10.bölüm

146K 6.1K 797
                                    

Bölüm şarkısı
Elif Buse Doğan - bihaber







Yazardan
__________________________________

Yara izlerinden utanma çünkü o izler bir ölüm kalım mücadelesini kimin kazandığını gösterir.

Öyle midir gerçekten o kadar yara almadan güçlü olmaz mı insan.

Şimdi say sırtında kaç hançer var kaçından kan akıyor oluk oluk.

Sırtında ki kaç hançer yabancı birine düşman dediğin birine ait.

Kimseye bıçak mesafesi kadar yakın olmamam gerekirmiş bu hayatta.

Gümüş de öğrenmişti bıçak mesafesini.

Tam karşısında duruyordu sırtında ki hançerlerden birinin sahibi.

Yıllarca ana demişti Esma hanıma ölen anasının yerine koymuş saygı da tek kusur etmemişti.

Gömlek kaftandan yakın gelmiş oğlunu korumuştu Esma hanım.

Gümüşe ağır gelen de buydu ya onun hayatının hiç mi değeri yoktu.

İçinde öfkeden çok kırgınlık vardı.

Öfkeli olsa bir gün diner affederdi ama kırgınlık ömrü billah yakasını bırakmayacaktı Gümüşün.

"Buyur Esma hanım ne diyeceksen de seni dinliyorum."

Gümüş terasta ki koltuklardan birine oturmuştu.

Serra ise Gümüşü yanlız bırakmamış hemen yanında yerini almıştı.

Esma hanım iki geliniyle tam karşısında duruyordu.

Esma hanım ve eltileri şaşırdı bunca zaman ana diyen gümüş şimdi dememişti.

" Hanım ne kızım ben senin anan değil miyim o nasıl laf öyle."

Gümüşün yüzüne acı bir tebessüm yayıldı.

" Bende anam sanardım seni ama sana gömlek kaftandan daha yakın gelmiş Esma hanım."

Esma hanım gümüşün herşeyi öğrendiğini o zaman anladı.

Kızı Beyza ile çok beğenmişlerdi gümüşü belki oğlunu adam eder diye beyzanın kaçmasına yardım etmiş ikisini berdele kurban etmişti.

Sonra sonra diğer gelinlerine söylemişti.

Gümüş hepsinin yüzüne baktı tek tek Esma hanımda diğerleri de başını eğdi önüne.

Bir tek Serra anlamıyordu
olanları gümüş gözünün içine bakan serraya sonra demişti.

" Bak kızım ben bir hata yaptım tamam ama kocanı evine bağlamak senin elindeydi bunun için ne beni ne başkasını suçla.

Hem selim seninle tekrar bir araya gelmek istiyor. Bu saatten sonra kim alacak seni gel yuvana sahip çık."

Gümüş yıllarca ana dediği kadına baktı tekrar.

Bütün suçu onun omuzlarına yüklemiş çekilmişti kenara.

Gümüş tam ağzını açıp bir şey diyecekken gür bir ses duyuldu.

" Senin şerefsiz oğlunla evleneceğine dağda ki çobanla evlenir daha iyi en azından şerefli bir adamla evlenmiş olur.

Benim oğlum toprak altında sizin yüzünüzden kızımı da size kurban etmeye hiç niyetim yok."

Osman Ağa yeri göğü inletecek kadar bağırmıştı.

" Bundan sonra anca o çobanla evlenir zaten Osman Ağa bir kusur varsa kızındadır benim oğlumdan iyisini zor bulur."

Esma hanım ayağa kalkıp söylendi.

Gümüş ayağa kalktığında geri düşecek gibi oldu Serra hemen tuttu kardeşim dediği kızı.

Gelen seslere çalışma odasında olan Hamit harun ve Serdar gelmişti terasa.

Hamit gümüşün halini görünce koşup sarmıştı hemen kollarını bacısına.

Esma hanım çoktan gelinlerini alıp çıkmıştı konaktan.

Osman Ağa bir ileri iki geri gidiyordu öfkeyle.

Çok kısa süre sonra halası ve eniştesi de gelmişti.

Hep birlikte oturuyorlardı terasta.

Gümüş gidip elini yüzünü yıkamış kendine gelmişti.

Aglamayacaktı bundan sonra hayatında hiç bir değeri olmayan insanlar için bir damla dahi akmayacaktı gözünden.

Berzan ise sıkkınlıkla karşılıklı göbek atan iki analıgına bakıyordu.

Evleneceğini duyunca iki yaşlı kadın kalkıp oynamaya başlamıştı.

Melek gülerek video kaydı alıyordu.

Koca koca kadınların yaptığı da işti yani.

" Ana yeter artık tepemde dolandıgınız oturun artık."

Berzan analarını severdi nasıl sevmesin ama anaları berzanın öfkesinden çekinirdi.

İki yaşlı kadının tek derdi canı gibi sevdikleri oğullarının yanlız kalmamasıydı.

Berzan bir evlense hemen ardından meleği de evlendireceklerdi.

Gülşah hanım hemen oturdu yerine nefes nefese kalmıştı.

Gülşah hanımda bahar hanımda birazcık topluydu.

" Ay ana ya ne güzel oynadınız aynı performansı düğünde kına da da beklerim sizden."

Melek ağrıyan bacağını biraz ovalayıp uzatmıştı.

Berzandan sekiz yaş küçüktü melek Gülşah hanım sonradan hamile kalmış melek doğmuştu.

Servet ağa biraz endişe etsede Gülşah hanım iki evladını birbirinden ayırmamıştı.

Bahar hanımı da kardeşi bilmiş öyle yaşayıp gelmişlerdi bu yaşlarına.

Berzan annelerinin bu tepkisine sevinmişti hoş bir şey diyemezlerdi ya.

" Ay o kızın çocuğu olmuyor diyorlardı oğlum hoş sen istediysen senin istediğin olur ama sonra kızın canına yakma." bahar hanım düşünceliydi.

Kimse berzan gümüşle evlense ağzını açıp bir şey diyemezdi.

Bahar hanımda çocuk yüzünden canı yananlardandı.

Başta herkes önemli değil sen olsan yeter derdi zaman geçip başkalarının çocuğu olduğunu gördükçe can yakarlardı.

" Sorun değil en geç bir yıla bebeğimiz olur bizim siz dert etmeyin yarın akşam şahin Ağa'nın kızını istemeye gelecekler.

Uzaktan akrabamız olur bilirsiniz gümüş ve ailesi de orada olacak.

Gümüşün halasının oğlu isteyecek sedefi sizde orada olun bakın bakalım benim güzelime."

Berzan ağa son yudum kahvesini de içip kalkmıştı masadan.

" Ay melek kız bu Gümüşün instası feysi falan yok mu resmine baksak." Gülşah hanım merakla sordu.

" Ana sen instayı feysi nereden biliyorsun ya hem bakmayın yarın görürsünüz." Melek hızla kalkmıştı oturduğu yerden.

Gümüş ise serrayla odasında oturuyordu.

Yarın serdar abisine kız istemeye gidilecek diye elbise seçiyorlardı.

Gümüş hiç istemese de Esma Hanım'ın dediği laflar takılmıştı aklına.

Yarının ne getireceğinden habersiz seçmişti elbisesini....

Helllooooooo

Yorumlar buraya

Instagram hesabı
Yasemin_bella

Öptüm bebekler







BERZAN GÜMÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin