48.BÖLÜM

2.2K 118 17
                                    

👑

-ESRA-

Gözlerimi araladığımda beyaz bir ışıkla karşılaşmıştım.

Ellerimi sıkan bir el boynumda hissettiğim ılık nefes.

Yanıma baktığımda demir elimi tutmuş baş ucumda uyuya kalmıştı.

Olanları kısa bir süre içerisinde hatırladıktan sonra demire baktım.

Ve kulağıma bana söyledikleri kelimeler doldu. Ellerimi ovalamaya başladığında ona baktım.

Demir:açtın gözlerini

Gülümseyerek alnımdan öpmüştü. Vhatt. Ne alaka ya.

Çatık kaşlarla ona bakarken o da yapmaması gereken bir şeyi yapmış gibi bakıyordu e haklı olarak da.

Hoşuma gitmedi değil aslında. Doktotun içeri girmes ile düşüncelerimi kenara bıraktım.

Elindeki dosyalara baktıktan sonra bir kaç test yapıp taburcu ola bileceğimi söyleyip çıkmıştı.

Demir de kısa sürede geri geleceğini söyleyip çıkmıştı.

Aklıma o şerevsiz geldiğinde sinirlerim tavan yapmıştı.

Bulup gebertecektim onu. Hayır hemen değil. İnlete inlete evire çevire...

Demirin içeri girmesi ile düşüncelerimi bırakmak zorunda kalmıştım.

Demir:hadi bakalım gidiyoruz

Ben:böyle mi

Diyerek üzerimdeki hastane elbisesini göstermiştim

Demir:kendin giyinemezsin dikişleri patlatırsın yardım etmeme de izin vermezsin ben de başkasının yanında soyundurtmam seni yani evet böyle gidiyoruz

Ceketini üzerime giydirip koluma girdiğinde şaşkınca bakıyordum.

Demir:kucağıma almamı ister misin

Ben:hayır

Ani bir çıkışla söylemiştim bunu. Başını sallayarak koluma girmişti.

Arabaya binmeme yardım ettiğinde kendi de oturup arabayı çalıştırmıştı.

Sorumu içimde tutamayıp sormuştum

Ben:demir

Demir:efendim

Efendim. Demir dedi bunu. Bana yok kesin bunun kafasına saksı falan düştü ya

Ben:neden düşmanına iyi davranıyorsun

Demir:sen benim düşmanım değilsin ki. Ha bu soruna cevap değilse şöyle anlatayım. Bir insanın imajı hep aynı kalmaz değişir

Sözünü bitirdiğinde ben de susmayı tercih etmiştim.

Onun evinin önünde durduğumuzda kaşlarımı çattım.

ESRA'RWhere stories live. Discover now