💕8. Bölüm

105 3 0
                                    

Fife kır evinin sevmemin nedeni burada beni gözetleyecek gözlerin, yargılayacak konuşmaların olmaması. Burada her zaman tek başımaydım. Çocukluğum bu evde geçti ve bu evden ayrılmayı bir daha hiç düşünmedim.

Kalbim kırık bir şekilde bu eve döndüğümde kendimi odama kapattım. William dışında kimse mutsuzluğumun temel sebebini bilmiyordu. William ile konuşmuyordum ve konuşmamaya kararlıydım.

Bir ay boyunca odamda kapalıyken annem harika bir haber ile çıkageldi. İşte o gün kışın sert rüzgarları kır evimizin camına vururken gelenlere baktım. Annem bu kış Bridgerton ailesini misafir olarak davet etmişti. Sebebi ise fazlasıyla açıktı. Annem ve leydi Bridgerton tekrar eskisi gibi olmak istiyordu.

Odamdan çıkmayı düşünmezdim. Ama annem tarafından sert bir dil ile uyarılmıştım. Bu yüzden şalımı aldım ve Bridgerton ailesini karşılamak için aşağıya indim. Herkes misafir odasına geçmişti. En son ben girmiştim. Her zamanki suratsızlığımla:

"Hoş geldiniz leydi Bridgerton."

"Merhaba Maud."

"Hey bana merhaba yok mu?"

Hyacinth bana sarılırken gülümseyerek:

"Elbette var. Ayrıca kocaman bir sarılma."

Bütün Bridgerton ailesi burada değildi. Colin, Yunanistan'a gitmiş, Daphne kendi evinde hamileliğini geçiriyordu. Hala olmak için sabırsızlanıyordum. Onun dışında herkes buradaydı. Hyacinth beni sarmalamış bir şekilde Eloise'nin yanına oturdum. George ve Gregory odadan kaçmışlardı. Eloise:

"Annem şimdiden beni sıkıştırmaya başladı. Her gün yürüyüşümü prova ediyoruz."

"Benimki ve Alice'te öyle. Alice sezonun elması olmak için can atıyor."

Karşımızda konuşan Francesca ve Alice'e döndük. Eloise:

"Kesinlikle topluma tanıtılmak istemiyorum."

"Neden kütüphaneye çıkmıyoruz? Orada Hyacinth için piyano ve senin ilgini çekecek kitaplar var. Hem tonu arkamızda bıraktık ve birkaç hafta daha olaylardan konuşmak istemiyorum."

"Hadi gidelim."

Hyacinth, ablasının cevabını beklemeden kalktı. Eloise:

"Bazen bunlarla nasıl kardeş oluyorum anlamıyorum."

"Hepiniz aynısınız. Emin ol dışarıdan farklı görünmüyor."

Misafir odasından çıktık ve kütüphaneye girdik. Hyacinth piyanonun başına geçerken bende koltuklardan birine oturdum. Eloise:

"Bir sezonu evlenmeden atlatmak çok mu zor?"

"Anne baskısı varsa evet. Ama eğer bir ağabeyin varsa her şey kolay. Bütün dansları onunla yaparsın. Sonrada gözden kaybolursun."

"Annem bir yıl ertelese keşke."

"Açıkçası Kraliçenin karşısına çık kurtul. Yoksa dedikodular ailen için baş ağrıtıcı olur."

"Emin ol tondaki en skandal dolu aile biziz."

İkimiz gülerken bende piyano çalmaya başladım. Sizi anlayan ve aynı şekilde düşündüğünüz birinin olması güzeldi. Çok güzel hemde...

***

Yağmurlu bir sabah kimseye görünmeden ahırların yolunu tutmuştum. Çimler ıslak olduğu zaman at binmenin daha zevkli olacağını biliyordum. Galiba iki kişi daha benim gibi düşünmüştü. Ahırda iki at eksikti.

Bineceğim atı eyerledikten sonra ata tam bindim. Altımda Joseph'den aşırdığım pantolon vardı. Yan olarak ata binmeyi hiç bir zaman beğenmedim. Rahatsız edici ve korkutucuydu. En azda bizde erkekler gibi at binmeyi hak ediyorduk.

Maud//BridgertonDove le storie prendono vita. Scoprilo ora