İlk bölüm

2.2K 61 10
                                    

Öncelikle bir es vermek istiyorum bir çoğunuzun bildiği üzere kitaba çok uzun süredir ara vermiştim,yaşadığım olaylar ve  hayata olan bakış açımın tamamen değiştiğini fark ettim bu süreçte.Aslında yapmak istediğim şey eski bana ait ne varsa silip yeniden yazmak yeniden anlatmaktı kendimi fakat düşündüm ki sizleri bekleten kitap buydu ve burdan devam etmeliydi.İnanın bana bir dönem Badeyi kendime çok benzettim yaşadığım bir çok olay onun bilinçaltındaydı sanki evet benim bilinçaltında bır karakter yoktu karakterin bilinçaltında bır yazar vardı.Söz veremiyorum çünkü yeni beni henüz keşfedebilmiş sayılmam belki sözümde durmam ve tekrar terk ederim bu platformu ama bildiğim tek bir şey var bu kez acılarım olmadan yazmayacağım.Acılarımla yazacağım.Onları saklamayacağım.Onlardan utanmayacak ve sahipleneceğim.Acılarınızdan utanmayın onları sahiplenin.Gelin birlikte tekrar Badeyi o hapishaneden kurtaralım.Tekrar benimle misiniz?

Bu bölüm hikayenin asıl başlangıç bölümüdür...

Hayatım boyunca herkes gibi bende kabullenilmek istendim. Ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim, değer verdiğim onca insan hepsi tarafından kabullenilmek istedim. Fakat başaramadım. Bu yolda ailemi kaybettim önce, hem de sevdiğim adam yüzünden. Sonra arkadaşlarımı kaybettim teker teker. Değer verdiğim kim varsa şuan benim için tarihin tozlu sayfalarında, herkesi kaybettim. Her şeyimi kaybettim. Çok yakında benliğimi kaybetmekten de korkuyorum. Tanrının elleri boğazıma yapışmış ruhumu bedenimden ayırmaya çalışıyor sanki, ortada kalan tek şey bu beden ve artık beş para etmeyen bu ruh.

Kendi ellerimle inşa ettiğim bu sonda kaderimin ipleri ve geleceği şekillendirmek yine benim ellerimde, yanlış seçimler her zaman vardır. İnsanoğlu canının yanmasını göze alarak sadece bencilliğini düşünüp binlerce kez yanlış seçimlere itmiştir kendisini. Ben de öyle yaptım. Defalarca heveslerime yenik düştüm ve defalarca ruhum yerlerde tekmelendi, bu kimsenin hatası değildi. Bu benim kendi seçimlerimin bir bedeliydi. Ama artık yer değiştirme vaktiydi benliğim bu kadar yara almışken daha fazla ruhumun acı çekmesine göz yumamazdım. Artık ayağa kalkmalı bana uzatılan her zehirli ele karşılığını vermeliydim. Belki zaman alacaktı, yıllarıma ve hayatıma sebep olacaktı ama umurumda değildi bundan sonrası. Hedeflerim artık hayatımın çekirdeğindeydi. Ben Bade, bundan sonra hayatımın iplerine intikamım için sarılacağım.

^
Bu eve geleli 1 hafta olmuştu. En son yemek masasında yaptığımız o konuşmadan sonra Karaca'yı görmemiştim. Evdeki duvarların her biri ruhumu hapsetmeye başlamıştı sanki. Artık burada kalmamam gerektiğinin farkına varmıştım fakat gidebileceğim bir yer yoktu yardım isteyecek bir dilim bile yoktu. İsteyemezdim de.

"Bade abla"

Odanın dışından gelen sesle düşüncelerim bir bir uzaklaştı.

"Buradayım."

"Gelebilir miyim?"

"Gel" dememle birlikte odanın kapısı aralandı ve içeri Karaca'nın göz bebeği olan İnci girdi.

"Odandan hiç çıkmıyorsun, iyi misin merak ettim."

"İyiyim merak etme gelsene."

Yavaş adımlarla oturduğum koltuğun karşısındaki koltuğa yerleşti.

"Gitmek istiyorsun değil mi?"

"Evet"

"Kalmanı istemem bencilce mi olur?"

Düşen yüzü ve parmaklarını soyması onu ele veren şeylerdi bunu bu kadar kısa sürede ben bile anlayabilmiştim.

"Neden gitmemi istemiyorsun?"

"Bu ev çok boş küçüklüğümden beri hep böyleydi. Babam öldüğünde 9 yaşına yeni girmiştim. Amcam yani Karaca abinin babası beni bu eve getirdi. Bu evin yeni yuvam olacağına inandırmaya çalıştı beni."

Gözlerini usulca pencereye çevirdi ve anlatmaya devam etti.

"Yuva.. bu ev bana hiç bir zaman bir yuva olamadı. Yuva nedir ki zaten? Benim bildiğim kalabalık sofraların olduğu evi her seferinde silah seslerinin değil de kahkaha seslerinin doldurduğu yerdir benim için yuva. Ama bu evde hiç bir zaman böyle şeyler olmadı Karaca abim bu eve gelmezdi bile bakma şuan buralarda olduğuna"

Söyleyecek sözüm yoktu ama burada kalamazdım. Sıfırdan başlamak zorundaydım.

"Neden sen gitmiyorsun ya da benimle gelmiyorsun?"

"Ciddi misin!"
Işıldayan gözlerine bakakaldım.

"Seninle gelmeyi çok isterim de nereye gideceğiz?"

"Bilmiyorum ama bu evde kalamam farkındayım."

"Neden ki? Karaca abim bile sana güvenmese de bu eve aldı kalmana müsade etti bu çok büyük bir şey."

"Bilmiyorum içime sinmeyen şeyler var.Kendim sıfırdan başlamak zorundayım."

"Nasıl istersen Bade abla"

İnci odadan çıktıktan sonra üzerime ince bir hırka alıp odadan çıktım. Hızlıca son kez duvarlara bakarak aşağıya indim. Salonun büyük camından gördüğüm kadarıyla İnci bahçedeydi.Ona görünmeden çıkmak daha mantıklı olacaktı. Dış kapıya yöneldiğimde bu eve ilk gelişimdeki spor ayakkabıların hâla burda olduğunu fark ettim ve ayağımdaki İnci'nin terliklerini çıkarıp ayakkabılarımı giydim.

Kapıdan çıktıktan sonra bahçe kapısına yöneldim kimsenin olmaması işimi kolaylaştırdı.Bulunduğum sokaktan daha öncede geçtiğimi fark etmemle ana caddeyi bulmam kolaylaştı. Ana caddeden yürümeye başladığımda cebimde para olmadığının farkına vardım. Yol üzerinde bir çok kafe vardı muhakkak birinde tek günlükte olsa çalışabilirdim.Burdan kaçmama yeteceği kadar en azından. Ana caddenin sonundaki yokuştan çıktığımda buranın lisedeyken hep geldiğimiz eski barlar sokağı olduğunu fark ettim. Bazıları açık olsa da çoğu kepenklerini indirmişti sol köşedeki dövmeci henüz açıktı içerideki kadının tiz acılı çığlıklarını duyabiliyordum.

"Seni buralarda görmek ne büyük şeref ufaklık"
Gelen sesle arkamı döndüğümde Utku'yu gördüm.

"Nasılsın Utku?"
"İyi ufaklık sen?"
"Fena değilim."
"Epeydir uğramadın buralara ne habersin?"
"İşe ihtiyacım var teklifin geçerliliğini koruyorsa barda çalışmak istiyorum."
"Tabi ki çok isterim de noldu sizinkilere"
"Oldu işte bir şeyler boşver onu Ebru nasıl?"
"İyi bizimkiyle uğraşıyor"
"Sizinki?"
"Ohoo sen çok uzaksın bu aralar gel bir kahve içelim anlatayım"

Utku'nun 5 yıl önce Ebru'yla hazırladığı giriş tabelasına baktım ,sadece iç çekmekle yetindim.

İçeri girdiğimde düzeni değiştirdiğini fark ettim barı pistin ortasına daire şeklinde yapması hoşuma gitmişti  oldukça alan  tasarrufu da yapmış olması mekanı fazlasıyla güzel kılmıştı.Localardan birine sırtımı dayadığımda Utku elinde iki bardak kahveyle geldi birini bana uzatıp elindeki kupayla tam karşımdaki locaya geçip benim gibi sırtını yasladı.

"Ebru'yla bir kızımız oldu."
Tebrik etmekle yetindim.Bana defalarca sorsa da ne olduğunu anlatmadım ilerleyen saatlerde bir kaç müşteri geldi arkadaki depoya gidip kafamı dinlemek istedim ve çekildim.

Bu gecenin sessizliğinde kulüpteki sesler vardı sadece kulaklarıma dolan.Geleceğimi düşünüyordum.Sahi ne yapacaktım?

Kulübe ilk geldiğimde karalamak için aldığım defter ve kalemi dizlerimin üzerine koydum ve yeni bir sayfa açtım.Hayatımda da açmam dileği ile.Kalemin ucuna gelen mürekkebi izledim bir süre ve tek tek isimleri yazdım.

Bana dost dediklerim bile acımamıştı ben de acımayacaktım.

Aras Varol
Olcay Karadağ
Bora Macit
Ateş Özçetin
Cenk Yanal

Listeye başladığım bu 5 isimle olan işimi bitirecektim ilk.Ve ben kendime son kez söz veriyorum ki geçmişimi karıştırmayacak ve hiç birine acımayacaktım.Bu savaşta yalnız olmaya hazırım.Düşmanlarım dost bildiklerim olabilir fakat sırtımdaki bıçakları tutan eller bana artık oldukça soğuk.

İHTİRAS (+18) حيث تعيش القصص. اكتشف الآن