💕1. Bölüm

328 10 0
                                    

"Maud..."

"Maud hadi aşağıya in..."

"Moody..."

Kardeşlerimin bağırtısını işitirken odamda bulunuyordum. Altın varaklı aynada kendime baktım. Uzun bir boya sahip olduğum için mahkeme elbisem büyüleyici bir şekilde duruyordu. Kestane rengine sahip saçlarım sıkıca toplanmış ve güzel bir taçla süslenmişti. İri yeşil gözlerim mutsuzluk içinde kafama yerleştirilen tüye bakıyordu. Kendimi bu acınası halde izlemek beterdi. Belki kaçabilirdim değil mi?

Odamın kapısı açıldığında içeriye annem girdi. Hızlı adımlarla arkamda durdu. Yüzünden eksik etmediği ışıltılı gülümsemesi ve gurur dolu bir sesiyle:

"Çok güzelsin Maud."

"Bunu bir sezon daha erteleme şansımız yok mu? Açıkçası kır evinde kalmak..."

"Tüm hayatını orada geçiremezsin. Zaten bir sezon erteledik her şeyi. Bunu bir daha göze alamayız. Özellikle dedikodular daha çekilmez bir hal alır. Ailemizi ve kardeşlerini düşünmen lazım Maud."

Sıkkınlık içinde başımı salladım ve konuşmaya başladım:

"Tamam, hadi gidelim. Biraz daha geç kalırsak kardeşlerim beni parçalayacak."

Hızlıca odamdan çıktım ve merdivenleri indim. İki ağabeyimde sabırsızlık içinde beni bekliyordu. En büyüğümüz ve ailemizin başı olan William:

"Geç kalacağız."

"Geldim. Açıkçası bu şey çabuk olsun da bitsin diye uğraşıyorum. "

"Güzel olmuşsun Moody."

"Teşekkürler Joseph."

Joseph ağabeyim yanağıma öpücük kondururken evin önüne çıktım. Evimiz tüm asil ailelere komşu olacak şekilde Grosvenor Meydanındaydı. Tüm aile hazırlanan arabalara bindik. Annem, ben ve benden küçük kız kardeşim Alice bir arabadaydık. Kız kardeşim Alice:

"Bir sonraki sezonu iple çekiyorum. Takdim edilmek inanılmaz olmalı."

"Açıkçası seve seve yerimi sana veririm."

"Maud! Suratsızlığını ve sevimsizliğini bu kadar belli etmesen keşke. Bu önemli bir gün..."

Yol boyunca camdan dışarı bakıp nefes almaya çalıştım. Saraya giden yol asil ailelerin arabalarıyla doluydu. Arabamız sarayın önünde durduğunda hepimiz indik. Heyecanlı leydiler ve anneleri gülerek içeri giriyorlardı. Annem:

"William, Joseph, Alice ve George; siz salona geçin. Maud hadi."

Joseph beni desteklercesine gülümsedi. Annemle bekleme odasına girdiğimde burası tamamen bir cehennemdi. Baygınlık geçirmek üzere olan leydiler, dik duruşlu ve kendinden emin olanlar. Annem tüylerimi son kez düzelttikten sonra:

"Bak tatlım evlenmek istemediğini biliyorum. Ama bu olayı istemesen de yaşamak zorundasın. Bu bir gelenektir. Çalıştığımız gibi..."

"Tamam. Katlanacağım."

Annem bana gülümserken yanımızda duran anne kıza baktı. Yüzünde güzel bir gülümseme ile annem:

"Leydi Bridgerton. Uzun zaman oldu."

"Leydi Fife? Sizi görmek çok güzel. Haklısın fazlasıyla uzun zaman oldu."

"Maud, leydi Bridgerton'ı hatırlarsın. Kır evimizde komşumuzdu."

"Sizinle tekrar konuşmak çok güzel leydi Bridgerton."

"Teşekkürler Maud. Kızım Daphne'yi hatırlarsın."

Daphne ile karşılıklı selam verdik. Açıkçası Bridgerton ailesi ile uzun zamandır konuşmamıştık. Bunun nedeni ise çok eski bir hikayeydi. Benim bile detaylı olarak bilmediğim bir hikaye. Ama her şeyin başlangıcı sevgili ağabeylerimize dayanıyordu.

Featherington kızlarından birinin bayılması skandalı sonucu sıra bize gelmişti. Kapının önünde dikilirken derin bir nefes aldım. Annem elimi tutmuştu. Kapılar açıldıktan sonra uşak gür sesiyle:

"Dul Düşes Catherine Fife ve en büyük kızı Leydi Maud Fife."

Kapılar açıldıktan sonra bütün bakışlar benim üzerimdeydi. Annemle birlikte nazik adımlarla yürürken gülümsemiyordum. Belki şimdiye kadar bunu yapmayan tek leydi bendim. Tahtın önüne geldiğimde sert bakışlı ve her zaman memnuniyetsiz olan Kraliçemize yavaş bir reverans verdim. Kraliçe, bunu beklemediğimi itiraf etmeliyim, memnun bir sesle:

"Gayet güzel leydi Fife. Gayet güzel..."

Onaylayan bakışlardan sonra annemle birlikte kardeşlerimizin yanına geçtik. Hala bazı bakışların üstümde olduğunu hissediyordum. Ağabeyim William fısıldayarak:

"Beklediğimden daha iyiydin."

"Şaşırdığımı itiraf etmeliyim."

Biz fısıldarken uşak, yeniden gür bir sesle:

"Dul Vikontes Violet Bridgerton ve en büyük kızı bayan Daphne Bridgerton."

Daphne kesinlikle muhteşemdi. Dikkatleri girdiği ilk anda çekmişti. Kraliçe bile büyük bir gülümseme ile onu bu sezonun elması ilan etmişti. Açıkçası pek şaşırılacak bir şey değildi.

Tüm bu saçmalık biterken rahatlamış bir şekilde arabaya doğru ilerliyordum. Koluna girdiğim Joseph:

"Artık kurtuluşun yok."

"Tüm bu saçmalığa bir sezon dayanmam lazım. Sonra bir daha gerek yok."

"Eminim birini bulacaksın."

"Kimi? Bir çocuk mu yoksa yaşlı bir bekar mı?"

"Açıkçası iyi lordlar vardı."

"Hiçbiri umrumda değil Joseph. Evcilik oynayacak zamanım yok."

Arabaya bindiğimizde araba hızlıca hareketlenmişti. Kendimi eve attığım zaman direk odama çıktım. Saçma tüyleri atmak fazlasıyla eğlenceliydi.

***

"Kendini bilmez kadın. Nasıl olur da böyle şeyler yazabilir?"

"Altı üstü bir sosyete gazetesi daha anne."

Ertesi sabah kahvaltı masasındaydık. Annem yayın hayatına yeni başlamış olan bir sosyete gazetesini okuyordu. Annem:

"Senin hakkında yazılanlara bak:

Leydi Fife bir sezon geç kalsa bile hakkındaki tüm dedikoduları def etmeyi başardı. Hatta az daha bu sezonun elması bile olabilirdi. Ama sevgili okuyucu sakın bu leydinin evlilik hayalleri içinde olduğunu düşünmeyin. Kendisi evcilik oyunu olarak adlandırdığı evliliği bir zaman kaybı olarak görüyor. Eğer leydimiz bu sezon evlenemez ise bir daha evlenemeyeceğine eminim.

Resmen seni karalamış Maud."

"Açıkçası sadece olanları yazmış o kadar. Bence kimsenin bunu dikkate almayacak."

"Bu sosyetede öğrendiğim tek şey var Maud. O da beklenmeyen her şeyin alev alabileceği. Bu akşam hep birlikte leydi Danbury balosuna katılmalıyız. İtiraz yok Joseph."

"Açıkçası bahçemizdeki sera daha eğlenceli."

"Hep birlikte dedim. William sakın düksün diye kaçabileceğini düşünme."

Gazetesini okuyan William:

"Geleceğim anne. Aile reisi olarak orada olmam şart. Biliyorum."

Nakış işleyen kardeşim:

"George ile evde kalmak sıkıcı. En azından artık her şeyi yazacak olan Whistledown var."

"Emin ol birkaç güne herkes onu unutacak."

Başımı iki yana salladım ve ayağa kalktım. Salondan çıktıktan sonra odama çıktım. Kendimi yatağın üstüne attım. Tavandaki Athena figürünü sanki ilk defa görmüşçesine bakmaya başladım. Babam öldüğünden beri her şey farklıydı. Bu eve dönmek ise... daha garipti. Hemde fazlasıyla.

Maud//BridgertonWhere stories live. Discover now