavanın üzerime düşmesini engellediğini görüyorum.

            İşte şimdi boğazım yutkunamayacağım kadar kuruyken odaya birileri giriyor.

            Teyzemle beraber hayretler içerisinde etrafa bakıyorum, ev harabeye dönmüş durumda.

İSPİYONCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin