6.bölüm

147K 6.5K 1.6K
                                    

Bölüm şarkısı
Ayfer Vardar- parsel parsel

Yazardan
__________________________________

En sevdiğimiz mi açar en büyük yaraları.

En çok ondan mı sakınmamız gerek yüreğimizi.

Peki dost gerçekten bilirdi nereden vuracağını.

En derin yarayı nereden alır en çok neresi yakar canını diye.

İnsan en çok dost dediğine açar tüm kapıları sorgusuz sualsiz.

Gümüş abilerine kahve yapmış çalışma odasına götürüyordu.

Merdivenleri çıkmış tam kapıyı çalacakken duydukları çiviledi olduğu yere.

" Abi bence söyleyelim bilsin kız."

" Harun oğlum saçmalama kaldıramaz gümüş ben bilmiyor muyum söylemeyi."

" Abi abim bak bilsin kimin kim olduğunu kendini korusun."

" Olur harun git söyle abinin canı için evlenirken aslında yengen bilerek kaçmış sen Selim'le evlen diye.

Ana ata dediğin herkes öğrenmiş beyzanın bilerek yaptığını.

Onlar gününü gün ederken senin hayallerinin içine etmişler de.

Gümüş ana ata kardeş bildi onları bilerek yakıldığını nasıl söyleyeceksin.

Hatta git Hamit abim öğrendi ayaga kaldırdı ortalığı resul abim sussun diye urfadan sürdü de.

Bak benim bacımın yarası yüreğine zor bir yara daha açtırmam."

Gümüş elinde ki tepsiyi düşürdü yere.

Hamit ve harun kapıyı açınca gördüler gümüşü yada gümüşten geriye kalanları.

Hamit gümüşün dolan gözlerine dayanamayıp çekti sarıldı.

Gümüş abisinin kollarında kaybettiği gençliğine hayallerine ağladı.

Hamit harun için ne büyük çaresizlikti bu.

Resul ağa olduğu için kimse onun lafından çıkamamıştı.

" Gümüşüm abisinin bir tanesi geçti bak buradasın evindesin korurum abim ben seni."

Hamit ağa bir yandan gümüşün saçlarını seviyor bir yandan da konuşuyordu.

" Ulan ben böyle işi yakacam o Selim'i de ailesini de gümüşün gözünden akan her damla yaş için yakacağım."

Harun sinirle duvarı Yumrukluyordu.

Gümüş sakinleşince kucağına aldı Hamit odasına götürdü yatırdı.

Selim'in ise hiç bir şeyden haberi yoktu restoranda yemek yiyordu.

Gümüş ile boşanalı 2.5 ay olmuştu.

Son bir haftası kalmıştı ondan sonra eve dönecek gümüşü görecekti.

Aylin ise yüzüne bakmayan Selim'le kala kalmıştı.

Selim'in planları ise bambaşkaydı artık bu evliliğin gerçek bir hal alması lazımdı.

Gümüş onundu nasıl olsa itiraz edecek halde değildi.

Keyifle arkasına yaslandı manzarayı izlemeye başladı.

Nihayet gitme günü gelip Urfa'ya ayak bastığında ise hayatının şokunu yaşamıştı.

______________________________

Avlunun kenarına koyulan eski tahta masanın üstünde bir şişe rakı ve mezeler vardı.

Kuytu bir yere çekilen masayı gecenin karanlığında görmek neredeyse imkansızdı.

Bu konak Hamit Ağa'nın konağının hemen yanındaydı.

Adam bu konağı yeni almıştı gecenin sessizliğini dinlemek için buraya gelmişti.

Sigarasının ucunu tutuşturdu dolgun dudaklarına götürdü bir nefes çekti ciğerlerine.

Adam daha önce iki kere nişanlanmıştı.

İki nişanlısı da kendisinden korktuğu için adam bozmuştu nişanları.

1.97 boyu iri kalıplı vücudu kaşında ki yarası ile son derece korkutucuydu doğrusu.

Şimdi de iki analıgı tutturmuş evlen diye yakasını bırakmıyordu.

İki nişanlısının da yüzüne pek baktığı söylenemezdi.

Kızların yüzük takılırken nasıl titredigini hala hatırlıyordu.

O yüzden bir süre sonra nişanı bozmuştu.

Böyle böyle gelmişti 36 yaşına anaları tutturmasa iyiydi de.

Kendine pek kimseyi yakıştırmazdı aslında.

Onun kadını dişli olmalıydı hiç değilse yanında titremeden dursa da olurdu.

Bunca zaman günül kapısını çalan olmamıştı.

Hoş birini sevse onunda ondan korkacagı aşikardı.

Zalimligi acımazsızlıgı bütün Urfa'nın dilindeydi zaten.

Sevmekten sevilmekten vazgeçeli çok olmuştu.

En azından anlaşıp yuva kuracağı biri çıksaydı karşısına yeterdi.

Derin bir nefes daha çekti sigarasından.

Elinde ki kadehten bir yudum daha içti.

Gelen tıkırtı üzerine kalktı yerinden çekti belinde ki silahını.

Sesin geldiği yere bakınca bir kız çocuğu gördü.

Biraz daha bakınca genç bir kadın olduğunu anladı.

Silahı beline geri koydu genç kızı izlemeye başladı.

Saçlarını tepesinde topuz yapmış pijamasının üstüne uzun bir hırka giymişti.

Parçalarını çorabının içine sokmuştu gülesi geldi adamın tam bir kız çocuğuydu.

Gümüş ise gecenin bir yarısı açmıştı gözlerini karanlığa.

Ağırdı her şey çok ağırdı bile bile yakılmak en ağırıydı.

Kalktı önce tuvalete girdi elini yüzünü yıkadı.

Üstüne uzun bir hırka giydi telefonunun cebine koyup indi avluya.

Önce mutfağa girdi alacağı şeyleri aldı üstüne bakınca pek bir özensizdi boşver dedi.

Gecenin köründe kim görecekti onu zaten.

Avludan geçip kenarda ki kapıdan yanda ki konağa geçti.

Orada köşede bulunan kedi doğurmuştu çok güzel yavruları vardı.

Onlara mama koydu yavrunun birinin gözünde yara vardı onun içinde merhem getirmişti.

Gümüş işlerini hallederken onu izleyen bir çift gözden habersizdi.


Yorumlar buraya

Instagram hesabı
Yasemin_bellaa

Öptüm bebekler

BERZAN GÜMÜŞWhere stories live. Discover now