4.bölüm

143K 6K 571
                                    

Bölüm şarkısı
Tan - yalan

Yazardan
_______________________________

Koruyup saklasak en sevdiğimizi göğüs kafesimizde keşke.

Hiç rüzgar degmese tenine hiç canı acımasa.

Gözünden bir damla yaş akmasa hiç mutsuz olmasa.

En sevdiğimiz olurmuş en büyük imtihanımız.

Hamit Ağa'nın arabası son hız girerken Urfa topraklarına.

Aklımda sadece gümüşü vardı en kıymetlisi biricik kız kardeşi.

Abisiyle arası kötüydü bu yüzden onun yüzünde evlenmişti gümüş o selim denen soysuzla.

Adam gibi gidip istese gümüşün canı hiç yanmayacaktı.

İki aylık evliyken yengesi mutfaktaki kızlar konuşurken duymuş bilerek kaçtığını.

Bunu duyan Hamit yakmış yıkmıştı ortalığı abisine rest çekip basıp gitmişti urfadan.

Yedi yıldır da ayak basmamıştı buraya.

Harunu arar sorardı gümüşü bazen de gümüşü arardı.

İçinde ki o huzursuzluk hiç geçmemişti hamitin.

Abisinin cenazesine yetişememişti işler yüzünden.

Önce mezarlığa uğramış sonra da eve geçmişti.

Babasına sıkıca sarılmıştı ağa artık oydu.

Sıra haruna gelince ona da sarılmış özlemini gidermişti.

Gözleri ise küçük kız kardeşini aramıştı belli ki diğer evdeydi.

" Keşke böyle gelmeseydin oğul sonra dinlenirsin bir mesele var diyeceğim sana." Osman Ağa sükunet sahibi bir insandı.

Metanetli durması lazımdı geride bir kızı vardı onu düşünmek zorundaydı.

" Kız kardeşinin evliliği söz konusu karar bizde ben derim ki gümüşün mutlu yuvasını bozmayalım."

Osman Ağa gümüşü mutlu sanıyordu hiç bir acısını göstermemişti.

Canı yansa da susmuştu babasının çaresiz bırakmak istemiyordu.

" Peki baba sen ne dersen öyle olsun susalım bakalım ama ben ne karar verirsem ardımda olacak mısın." Hamit sıkıntıyla iç çekti.

" Olacağım evlat kızım benim kıymetli bari o mutlu olsun."

Hamit kafasını salladı biraz sonra gelen araçlara binip haktan ailesinin evinin yolunu tuttular.

Konağın kapısına gelince arabadan indiler.

Harun Hamit Osman Ağa dik başları ile kim olduklarını bağırdılar sanki.

İçeri giren Hamit ağanın gözleri gümüşü buldu direk.

Sahi bu muydu gül goncası ailesinin kıymetlisi.

Gözlerinin feri sönmüş iyice zayıflamış çökmüştü gümüşü.

Hamit ağa hiç bu kadar çaresiz hissetmemişti.

Gümüşe baktı gözlerinin en içine o gözler diyordu dayanamıyorum artık kurtar beni diye.

Gidip sarılmak istedi gümüş bir abinin sıcak kollarında güvende hissetmek istedi.

Yapmadı yapamadı belli ki taziyeye geldiler diye düşündü.

Hamit ağa ise öfkeyle doldu tekrar bütün vücudu öfkeye bulandı.

Yakmışlardı gümüşü gözüyle gördü o zaman yapacak bir şeyi yoktu ama artık kimse tutamazdı onu.

Ağalar gelenleri selamladı Yusuf aga buyur etti herkesi bir tek Hamit ağa kaldı ayakta.

Bütün heybetiyle konağın ortasında duruyordu.

Madem ona bir güç verilmişti bunu da kullanmaktan çekinmeyecekti.

Herkes ayakta ki Hamit ağaya baka kaldı.

Hamit ağa ise gözlerini kız kardeşinden ayırmıyordu.

Harun gelip hemen hamitin sol arkasında durdu.

Bir şeyler hissetsede elinden hiç bir şey gelmemişti.

Üstelik resul abisine defalarca söylemişti gümüşün mutsuz olduğunu.

Böyle zamanlarda resul ağa susmuş görmezden gelmişti.

Harun ilk defa kardeşi için bir şey yapacaktı.

Savaşsa savaş bırakmazdı artık gümüşü.

Gümüş abilerine baka kaldı ne oluyordu anlamıyordu.

Esma hanım olayı anlayıp hemen gümüşü oradan götürmek istedi.

Hızla girdi gümüşün koluna eve doğru çekiştirmeye başladı.

" Kal orada Esma hanım bu gün kurulan bütün oyunları bozmaya geldim." Esma hanım Hamit ağanın sesiyle durmak zorunda kaldı.

" Bu gün buraya bizim olanı almaya geldim gümüş topla eşyalarını berdel bozuldu eve geleceksin." Hamit ağa itiraz istemeyen bir ses tonuyla konuştu.

Gümüş kaldı bir süre ne demek eve dönmek nasıl olacaktı ki bu.

" Osman Ağa oğluna bir şey söyle mutlu bir yuvayı bozuyor şu an ." Yusuf ağa hiç istemiyordu bu evliliğin bitmesini.

İtibari söz konusuydu eğer gümüş giderse oğlu Aylin denen kızı getirecekti.

" Son karar oğlumun Yusuf ağa berdel bozuldu eger Hamit gümüşü almak isterse alır ağa artık o." Osman Ağa isterdi kızını yanında.

Orada ki agalardan olan Salih Ağa girdi lafa.

" Töre bellidir Yusuf ağa berdel bozuldu ama illa ki karar istersen kız burada ona soralım."

Hamit baktı kardeşine bütün karar ondaydı artık.

Gümüş abisinin gözlerine baktı Hamit gözlerini açıp kapattı bu güven demekti.

" Berdel bozuldu ben evime gideceğim." Gümüş bunu nasıl söyledi hayret etti.

Hemen yukarı koşup çantasını hazırlamaya başladı ne esma hanımı ne eltilerinj duyuyordu.

Hamit ise harunu peşinden göndermişti her ihtimale karşı.

" Gümüş hiç bir şey almana gerek yok kişisel eşyalarını al yeter geri kalan herşeyi alırım ben sana." Harun mutlulukla yardım ediyordu gümüşe.

Hamit ağa ise heybetiyle konağın ortasında durup kardeşini bekliyordu.

" Selim ile madem üç günde evlendi üç günde de boşanacak Yusuf ağa nasıl yaparsın bilmem" Hamit ağa kesin konuştu.

Orada ki çoğu ağa berdelin bozulduğunu bildiği için ses çıkarmadı.

Selim burada olup karşı dursaydı elbette ki onun yanında olurlardı.

Ama kızın abisi kızı almak isteyince ve kızda razı olunca mecburen Hamit ağanın arkasında durdular.

Gümüş hiç kimseyi görmeden indi evin kapısına.

Hızlıca dört valiz yapmıştı bile kendisini cezaevinden çıkan mahkum gibi hissediyordu.

Hamit abisinin yanına gitti hemen bitmişti artık.

Hamit kardeşinin sırtından destek verip bindirmişti arabaya.

Osman aga hemen arkasından binmiş kızını çekmişti kollarının arasına.

Bazen mucizeler hiç olmadık zamanlarda gelirdi.




Yorumlar buraya

Instagram hesabı
Yasemin_bellaa

Öptüm bebekler

BERZAN GÜMÜŞWhere stories live. Discover now