Harun sıkıca sarıldı beline onunda canı yanıyordu.

Canını koruyamamıştı hoş yine kendi canı olandan korumaya kalkmıştı.

Ağır adımlarla arabaya doğru yürüyorlardı.

Saat sabahın altısına ancak geliyordu.

Sabahın ayazı çökmüştü Urfa'nın üstüne.

Gümüş yerde olan bakışlarını yavaşça ileriye çevirdi.

Oradaydı ne zaman hayatına girdiğini anlamadığı adam yine oradaydı.

Ne zaman her şeyi olduğunu bilmedigi adam yine gözlerini dikmiş ona bakıyordu.

Gümüşün duran adımlarıyla Harun ileriye baktı.

Tam karşısında bütün heybetiyle Berzan Demirhan duruyordu.

Aşiretler ağası.

Harun baktı adamın gözlerine korkmadan.

O gözler kardeşindeydi canı birtanesi Gümüşte.

Kaç kez göz göze gelmişti bu adamla.

Gözlerinde bir duvar vardı buzdan kayadan sert bir duvar.

Hala daha aynıydı herkese aynıydı o duvar.

Şimdiyse gözlerinin bebeği titriyordu Gümüşe bakarken.

Saf şefkat merhamet vardı o bakışlar da.

Harun Gümüşün Berzanın duvarlarına çarpmamasını istedi.

Herkese baktığı gibi ona bakmamasını.

" Berzan..." Gümüşün ağzından bir hıçkırık kaçtı.

Berzan hızla Gümüşün yanına geldi sıkıca sardı kollarıyla.

Göğsünde hıçkıra hıçkıra ağlayan kadının saçlarını okşadı.

Harun acıyla gülümsedi Berzan Ağa'nın gözlerine baktı.

" Seninle bir konuşalım ağam ben ilerde bekliyorum." Harunun sesi titredi.

Berzan kafasını salladı şu an tek derdi kollarında bulunan kadınıydı.

" Abim bana niye kıydı... Ben ona ne yaptım... Benim ne suçum vardı ki... Benim ne günahım vardı..." Ağlamaktan kısılan sesiyle sordu.

Bazı soruların cevapları sadece can yakardı.

Gümüş hepsinin cevabını biliyordu.

Ama bile bile sormak istedi abin seni bilerek yakmadı desinler istedi.

Kimse demedi Gümüşün canı bir de bu yüzden yandı.

" Keşke daha önce gelseydim sana... Sen bu kadar yara almadan önce... Senin canını yakanın canını alacağım... Sana söz can özüm... Bir gün ben yaparsam eğer... Canım sana helal olsun..." Berzan dudaklarını Gümüşün saçlarına bastırdı.

Gümüş sakinleşince arabasına bindirdi.

" Gümüş hanım yenge bu ayazda mezarlık ziyareti mi olur Allah aşkına af edersin götüm dondu buradakiler bir yere kaçmıyordu ya." Bekir ön koltuktan arkaya doğru dönüp konuştu.

Amacı sadece Gümüşü güldürmekti.

Gümüş hafifçe tebessüm etti siyah gözleri gözyaşlarıyla parlamıştı.

Bekir gülümseyerek önüne döndü torpido gözünde bulunan çikolatadan aldı.

Geriye doğru dönüp Gümüşe uzattı.

BERZAN GÜMÜŞOnde as histórias ganham vida. Descobre agora