2.BÖLÜM "UMUT PARÇASI"

2.7K 229 242
                                    


Bölüm görseli; CarnaTasarım CarnaTasarım

Bölümü beğenerek beni sevindirmeyi unutmayın, iyi okumalar 🤍

İKİNCİ BÖLÜM;

Pırıl insanları çözmekten nefret ediyordu. Onları birer sayfa gibi okuyor, her hamlelerini hesaplıyordu. Bazı insanlara göre bu özelliği, belki de verilmiş bir nimetti ama Pırıl için aynı düşünce geçerli değildi.

Bu özelliği yüzünden her hareketini tembihli yapıyor, sürekli bir beklenti içerisine girerek geriliyordu. Bu şekilde, zaten kolay olmayan yaşamı daha da zorlaşıyordu.

Birkaç aydır duymadığı teyzesinin sesini, kapının ardından aldığında ense kökünden aşağı bir serinlik indi. Hissediyordu, teyzesinin bu denli kendinden emin ve neşeli olmasının ardından koparacağı fırtınanın esintilerini....

Sonradan pişman olacağını bilse de kapının kulpunu kavradı. Ona sahip çıkacak kimsesi yoktu. Ne yazık ki bu sorunla da tek başına yüzleşmeliydi.

Açılan kapıdan çıkan gıcırtılı ses kemiklerini titretti. Onu en son üç yıl önce görmesinden bu yana şakaklarının kenarında var olan yaşanmışlık çizgileri belirginleşmiş, çenesinde ki etler yer çekimine ayak uydurarak aşağı doğru çekilmişti.

Karşısında ki kadın teyzesiydi...

Anne yarısı...

Peki, Pırıl neden hiçbir zaman bu şekilde hissedememişti? Çocukluğundan beri ondan aldığı negatif elektriklerle büyümüş, samimiyetine hiçbir zaman inanmamıştı. Yaş alıp büyüdükçe de teyzesinin narsis olduğunu anlamıştı. Yıllar içerisinde ona yaptıklarının başka hiçbir açıklaması olamazdı.

Pırıl, zaman içerisinde zihninde yeşeren anıların tohumlarını bularak, araştırmış bu düşünceyi beynine sabitlemişti. Yani karşısında ki insanın empati duygusu körelmişti. Buna tutunarak onun hamlelerini daha iyi öğrenmişti.

Kadının, koyu gözlerindeki o tanıdık parıltıyı gördü. O aydınlıkta kaç hayat yanmıştı, kimlerin ahı sönmüştü. Sayamazdı.

"Beni içeri davet etmeyecek misin?"

Cevap vermedi. Bir adım atarak bedenini çapraz bir şekilde geri çekti ve geçmesi için ona yol açtı.

Kadın, etrafa bir bakış attı ve hoşnutsuz bir tavırla içeri geçip küçük salona baktı. Ev resmen dökülüyordu. Belki de Pırıl, ondan para istememesi için böyle bir evde oturuyordu. Zeynep bu numaraları yemezdi. Onu boşuna okutmamıştı, maaşını ve daha fazlasını almanın zamanı gelmişti de geçiyordu...

Pırıl ona göre vefasız ve küstahtı. Kendisine hak ettiği saygıyı ve hürmeti eksik ediyordu.

"Neden geldin?" Arkasını dönerek yeğenini kısaca tarttı.

"Her zaman ki gibi berbat görünüyorsun..." Bakışları küçümsercesine birbirine girmiş saçlarında ve pis kıyafetlerinde gezindi. "Seni bu halde ofise nasıl alıyorlar?" Pırıl içten içe ona gülse de belli etmedi. Üç sene önce İstanbul Teknik Üniversitesi, Makine Mühendisliği bölümünden mezun olmuştu. Okulu biter bitmez teyzesinin yanından ayrılmış, bu küçük semte gelmişti.

Teyzesinin düşlediği gibi mühendislik yaparak yüksek maaşlar almıyordu. Bu şekilde sanıyor, Pırıl'ı her ay arıyor, sürekli para istiyordu.

Pırıl, yalanlarına kanmıyordu artık. Elindeki üç kuruş parasını da kendi için harcıyordu.

"Artık beni atlatamazsın." Dedi Pırıl'ın sessizliğini umursamadan. Bugün, Zeynep için bir bayram günüydü. Pırıl'ı artık kıskıvrak yakalamıştı. Bir adım attı ve Pırıl'a yaklaştı. Kare şeklindeki çehresini keskinleştirerek "bana, her ay maaşının üçte ikisini vereceksin. Sus payı olarak."

İSPİYONCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin