1.10 : Kaçabileceğini Sanmak

1.1K 125 24
                                    

Şu son bir haftadır bir günüm boş geçmediii. O kadar yoğunum kii dümdüz yatıp kitap okumayı özledim :( Evrenin Sınırında 750 okunma olmuuş. Bunları böyle ara sıra yazacağıım ki ileride dönüp baktığımda nereden geldiğimizi hatırlayalım değil miii? :) Oy ve yorumları eksik etmeyeliiim. Daha önümüzde çook bölüm var. <3 Sonraki bölüm salı veya çarşamba günü gelecekkk.

10. BÖLÜM

Günlerdir kapalı tuttuğum telefonumu, ertesi sabah erken uyanabilmek için açtım. Bunu yaparken Afel'in odada olmadığı bir zamanı kolladım. Zira benimle, içinde telefonumun da bulunduğu çantamı dolabın en uç köşesine saklamam ve ona bir daha dokunmamam için çok ciddi bir konuşma yapmıştı.

Elbette o farkına varmadan çantamın içindeki birkaç şeyi kullandığım olmuştu. Ufak bir ayna, cımbız, birkaç makyaj malzemesi ve bir paket sakız!

Birkaç gündür tanıdığım bir yabancıya kaşlarımı alacağımı haber vermek zorunda olduğumu sanmıyordum.

Fakat bu eşyaların dışında telefonumu oradan çıkarmaya asla cesaret edememiştim. Çünkü bu evrenden birileri, dokunarak birilerini arayabildiğin veya oyun oynayabildiğin bir şeyi görselerdi muhtemelen akıllarını kaçırırlardı.

Bugün ise bazı riskleri almam gerekiyordu. Bana güvenen ve ona güzel bir doğum günü partisi hazırlayacağıma inan biri için özel bir şeyler planlamalıydım.

Saat beşi gösterdiğinde telefonum yastığımın altında titreyerek beni uyandırdı. Yatmadan önce tek düşünebildiğim, Afel'in bu sese uyanabileceğiydi. Bu nedenle ilk titreyişte kendime gelmem zor olmadı.

Alarmı kapatıp, günün ilk ışıklarıyla aydınlanan odanın içine bakındığımda onu derin bir uykudayken gördüm. Günlerdir o rahatsız koltukta uyuyordu ve bir an olsun şikayet etmemişti. Büyük ihtimalle ona doğum günü hediyesi olarak yatağı devredeceğimi söyleseydim buna çok sevinirdi ama benim buna hiç niyetim yoktu. Dördüncü yüzüğün ne zaman takılacağı belirsizken o çirkin koltukta belimi heba edemezdim.

Üzerimdeki ince örtüyü usulca kaldırdım ve dikkatli bir biçimde doğruldum. Ses çıkarmamak için nefesimi bile tutmuştum. Parmak uçlarım ahşap zemine değdiğinde omzumun gerisinden Afel'e baktım. Ellerini karnının biraz üstünde bağlamış, dudaklarını birbirine bastırmış bir şekilde uyumaya devam ediyordu.

Yeniden önüme döndüm ve yavaşça ayağa kalktım. Geceden hazırladığım kıyafetlerimi almak için iki büyük adım atıp dolabın yanına geldim. Her zaman çıkardığı o rahatsız edici gıcırtılardan birinin odada yankılanmamasını dilerken dolabı açtım. Ne kadar yavaş hareket etsem de tiz bir sesin yükselmesine engel olamadım. Korkuyla arkama baktığımda Afel'i olduğu yerde kıpırdanırken gördüm. Yeniden hareketsiz kalana dek onu izledim ve kas katı kesilen omuzlarımı düşürdüm.

Yeniden önüme döndüğümde yaptığım ilk şey telefonumu çantama geri koymak oldu. Sonrasında kıyafetlerimi ve üzerine bıraktığım keseyi de alıp kendimi lavaboya attım. Derin ve huzurlu bir nefesi ciğerlerime doldururken bu noktaya kadar işleri iyi idare edebildiğim için kendimi tebrik ettim.

Geçen her saniye aleyhimeydi. Afel, benim gibi öğlene kadar uyuyan türden birisi değildi. Çıkardığım seslere uyanmaması ise mucizenin ta kendisiydi. Bu nedenle elimi çabuk tutmalı ve bir an önce gitmek istediğim yere varmalıydım.

Üzerime açık mavi renkte bir elbise giyindim ve saçlarımı çabucak taradım. Makyaj yapmaya harcayacak vaktim olmamasına rağmen bu özel günde makyajsız gezmeyeceğim belliydi. Vaktimi doğru kullanabilmek için gelmiş geçmiş en hızlı makyajlarımdan birini yaptım. Lavabodan çıkmadan önce aynadaki yansımama çapkın bir öpücük atmayı eksik etmedim.

Evrenin Sınırında  | 2. Kitap Devam EdiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin