28

70.6K 1.5K 162
                                    

Sinirle yumruklarını sıktı Sumru. Onu yanlış anlayan Kutay'a okkalı bir tane çarpamadığı için daha da gergin hissediyordu kendini. Şimdi arkasından da gelmemişti. Öylece gidecek miydi sahiden?

Sumru onu bir daha görmeyecekti. Öyleyse şimdi böylece arkasını dönüp gitmenin ona bir faydası var mıydı? En azından vedalaşmalıydı. Kutay ne yaparsa yapsın zaten onu bir daha görmeyecekti. Böyle şeylere daha sonra evime döndüğünde de kırılabilirdi. Anlık bir sinirle arkasına bile bakmamıştı, hoş Kutay da onu durdurmak için bir çabaya tutuşmamıştı. Acaba gitmesini mi istiyordu gerçekten? Hem de bu şekilde? Araları bozulmuş bir şekilde? Cidden mi?

" Nereye gidiyorsun? " diyerek kolundan tutan Berkle kendine geldi Sumru. Ona anlatsa mıydı? Belki de ikisi bir çıkış yolu bulurdu. Siniri ne çabuk geçmişti Sumru 'nun böyle? Ona sinirlenemiyordu bile.

" Bilmiyorum. " diye mırıldandı Sumru. " Galiba evime. "

" Galiba mı? " Berk şaşırmıştı. En son onları birlikte bıraktığında dans ediyorlardı. Dıştan buna pek dans etmek denmese de bu durumu sadece öyle adlandırabilirdi Berk. " Yine hödüklük yaptı bizimki değil mi? "

Sumru da Berk de Kutay'ı çok iyi tanıyordu. Kutay normalde kendini kolay kolay çekmezdi. Anlık yaşar ve biterdi. Aldığı hazza bakardı. Berk ilk defa onun bu denli çekingen oluşuna hayret ediyordu. Demek ki Sumru'yu önemsiyordu. Bu da demekti ki Sumru onun için bir kerelik olmazdı. Öyle olsaydı şimdiye kadar bir çok kez sevişmiş olurlardı.

" Kafasını karıştırıyorsun onun. " dedi Berk Sumru'nun koluna girerek. " Seninle planları var muhtemelen ve seni önemsiyor. Öylesine biri değilsin. Anla. "

" Anlamak hiçbir şey ifade etmiyor. " dedi Sumru omuzlarını kaldırıp indirerek. " Sanırım bana ayrılan sürenin sonuna geldik. " Berk'in kolundan çıktı. " Beni otogara bırakır mısın? "

" Ne yani öylece gidecek misin gerçekten? " Berk de olanlara Şaşkındı. Kutay neden bir ileri atılıp bir geri çekiliyordu anlam veremedi o an. Sumru'nun gerçekten duracak hali kalmamıştı.

" Neden kalayım ki? " gülümsedi Sumru. Aniden verdiği kararla buraya gelmişti. Şimdi de aniden aldığı kararla birkaç saat öncesinden terk ediyordu onu. Bunu yapmak istemiyordu. Ayakları onu ileri değil geri götürüyordu. Ama kendini gitmeye mecbur gibi hissediyordu. Kutay onunla bir şey yaşayacak son insan bile olamazdı. Bunun farkındaydı. Belki bugünden sonra bir daha yazışmayacaklardı bile. Sumru yutkundu. Biri boğazını sıkıyor olmalıydı zira tükmüğünün boğazından  geçmeyişinin bir açıklaması yoktu.

" Eminim ki şimdi gelir. "

" Gelmesi bir şeyi değiştirmeyecek. " netti sesi. İçinde kopan fırtınaları unutuyordu Sumru. Gözyaşlarını tutmuştu. Nereye kadar dayanabilirdi ki?

" Öylece gideceksin yani? Bir veda bile etmeden? "

" Evet. "

" Kendinden bu kadar emin olman kafamı karıştırıyor Sumru. " dedi Berk onaylamaz bir şekilde başını iki yana sallayarak. " Bekle. Öyle Anlık bir sinirle gitme. "

" Beni neden ikna etmeye çalışıyorsun?"

Omuz silkti Berk. Ne demeliydi? Arkadaşını ilk defa böyle gördüğünü falan mı? " Bunu yapmam gerekiyormuş gibi hissediyorum da ondan. "

" Hissetme. " dedi Sumru yutkunarak. " Hem hisler yanıltır. "

" Onu seviyorsun değil mi? " Berk'in ilk soruşu muydu bu? Sumru düşünmeyecek kadar yorgundu.

ŞARAPNEL +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin