36 Bölüm: Gidiş

9.9K 304 323
                                    

Bir günde iki bölüm yayımladım
umarım her iki sınırı geçerseniz.
çünki sezon finali 41 bölümde.

Yorum ve oy yapmayı unutmayın çevizli keklerim🤣❤❤❤❤

Umarım sınırı geçersiniz❤😐

keyifli okumalar...

Saatlerce oturdum orada hiç kımıldamadan, sadece düşündüm.
Göz yaşlarım birer birer akarken ben
Hıçkırıklarımı durduramıyordum.
Yarım saatdir beni  ikna etmek için
Çabalayan merveye daha fazla
Eziyet etmemek için ayağa kalkacaktım
ki yine konuştu.
"Efnan hanım nolur kalkın artık, ayağınız için melhem getirdim"
Kendime çektiğim ayaklarımı serbest
bırakıp oturduğum yerden kalktım.
Gözyaşlarımı elimin tersile silip
terden ıslanmış saçlarımı kulağımın
arkasına sıkıştırdım.
Ayağım fazla acımıyordu aslında ama
ruhumda fazlasıla acı vardı.
Yatağa uzandığımda, Mervede oturmuştu, sağ yanağından bir yaş
süzüldü usulca. İlk defa ağladığını
görüyordum "Niçin ağlıyorsun?"dememle göz
yaşlarını hemen silip, başını olumsuzca
salladı."Hiç efendim"

Bir kaç dakika sonra melhemi ayağıma sürüp bandajladı.
"Yemek getireyim mi?" başımı olumsuzca salladım, hiç iştahım yoktu.
Sadece yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
"Lütfen efendim yeyin yoksa Ateş bey
beni işten çıkaracak" Nasıl bu kadar
acımasız ola bilirdi ki? Aslında biraz
tereddütlüydüm kaçışla ilgili, Ateş'e
acıdım ama artık eminim ki o beni hakk etmiyor.
Bana acıyan gözlerle bakan Merve'ye
bakıp tepsiyi elime aldım ve zar zorda
olsa yemeye başladım.
Gece saat  2ye kadar bu evden çıkmam
gerekiyordu, aksi taktirde kaptan beni
beklemeden gidecekti.
Yutkunup peçeteyle dudağımın kenarını sildim, bitirdiğimi gören merve hemen elimden alıp odadan
çıkmak için ayaklandı.
"Teşekkür ederim" tebessüm edip
"Rica ederim efendim" dedi.
Odadan çıkan mervenin ardından hemen yatağımın altına sakladığım
eski model telefonu çıkardım.
Önceden ismini Yavuz Kaptan diye
kayd ettiyim adamı aradım.
Bir kaç saniye sonra çatığında
"Söyle!" gözlerimi devirip "Beni beklemeden gitmeyin lütfen, eğer bu
gece kaçmazsam biterim ben" bir çırpıda söylediklerime karşı derin bir
nefes bıraktı.
"Seni sadece 20 dakika bekleyeceğim
eğer gelmezsen 1 dakika bile beklemeden gideceğim" dediğinde
yüzümdeki gülümsemeye engel
olamadım. Aslında tam vaktinde orada
olacaktım ama yinede kendimi garantiye almak istiyordum.
"Tamam teşe..."telefondan gelen düt sesile sinirle gülümseyib dişlerimi sıktım. Aptal herif kendini ne zann
ediyorsa artık!
Sanırsın beleş aparacaq, o kadar para
saydım ben adi adama!
Önceden hazır edip koyduğum küçük
çantayı yatağın altına koymuştum.
Tam karşımdaki saate baktığımda
12 ye çeyrek geçiyordu daha 2 saat vardı ama ben saat 1 de çıkıcaktım evden. Çünki bir saate anca çatardım
oraya.
Yarım saat sonra korumalar yer değiştirecekti, aslında evden arka
Bahçeden kaça bilirdim. Ama böyle
yapmayacaktım, yakalanma riskini göz
ardı edemezdim.
Hafif  sızıldayan ayağımı umursamamaya çalışarak, yataktan
kalktım. Dolaptan siyah bir pantolon ve
beyaz bir gömlek aldım, hemen üzerimi
giyip saçlarımı taramaya başladım.
Aradan geçen yarım saatin ardından
gitme vaktinin geldiğini anladım.
İçerisinde sadece para ve yeni kimliklerim olan çantayı alıp evden çıktım.
Dış kapıya doğru adımlarken Mervenin
sesini duydum "Nereye gidiyorsunuz
efendim?" Aslında tam olarak şunu sormuştu "Ateş bey'in haberi var mı?"
"Ateşin haberi var Merve!"diyip birşey
söylemesine izin vermeden deri ceketimi alıp evden çıktım.
Umarım Ateş'i arayıp sormaz derken
çoktan arabaya varmıştım.
Necmi abi beni görür görmez yakasını
ilikleyip yanıma doğru koşar adım geldi.
Hafif öksürüp "Buyurun efendim?"dedi
başımı olumsuzca sallayıp "Arabayı
kendim kullanıcağım Necmi abi"
şaşkın bakışları altında şoför koltuğuna
yerleştiğimde "Lütfen bir dakika bekleyin Ateş beyi arayıp söyleyeyim
eğer izin verirse..."derin nefes alıp
lafını bitirmesine izin vermeden
konuştum "Ateş'in haberi var" yüzündeki rahatlama sinirimi bozsada
tepkisiz kalmayı başardım. Hayatımda ki herşeyi eğer Ateşin izni olursa yapa biliyordum. Yönetilmek, birinin etkisi
altında olmak çok kötü bir duyguydu.
Ateş hayatıma girdiyinden bu günedek
herşeyi ona sorup yapıyor, izin verirse
olur vermezse olmazdı. Hiçbir konuda
söz sahibi değildim ben, sözde bu evin
hanımıyım ama çalışanlar bile birşey
olduğunda Ateş'e söylüyordular ilk.
Arabanı bahçeden çıkartığımda çoktan
asfaltın üzerinde yağ gibi süzülmeye
başlamıştı.
Takip ediliyorum mu  diye göz aynasından arkaya bakıyordum sık sık. Ama görünürde hiçkimse yoktu, akıp giden yolu izlerken geçmişin tozlu raflarındaki hikayelerim canlandı
zihnimde.

Geçmiş...

"Güzelim?" Nefret ettiğim sesi kulaklarıma dolduğunda salıncağı
ayağımla durdurdum. Kalkmak için
haraketlendiğimde Ateş iri ellerini
omzuma koyup, beni geri yerime oturtdu. Ardından salıncağı salladığında
biraz önceki mutluluğum tozla bulut
olmuştu. Salıncak her ona doğru
giderken o muhteşem çam kokusu
ciyerlerime nufuz ediyordu. Ona dair
herşeyden nefret ederken neden kokusu
bu kadar çok hoşuma gidiyordu ki?
"Biraz önceki kahkahanı duymak
istiyorum" yüzümdeki acı tebessümle
ayağımı nemli toprağa basdırıp salıncağı durdurdum. Ayağa kalktığımda yüzümü
ona dönüp "Söylediğin gibi biraz önce!
senin varlığın olan yerde güle bilirmiyim sence?" dedim, kaşlarını çatıp bileyimden tuttu. Beni kendine yaklaştırdığında dudaklarımız arasında
milimler vardı.
Konuştuğunda nefesi doğrudan dudaklarıma deyiyordu.
"kahkahanı ben duysam ne olur ki?
biraz önce tüm erkekler rüzgarda
uçuşan saçlarına ve bacaklarına bakıyorlardı!" sesi fazlasıla sert ve fısıltı
gibi çıkmıştı, yüz hatları daha belirgin
bir haldeydi.
"Ben sadece eğleniyordum!" Ateş dişlerini sıktığında çenesi öfkeden seyirmişti. Bileğimdeki eli sıkılaştığında
konuştu "Seni böyle bir ortama getirmem benim hatamdı!" bu lafı sanki
kendi kendine söylemişti, benden bir
oyuncak gibi bahs etmesi tüm sinirlerimi
bozmuştu.
Ona laf anlatmanın bir anlamı olmadığını çok daha önceden anlamıştım. Kendimi yormamak ve
daha fazla sinirlenmemek için bileğimi
pencelerinden hırsla çektim.
Ben daha bir adım atamadan Ateş
hem bileğimi hemde çenemi tutup
yüzüne bakmamı sağladı.
"Beni umursamıyor musun?" sesindeki
tını ürkmeme neden olmuştu "Annen
bizi merak etmiş..." sözümü kesip
"umurumdalar mı sence?" dedi.
bileğimi elinden çekip "Bir daha yapmayacağım! bir daha gülmeyeceğim!
yeter ki kapa konuyu!" dediğimde
gözlerinde anlık pişmanlık oldu
ardından "Kendime sahip olamıyorum
seni çok kıskanıyorum güzelim" demesile gülümsemeye başladım
şaşkın bakışlarını umursamayıp
"Farkında mısın? beni istediyin gibi
yönetiyorsun! ne zaman mutlu olsam
bana o günü zehir ediyorsun! Senin
varlığın olan yerde ben gülemem ki zaten!" dedim.
Ateş baş parmağıla yanağımı okşayıp
Dudağımın kenarına küçük öpücük
bırakıp geri çekildi.
"Özür dilerim"diyip beni Ailesinin
yanına doğru yürüttü, Ateşin Annesi
bizi pikniğe davet etmişdi. Aslında
gitmek istemiyordum ama Ateş israr
edince mecbur gitmişdim.

Arabayı durdurduğumda  pelinin
arabasını gördüm, kapıyı açıp
çıktığımda Pelin koşar adım gelip bana
sarıldı.
Bende aynı onun gibi karşılık verdiğimde sımsıkı sarıldık.
"Vaktimiz yok Efnan hadi arabaya"
başımı olumluca sallayıp arabaya bindim. Ateşin arabasında takip
cihazı olduğunu bildiğim için yolda
arabayı değiştirmişdim.
Gözlerimi yumup uyumaya çalıştım
çalışan arabayla kendimi uykunun
kollarına bırakmıştım bile.

"Efnan?" kulaklarımda çınlanan sesi
duyuyor ama algılayamıyordum.
gözlerimi kıpraştırdığımda görüş
açıma giren Pelinle hemen doğrulup
"Geldik mi?" dedim. Başını olumluca
sallayıp "Evet canım hadi kalk, trafik olduğundan 20 dakika geçiktik. 10 dakikamız kaldı" demesile hemen
arabadan indim, Pelinde indiğinde
ona sım sıkı sarılıp ağlamaya başladım.
Keşke Ailemlede vedalaşa bilseydim
"Herşey için teşekkür ederim canım"
pelin gözyaşlarını silip "Rica ederim
seni çok seviyorum" dedi
"bende seni" dememle Kaptan yavuz
"vedalaşmanız bittiyse hadi!" diye uyardı.
Ayrıldığımızda pelin arabanın baqajından bana küçük çanta çıkarıp
verdi.
Ben ne olduğunu sormadan "giyecek bir kaç şey koydum" dedi minnetle
bakıp "Sağol" dedim.
Gemiye bindiğimde az kalsın düşüyordum ki  bir el düşmeme engel oldu. Elin sahibine baktığımda bunun
Yavuz Kaptan olduğunu anladım.
Elimi nazikçe bıraktığında "Teşekkür
ederim" dedim ama o beni tınlamayıp
içeriye girdi.

Merhaba
umarım yeni bölümü beyenirsiniz.
yorumlarınızı bekliyor olacağım.

oy:200

yorum:300

Altın KAFES (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin