9.bölüm

144K 6.4K 781
                                    

Bölüm şarkısı
Kenan adil - göçmen kızı






Yazardan
__________________________________

Yaralarla alay eder hiç yara almamış olan derler.

Bazı insanlar içinse sadece kendi yaraları vardır.

En kötü şey hep onların başına gelmiş en çok acıyı onlar çekmiştir.

Acılar yarışmaz oysa ki her yara farklı acı verir sahibine.

İnsanın yükü kendine ağırdır kimin hangi yükle ezildigini bilemezsin.

Kuşkusuz aylinde bunu düşünüyordu.

En çok acıyı o çekmişti aşkı karşılık bulmamıştı.

Aylin bunun sorumlusu olarak gümüşü görmüştü.

Sadece onunda mutlu olmadığını görmek için gelmişti onun evine.

" Senin ne işin var benim evimde." Gümüş sinirle konuştu.

" Görmek istedim gümüş seninde canının yandığını görmek istedim.

Benim nasıl canım yanıyorsa seninde yansın istedim.

Senin hayatın belli bundan sonra ya 50 -60 yaşında bir adamın karısı olmak yada kuma olmak."

Aylin'in sözleri acımasızdı buraların adeti buydu.

Aylinde biliyordu bunu Selim'in onu görmezden gelmesini gümüşe bağlıyor onun canı acısın istiyordu.

Aylin yanında Selim'in kuzeni Tuğçeyle gelmişti.

Tuğçe oldum olası sevmezdi gümüşü ailesine layık görmezdi.

Serra hızla Aylin'in saçlarına asılırken gümüşte hep içine dert olan şeyi yapmış Tuğçenin saçlarına asılmıştı.

" Seni gebertirim kızım senin ağzına sıçarım sen kimsin ha Selim'in sürtüğü." Serra aylinin ne kadar saçı varsa yolmuştu.

" Benim elimde olsaydı senin abim dedigin adamın yüzüne tükürmezdim yazık olur diye." Gümüş Tuğçenin üstüne çıkmış bir yandan saçlarını yoluyor bir yandan da tokat atıyordu.

Allah'tan üvey annesi ve iki kızı yengesinin yanına gitmişti.

Kollarından tuttukları gibi kapıya attılar aylinle Tuğçeyi.

Kapıyı kapatıp arkalarına yaslanınca kahkaha atarak gülmeye başladılar.

Gümüş bu yüzden severdi serrayı kendisinden önce ona yapılana susmazdı.

Berzan ağa ise hala aynı restoranda kahvesini içiyordu.

Gelen telefonla gümüşün yaptıkları öğrenmişti.

Küçük cadısı çok vahşiydi tam ona göreydi işte.

Dudağının kenarı kıvrıldı güzeldi çok güzeldi gümüş.

Gümüş ise banyoya girmişti şu tepesinden akarken bu gün olanları düşündü.

Kafasını fayansa yaslayıp gözlerini kapatınca çakır hareler doldu göz bebeklerine.

Dudaklarından çıkan sözler doldu kulaklarına ne demişti.

" o kader seni bana getirecek." O kadar emindi ki kendinden gümüş ister istemez etkilenmişti

Kafasını iki yana salladı olacak iş değildi onların ki.

Çıktı banyodan kurulandı abisi harunun aldığı elbiselerden birini giyindi.

Harun eve gelince gümüşün valizinde ne kadar elbise varsa yakmıştı.

Onların parasıyla alınan hiç bir şey girmeyecekti bu eve.

Gümüş mutfağa inip yemek hazırlıklarına başladı.

Abisi Hamit çok sevdiği için sarma sarmaya başladı.

Serra da gümüşün yanına oturdu hem sarıyor hem pis pis sırıtıyordu.

" Ay ne diyeceksen de pişmiş kelle gibi sırıtıp durma be."

" Hiççç ne diyim bacım koskoca aşiretler ağası aşkından yanmış bana laf mı düşer." Serra omuz silkerek konuştu.

" Saçma sapan konuşma ne aşkı ne yanması."

" Ne demeye gündüz gözü o kadar adamla aldırdı bizi yemek yemeye mi."

" Benimle evlenmek istiyormuş."

"Neee." Serra ağzına attığı sarmayı yutamadan öksürmeye başladı.

" Ay Allahım ördek gibi bulduğunu yersen olacak bu."

Gümüş bir yandan serranın sırtına vuruyor bir yandan da söyleniyordu.

" Kızım sen ciddisin." Serra kocaman gözlerle sordu.

" Evet niye şaşırdın bu kadar ya."

" Şimdi berzan ağa daha önce iki kere nişanlandı biri Mardin'in biri Urfa'nın en güzel kızıydı sonra nişandan kısa süre sonra attı yüzükleri.

Yıllardır da ne kimseye baktı ne de evlenmek istedi iki analıgı çok istesede yok dermiş.

Bana da arkadaşımın ablası anlattı onun kocası berzan Ağa'nın adamıymış oradan biliyor.

Kız adam seni görünce çarpıldı desene vay be."

" Bana bak ben bir çarparım seni görürsün ne evlenecem ben be onunla."

" Valla gülüm sen berzan agayla evlensen hem selim hem Aylin orta yerinden çatlar."

Gümüş ters ters bakınca Serra ağzına bir fermuar çekti.

Sarmayı sarmış geri kalan yemekleri de yapmışlardı.

Gümüş abilerini ve babasını bekliyordu.

Üvey annesi yengesinde kalacakmış aynı zamanda kız kardeşi oluyordu.

Serra ise abisi serdarı çağırmış hep Birlikte yemek yiyelim demişlerdi.

Gelen abileri ile gümüş koşarak Hamite sarıldı sonra da haruna.

İyiydi gümüş en azından kimse canını yakmıyor hakaret etmiyordu.

Yemekler yendi tam çay içilecegi vakit Esma hanım iki geliniyle çıka gelmişti.

" Gel kızım biraz konuşalım seninle."

Gümüş kafasını salladı diyeceği hangi yarasına merhem olacaksa.

Diğer yanda berzan çoktan eve gelmişti.

İki analıgı kız kardeşi kapıda karşıladı onu.

Melek canı babasının ikinci eşinden olan kardeşiydi.

Gülşah anası babasının ikinci eşiydi vaktiyle çocuğu olmuyor diye boşanmıştı Kocasından sonra da servet agayla evlenmişti hemde bu oğlu olmuştu.

Bir de halası bahar vardı hem halası hem süt annesiydi.

İkisi de gözü gibi bakmıştı çocuklara.

Berzan evlensin istiyorlardı iki yaşlı kadın.

Berzan terasta oturup kahvesini içerken iki analıgı merakla bakıyorlardı.

Gülşah hanım hemen elinde ki resimleri oğluna göstermek isterken berzan eliyle durdurdu onu.

" Hiç gösterme ben aradığımı buldum Hamit Ağa'nın kardeşi gümüş olursa onunla evleneceğim."





Yorumlar buraya

Instagram hesabı
Yasemin_bellaa

Öptüm bebekler

İstek sahneler

En beğenilen yer

BERZAN GÜMÜŞWhere stories live. Discover now