VI. Bölüm

29 4 2
                                    

Hatırmaya çalışıyorum bazı şeyleri. Ama nafile. En iyisi Poyraz'a gitmek. Sanki hiçbir şey olmamış gibi galerimdeki arabama binip Poyraz'ın evine doğru yola çıktım. O gecenin üstünden 2 gün geçti. Umarım sorduğum sorular karşısında bir şeylerden şüphelenmez. Yaklaşmıştım evine. Ama o da ne? Bizim evde gördüğüm o gencin üstündeki kıyafetler Poyraz'ın evinin yakınındaki çöpün üstündeydi. Ne demek oluyor tüm bunlar? Yoksa başından beri her şeyi Poyraz mı yapıyor? Bu soru işaretleriyle arabadan inip o kıyafetleri arabanın arkasına attıktan sonra arabaya binip eve vardım. Ona karşı gayet sakin kalmalıyım. Oraya neden gittiğimi bilmemeliydi. Her şeye rağmen önlemimi almalıyım. "Hoş geldin Yaman. Ne oldu yoksa yine yengeyle kavga mı ettin?" dedi gülümseyen bir ifadeyle. Ama espri mi yaptı yoksa alay mı etti pek anlayamadım. "Hoş buldum. Sana her gelişimin altında bir kavga mı olması gerek? Duyan da seni hiç ziyarete gelmiyorum sanacak." kafamdaki şeyleri söyleyemezdim."Doğru diyorsun dostum. Asıl vefasız olan benim. O gece seni o halde bıraktım evine." Ne diyor bu? O gece ben onun evinde kalmamış mıydım? Sanırım sorumun cevabını almak için tam da yerinde bir cümleydi bu. "Sen o gece benim evimde kal demiştin. Kalmadım mı? Yani demek istediğim sanırım biraz fazla içmişim hiçbir şey hatırlamıyorum." Şüpheli bakışlarla baktı bana. "İyi de o gece sen hiç içmedin ki. Bu nasıl olur?" Ne diyecektim ben şimdi? Kalkıp çıksa mıydım acaba? Ama bu daha büyük bir rezalet olurdu. Sadece susup ona bakmakla yetindim bir süre." Ya dostum bilmiyorum. O geceyle ilgili herhalde olayların gerginliğinden hiçbir şey hatırlamıyorum. Kamelya'yla kavga ettikten sonra sana geldiğimi hatırlıyorum sonrası yok bende." Şimdi susma sırası bendeydi. Ama değişik bir şekilde gözlerini üstümden ayırmıyordu. Bu suçluluk psikolojisi mi yoksa bir şeylerden şüphelendiği için mi böyle davranıyor anlam veremiyorum buna." Ha baştan desene şunu. Bak Yaman o gece biz senle konuştuktan sonra sana her ne kadar benim evimde kal diye ısrar etsem de sen eve gitmek için direttin. Ben de sen evine gelene kadar sana eşlik ettim. Sonra da eve döndüm. Sonrası hakkında bir fikrim yok. " Sonrası hakkında derken neyi kastetti acaba? Olanları biliyor mu? Aklımda çok soru var ama ben hiçbirini soramazdım. En ufak bir yanlışımda her şey ortaya çıkabilir. Bu da benim en istemediğim durum şuan için." Peki Poyraz. Benim biraz işim var ben sana daha sonra tekrar uğrarım." Cümlemi söyleyip ayağı kalkmam bir olmuştu. "Neden bu kadar kısa oturdun ki? Gören de cenazeye yetişiyorsun sanacak." cümlesiyle birlikte gülmesi bir olmuştu. Bir insan şeytanlaşabilir mi? Hele ki bu kişi en sevdiğiniz biricik dediğiniz bir kişiyse? Sanırım evetttt. Poyraz'ın o cümlesi, gülüşü, saçma sapan tavırları onu iyice şeytanlaştırmıştı benim gözümde. Ama bir dakika... Cenaze derken.. Poyraz normalde ölüyle ilgili en ufak bir şey ağzına almaz ki birden bire cenaze lafı hiç de normal değil. Eminim bundan Poyraz'ın bildiği bir şeyler var. Onun o lafını duymazdan gelip uzaklaşmaya başlamıştım evden. O kıyafetler, o bakışlar, o cümleler.. Bunlar hiç de normal şeyler değil. Ben eminim ki Poyraz bir şeyler biliyor. Sanırım onu takip etmeli ya da evini falan aramalıyım kısacası onun aleyhine olacak bir şeyler bulmam lazım. Bana en gerekli şey şu anda bu...

Bir Şizofrenin HayatıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt