Mono.

1.1K 95 25
                                    

Genç oğlan yüzündeki sinir bozucu sırıtma ile elindeki biraya bakıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Genç oğlan yüzündeki sinir bozucu sırıtma ile elindeki biraya bakıyordu. Bir şişe almıştı, ikincisinde kararsız kalmıştı. Bir süre düşündükten sonra ikisini de almaya karar verdi.

"Saat on bir, kapatıyoruz. Lütfen çabuk olun."

Arkasından gelen sesle irkildi ve sert ifadesiyle ona haddini aşarak seslenen çalışana baktı. Kısa, sıradan kahverengi saçları ensesinden toplanmıştı. Gece vakti olmasına rağmen kafasında bir şapka vardı ve yüzünün büyük bir kısmını kapatıyordu. Siyah önlüğü hâlâ üzerindeydi.

"Patlama, geliyoruz işte."

Sarışın ters bir şekilde cevap vermiş ve kızı incelemeyi bırakıp kasaya yönelmişti. Kasiyer hızlıca iki birayı okutmuştu.

"On iki bin yen, afiyet olsun, indirimli ürünlere bakar kıydınız?"

"Sadece şu kahrolası fişi ver."

Sarışın iki kağıt banknotu kasaya resmen fırlatmıştu. Kız, bu ters çocuğa şapkasını altından göz devirmiş ve hızlıca fişi çocuğun eline tutuşturdu.

"Yine bekleriz."

Katsuki cevap vermeden hızlıca büfeden çıktı ve büfenin karşısındaki parka ilerledi. Boş bankın birisine oturdu ve etrafı incelemeye başladı, şişenin birisini açıp yavaşça içmeye başlarken.

Şuan burada olmasının saçma olduğunu biliyordu ama yine de ne eve ne de yurda gitmek istiyordu. Annesiyle her gün olduğu gibi kavga yaparak çıkmıştı bugün ancak bu sefer annesinin kırıldığını hissediyordu. O koca karıyla asla anlaşamıyordu. Üstelik kahrolasıca edebiyat öğretmeni kendisine kafayı takmış ve dersi geçirmemek için resmen üstün bir çaba veriyordu. Bir yandan da üniversite sınavına hazırlanıyordu. Ayrıca iki gün önce kız arkadaşı tarafından terk edilmişti. Katsuki hiçbir zaman kibar veya centilmen sayılmazdı ama eski sevgilisini seviyordu. Artık bunun bir önemi yoktu gerçi ama.

Kendi kendine ofladı ve bir yudum daha aldı birasından. Gözleri büfenin kapısını kilitleyen az önceki kasiyer takıldı. Kıyafeti değişmiş gibi duruyordu. Katsuki onu da yaka kartında yazan adını hatırlamaya çalıştı.

"Ceyana İzuma."

Omuz silkti ve gözlerini ondan çekti. Kendisini hiç ilgilendirmiyordu sonuçta. Ama gelen gürültüyle bakışları sokağın başına kaydı. Bir çocuk -Katsuki'den büyük görünüyordu- kaykayıyla kayarak buraya doğru geliyordu, daha doğrusu o kıza doğru.

"Bu kadar geç saate kalmak zorunda mısın?"

Oğlan kızın omzuna kolunu doladı ve kendisine doğru çekti. Katsuki çocuğun çok tanıdık bir çehresi olduğunu fark etti.

"Saat altıdan sonra saatlik ücret iki katına çıkıyor."

Ceyana net sesiyle konuşmuş ve ifadesizce çocuğa bakmaya başlamıştı. Soğuk gözleri insanın içini titretecek gibiydi. Birkaç saniye içinde kızın bakışları kaykayı buldu ancak bu bile çocuğun içine bir sıkıntı düşürdü.

"Hey neyin var senin, bu bakışta ne?"

"Hiç bir şey, hadi eve gidelim artık."

Genç kız oğlanın kolunu boynundan itmiş ve onu beklemeden yürümeye başlamıştı. Eh, hayat onun içinde pek iyi gidiyor sayılmazdı. Acilen paraya ihtiyacı vardı. Çok paraya hemde.

Katsuki giden ikilinin arkasından baktı ve istemsizce kıkırdadı. O çocuk bir halt yemişti ve kız bunu biliyordu. Katsuki hem oğlanın ifadesinden hemde kızın bakışlarından bunu anlayabiliyordu. Belkide eski sevgilisini atlatamadığı için kendi kendine kuruyordu.

Sonunda bunu düşünmeyi bıraktı ve omuz silkti. Bir kere gördüğü bir insanı düşünmek saçmaydı. Kafasına takması gereken başka problemleri vardı. Bu yüzden onları umursamadı ve ikisini içmeye devam etti.

Not: Çok uzun sürmeyecek bir hikaye, umarım beğenirsiniz. Karakterler karakter dışı özellik gösterebilir, affola.

Sadece Katsuki'nin yaşadığı mentak çöküş evresini ele alarak yazmak istediğim bir au.

İyi okumalar.

Bir Şişe Tarihi Geçmiş Bira ❦︎ Katsuki Bakugou | Kısa Hikaye Where stories live. Discover now