1.7 : Kraliyetteki Müttefik

1.4K 143 27
                                    

Resmen kendi kendime nazar değdirdim ve geçen cuma bölüm atamadım. İnanın felaket bir yoğunluğun içerisindeyim. Fakat pes etmek yookkkk! Bu bölüm çok ama çok özel bir karakter aramıza katılıyor. Adını vermeyeceğim ama görseli yukarıda. Okuyunca siz kim olduğunu öğreneceksiniz zaten. Allahım dram, aşk, fantastik, bilimkurgu, kraliyet teması vs.vs. BU KİTAP NASI Bİ MUHTEŞEMLİK BÖYLE. (yazar burada kendisini baya baya övdü ama siz kb.)

Hepinizi kocaman öptüüüm. Cuma yeniden görüşmek üzereee <3 

***

7. BÖLÜM

Kraliyetteki Müttefik

Afel ile birlikte aynı odada kalmamız gerektiğini, Holly odadan ayrıldıktan yarım saat sonra fark edebilmiştik. Odanın içerisinde ikinci bir kişinin uyuyabileceği tek şey rahatsız olduğu belli olan kahverengi bir koltuktu. Bu nedenle yatakta uyumak için atılan ilk ben olmuştum. Fakat Afel bunu duyduktan sonra hiç itiraz etmeden sessizce başını salladığında, zaten bu teklifi onun yapacağını anlamıştım.

Hakkında tereddütlerim olan bu yabancının kimi zaman iyi bir insan olabileceğini düşünüyordum. Bu düşüncem Mabel'deki ilk sabahımda tekrardan canlanmıştı. Perdelerin güneş ışığının karşısında etkisiz kaldığı o sabah gıcırtıyla açılan kapıya uyanmıştım. Elinde bezden bir poşetle içeri giren Afel, rahatsız ettiği için özür bile dilemişti. Şaşkınlıkla gözlerimi ovuşturduğum sırada poşeti nazik bir hareketle yatağın ucuna bırakmıştı. İçerisinde ne olabileceğini düşündüğüm sırada gözlerim onun kıyafetlerine takıldı. Ketenimsi bir kumaşa sahip krem rengi bir pantolon giyinmişti. Üzerindeyse yakasındaki iki düğmesi açık olan beyaz bir gömlek vardı. Onu askeri üniformasıyla ve bir de günlük kıyafetler içerisinde görmüştüm ancak bu haliyle tıpkı halktan birisi gibi görünüyordu. Hatta soylu bir beyefendiye...

Getirdiği poşete bakmak için uzanıp yatağımdan kalktığımda içerisinde mavi bir etek, açık renk bir gömlek ve koyu kahverengi bir korseyle karşılaşmıştım. Doğrusu orta çağ modasına karşı daima büyük bir sevgim vardı. Bu nedenle muhtemelen bana çarşıdaki en rezil elbiseyi bile alsa ona bayılırdım.

Mabel'deki ilk akşamımızda kıyafetlerimizin uygunsuzluğundan dolayı odamızdan çıkmamıştık. Yemeklerimizi getiren Holly'e şükranlarımızı dile getirirken, ikimizin de gözü onun yapacağı aksi bir hareketteydi. Ancak hiçbir şüpheye rastlamamıştık.

Kıyafetlerimizin yeterince uygun olduğunu düşündüğümüz ikinci günde akşam yemeği için aşağıya indik. Holly'nin annesi Sharon'ın keskin çehresiyle bizi izlediğini bilirken lokmalarımızın boğazımızda dizilememesine dikkat ettik. O gün mekanın bar kısmında, fıçıların önünde, sabırsız kalabalığa içki servis eden orta yaşlı iri adamın Holly'nin babası, Martin olduğunu öğrendik. Onun bakışları eşi Sharon'ın aksine mekanda daha fazla para harcamamızı istercesineydi.

Ah, para! Bir de bu sorunumuz vardı. Benim ne zaman para sorunum olmazdı ki? Farklı bir evrende de aynı şeyleri yaşamasam eksik olurdu...

Neyse ki Afel, kıyafetleri aldığı sabah üzerinde taşıdığı birkaç değerli mücevherini bir rehineciye vermişti. Karşılığında aldığı paranın, verdiklerinin değerine kıyasla bir hiç olduğunu söylerken burnundan soluyordu. Ardından gözünü benim küpelerime, kolyeme ve bileziklerime çevirdiğinde onları da satmamız gerektiğini söyledi. Ufak bir tartışmanın ardından paramız tükenene dek üzerimdekilere dokunulmayacağında karar kıldık.

Bu da üçüncü yüzüğü bulmamız için bana fazladan hırs kazandırdı.

Yeni evrenimizdeki üçüncü günümüzde artık üzerimdeki ilk şoku atlatmıştım. Farklı bir dünyada olduğumu kabullenerek buraya uyum sağlamanın yollarını aradım. Öncelikle Gardenhill çarşısındaki eskiciden bir dünya haritası satın aldım. Sonrasında Afel ona para ödediğim için bana kızsa da bence çok ihtiyacımız vardı.

Evrenin Sınırında  | 2. Kitap Devam EdiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin