x44

3.8K 146 27
                                    




--NISA--

Akşam denizden gelince Ogeday'la eve gelip duşlarımızı aldıktan sonra yemek yapmak için bile enerjiyi kendimizde bulamamış, direkt uyumuştuk. Sabah gözlerimi açtığımda camdan görünen manzaraya bakıp gülümsedim. Masmavi deniz odamızın camından görünüyordu, ve etraftaki ağaçlar ve çiçekler bu manzarayı daha da güzelleştiriyordu. Her sabah bu manzaraya uyanabilmek isterdim aslında, çok huzur vericiydi.

Yan tarafa döndüğümde Ogeday'ın olmadığını gördüm. Klasik. Kesin çoktan uyanmış, sabah sporunu yapmış, kahvaltısını yemiş, kahvesini içiyordu. Ben bu sabah aktivitelerini genelde kaçıran taraf oluyordum. Doğrulup güzelce esnedikten sonra yataktan kalktım. Banyodaki işlerimi hallettikten sonra Ogeday'ın valizinden bir tişörtünü alıp üstüme geçirdim. Kendime 2 valiz kıyafet getirmiştim, ama hiçbiri Ogeday'ın bol tişörtleri kadar güzel değildi, ne yapayım yani?

Camdaki güzel manzaranın hızlı bir fotoğrafını çektikten sonra odadan çıkıp aşağıya adımladım. Ben her ne kadar küçük bir daire tutmamızın yeteceğini söyleyip ısrar etsem de, Ogeday da tam tersine en güzel tatilimiz olması gerektiğini ve büyük bir ev tutmak istediğini söylemişti. İlayda ve Anıl da birkaç günlüğüne bize katılacaklarını söylediklerinde ben de ikna olmuştum. Bence gereksiz bir harcamaydı ama nedense Ogeday çok hevesliydi, kırmak istememiştim.

Merdivenlerden indiğimde salonun boş olduğunu görüp mutfağa yöneldim. Tezgahın önünde, her zamanki gibi kendi kahvaltısını kaldırdıktan sonra benim kahvaltımı hazırlayan sevgilimi görünce gülümsedim. Kapıya yaslanıp ona baktım. Üstünde tişörtü yoktu, sadece gri bir eşofman altı giyiyordu. Sırıtıp ıslık çaldığımda bana dönüp güldü.

"Uyuyan güzelimiz uyanmış."

"Ben bu manzaraya bayıldım Ogi." Gülerek ona yaklaştığımda elindekileri masaya bırakıp bana döndü. Kollarını belime sarıp dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Gülümsedim. "Günaydın."

"Günaydın güzelim. Rahat uyudun mu?"

"Çok hem de. Bayılmışım resmen." Söylediğim şeyle gülüp dudaklarıma tekrar bir öpücük kondurduktan sonra kollarını benden ayırdı.

"Kahvaltınız hazır Nisa hanım. Buyrun." Sandalyemi de çektiğinde kahkaha atıp oturdum. Beni masaya yaklaştırıp hemen yanımdaki sandalyeye oturdu.

Önümdekilerden tabağıma doldururken Ogeday'a döndüm. "Sen ne zaman uyandın? Çok oldu mu?"

"7 gibi uyandım güzelim. Çıktım biraz yürüyüş yaptım, etrafı gezdim. Sonra markete gidip alışveriş yaptım. Gerekli her şeyi aldım. Geldim aldıklarımı yerleştirdim. Sonra kahvaltımı yapmadan önce hızlı bir karın antrenmanı yaptım."

Üstüne çikolata sürdüğüm ekmek dilimini ağzıma tıkıştırırken şaşkınlıkla ona baktım. "Oha."

Ağzım dolu olduğu için garip çıkan sesime güldü. "Birimiz öğlenlere kadar uyurken birimizin de işleri halletmesi gerekiyor hayatım."

Ağzımdakileri yuttuktan sonra arkama yaslanıp ona baktım. "Beni tembelmişim gibi gösteriyorsun ama Ogi, haksızlık. Yorulmuşum dün yani ne yapayım?"

"Ben sana tembelsin demedim güzelim, hiç der miyim?" Alayla söylediği şeye karşılık olarak göz devirip kahvaltımı yapmaya devam ettim.

"Bugün ne yapmak istersin söyle bakalım uyuyan güzel."

"Bugün gezelim biraz bence Ogi."

"Olur, öyle yapalım. Anıllar gelince bol bol beachlere gideriz zaten."

"Evet, baş başa gezelim."

Gülümseyip omzuma bir öpücük kondurdu. "Baş başa gezelim güzelim, olur."

patience // ognisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin