1

463 19 3
                                    


Gripin - Beş

***

Dün geceden hazırladığım kitapları çantama koyup fermuarını çekerek dış kapının yanına bıraktım. Askılıktan montumu alarak üzerime geçirdim. Şapkamı ve atkımı da taktığımda soğuk havaya çıkmaya hazırdım.

Evden çıkıp hızlı bir şekilde otobüs durağına ulaştım. Zaten evime de çok yakındı. Birkaç dakika bekledikten sonra bineceğim otobüs durağa yaklaştı. Otobüsün ilk güzargahlarından birinde yaşadığım için her zaman oturacak yer bulabiliyordum ve bu da sanırım hayattaki en büyük şanslarımdan biriydi.

On dakikalık otobüs yolculuğundan sonra okula vardım. Soğuk havadan dolayı tek tük öğrencinin olduğu bahçeyi geçtikten sonra binaya girdim. Son sınıf öğrencisi olduğum için en üst katta olan sınıfıma söylene söylene çıkmaya başladım.

Bizim katın koridoru yine bomboştu. Alt şubelerin çıkardığı gürültü bu katta olmazdı. Herkes sınıfında olur veya kantinde takılırdı. Koridorun sonundaki sınıfıma girmeme az kala kolumdan tutulup koridordaki boşluğa çekildim. Ağzımdan küçük bir çığlığın kaçmasına engel olamamıştım. Beni kimin tuttuğuna bakmak için kafamı yukarı kaldırdığımda onu gördüm. Hiç şaşırmamıştım.

Kuzey.. Okulumuzun -kendi tabirimle- kabadayısı gibi bir şeydi. Herkes ona saygı duyardı veya korktuklarından saygı duymak zorunda kalırlardı. Değişik bir tipti, bu okula da hiç yakışmıyordu. Zaten özel okulda okuyorduk ve burada okumak için ya çok paran ya da çok fazla zekan olmalıydı. O, babasının zengin olmasından dolayı bu okuldaydı. Çok kötü bir karaktere sahipti. Kendi doğrusundan veya çevresinden olmayan insanları küçümseyip aşağılamaktan geri durmazdı.

O küçümsediği insanlardan biri de bendim. Çünkü bu okulda burslu okuyordum ve eşcinseldim. Eşcinsel olduğumu kimseye söylememiştim. Fakat feminen görüntüm ve giyim tarzım beni ele veriyordu. Bu da eşcinsel yaftası yemem için onlara göre yeterli bir sebepti.

Kuzey beni duvarla kendi arasına çektiğinde kolumu elinin kıskacından kurtardım. Gözlerinin içine baktığımda maalesef korktuğum için yutkundum.

"Neden çektin beni buraya?"

Üzerime bakıp gözlerini devirdi.

"Çıkar montunu."

Bunu neden istediğini anlayamadığım için sorgulayan bakışlarımla bakmaya devam ettim. Benim hareket etmediğimi gördüğünde atkımı çekip montumun fermuarını açtı.

Üzerime çok da kısa olamayan sarı renkte bir crop giymiştim. Belimi kapatsa da küçük bir hareketimde gözükecek şekildeydi.

Sinirli bakışları üzerimde fazlaca oyalandığında kendime geldim ve fermuarımı yukarı çektim.

"Niye böyle açık kıyafetler giyip okula geliyorsun, beni deli mi etmek istiyorsun?"

Sanane diye bağırarak yanından uzaklaşmak istesem de bu kendi sağlığım için doğru bir karar değildi. Bu yüzden sakince cevaplayıp yanından uzaklaşmalıydım. Birkaç kez buna benzer şeyler yaşadığımız için artık nasıl tepkiler vereceğimi biliyordum.

"Kıyafetimin açık olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca hava buz gibi olduğu için bunun üzerine hırkamı giyiyorum."

Evet biliyorum. Aileme bile bu konuda söz hakkı tanımayan ben onu hiç ilgilendirmediği halde Kuzey'e hesap vermek zorunda kalıyordum. Ama ne yapacağı belli olmayan biri olduğundan kendimi hep geri planda tutmak zorundaydım. Zaten anlaşıldığı üzere çokça gözüne batmıştım bir de onu sinirlendirecek sözler sarf ederek başıma daha fazla bela olmasını istemezdim.

"Etraftaki piçlerin sana nasıl baktığını görsen bu kadar rahat olmazdın Selim. Senin yüzünden ibne kaynıyor lan ortalık."

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Onlar bakıyor diye özgürce giyinemeyecek miydim? Umrumda değildi hiçbiri. Kalabalıkta ibne, götveren diye konuşup tek yakaladıklarında boş yerlere çekip benden faydalanmak isteyen iğrenç insanlardı hepsi. Onlar yüzünden kendimi sınırlandıracak değildim.

Gözlerim dolu dolu ona bakmayı sürdürdüğümde derin bir nefes aldı. Sinirli ifadesi kısa bir süreliğine yumuşadı. Fakat ruh hastası ne düşünüyorsa tekrar kaşları çatıldı.

"Ben diyeceğimi dedim, şimdi sınıfına."

Önümden çekildiğinde ona belli etmeden gözlerimi devirerek sınıfıma doğru yürüdüm.

***

İlk kitabım ne çıkar hiçbir fikrim yok diyebilirim..

Ağustos Güzeli / bxbWhere stories live. Discover now