YENİDEN 32/B

5.8K 171 443
                                    

Adımların sahibini tanıyordum ama anlam veremiyordum. Kalbim teklerken onun olduğu yöne bakmamın anlamsız olduğunu fak edip karşımdaki yabancı yüze çevirdim bakışlarımı, benim aksime o halinden memnun bir vaziyette sırıtıyordu. Kim olduğunu biliyor muydu?

Sormama fırsat vermeden adam ayağa kalktı. Kemal'in sert ifadesine karşın onun bu şekilde sırıtıyor olması beni şaşırtmış olsa da sessiz kalmayı tercih etmiştim. Kemal az sonra yanımıza ulaştığında gözleri doğrudan beni buldu.

"Buraların yolunu bilir miydin Kemal" karşımdaki adamın sorduğu soruyla Kemal'in bakışları bir mermi kadar hızlı bir şekilde benden koptu ve karşımda sırıtmaya devam eden adama çevrildi.

"Ne işiniz var burada hem de bu kızla"

"Ah, kusura bakma lütfen bu kız seninle de mi yatıyordu yoksa?"

Sorusu bedenimdeki öfkenin bana hükmetmesine neden olacak kadar acımasız ve alay doluydu. Öyle de oldu. Hızla ayağa kalkarken oturduğum sandalye ani refleksim yüzünden sertçe yere düşmüş bu da ikisinin gözlerinin de bana dokunmasına sebep olmuştu.

"Ne saçmaladığını sanıyorsun sen?"

"Bak bak seni görünce nasıl da dillendi bülbül"

"Kes sesini sen bana böyle çirkin bir imayla yaklaşamazsın!"

Kemal beklemediğim bir sakinlikle bileğimi tuttu "Sakin ol şuan bizi kışkırtmaya çalışıyor zaten oyununa gelme"

Bileğimi tutan elini sertçe ittim. "Bizi mi ne saçmalıyorsun sen be kardeşin yetmedi bir de sen mi almaya geldin canımı"

"Ups, kız biraz sert çıktı ha Kemal? Dişli hatunları sevdiğini biliyordum da kardeşinin fahişesine göz dikeceğini hiç kestirememiştim açıkçası"

Bakışlarım buz gibi kelimelerinin üzerine karşımdaki adama döndü. Benim bir şey söylememe fırsat vermeyen Kemal'in sert bir yumruğu karşımdaki adamın tam burnuna isabet ettirmesi olmuştu. Yere yığılışını izlerken içim henüz soğumuş değildi. İçimden geçenleri anlamış gibi eğilip bir kaç yumruğu daha adama geçiren Kemal'e kaydı gözlerim.

Adamları hızla Kemal'e atılacaktı ki elini kaldırıp onları durdurdu.

"Bırakın da çıkarsın benden öfkesini ne de olsa red yedi az önce canı çok yanıyordur şimdi" Ağzından ve burnundan sicimle inen kana rağmen sırıtmaya devam etmesi beni şoka sokmuştu.

Bunun sonunun iyiye gitmeyeceğini kestirmek için çok da zeki olmaya gerek yoktu. Kollarımı Kemal'in adamı yakasından tutan sol eline sarıp onu geriye çekmeye çabaladım.

Kemal bu hareketime daha çok sinirlenmiş olacak ki beni itip tekrar adam saldırdı.

Kemal gücünün sonuna geldiğini anladığında adam çoktan bayılmış yüzü nerdeyse tanınamaz hale gelmişti bunun sorumlusu olmak önceden olsa beni utandırabilirdi fakat fazlasıyla hak etmişti, umurumda değildi.

Nefes nefese ayağa kalkıp gözlerini üzerime dikti. "Burda ne işin var?"

Sorusu kaşlarımın havalanmasına neden oldu. "Sana hesap mı vereceğim ben" dudağının kenarı alay dolu bi kıvrım aldığında anında toparladı yeniden olduğu adama dönüştü. "Gerekirse evet,bu adamın kim olduğundan haberin var mı senin?"

Sorusu beni anlık duraksatmış olsa da hızlıca toparladım. "Biliyorum kim olduğunu" meydan okumam onu şaşırtmış olsa da konuşmaya devam etti.

"Aras senin böyle bir harekette bulunduğunu biliyor mu peki? Öğrenirse kim olduğuna bakmaz seni de ezer!"
Olanları bilmiyor muydu?

Yavaş bir tebessüm yüzüme yerleştiğinde fazlasının olacağını biliyordum. Oldu da kahkahalarım içinde bulunduğumuz restoranın cam duvarlarında yankı buldu. Anlamsız gözlerle etrafına bakınan Kemal ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Yaşadıklarım aklıma gelince yüzümdeki bu sahte kahkaha da son buldu. Gözlerimi onun is lekesine benzeyen siyah gözlerine çevirdim.

"Haberin yok mu yoksa? Ne yazık"

"Neden bahsediyorsun sen?"

"Kardeşinin planına uyandım diyorum!"

"Ne planı ne diyorsun?"

"Cidden salağa mı yatacaksın herşeyi biliyorum"

"Ne kadarını öğrendiğin hakkında hiç bir fikrim yok ama Aras bunu duy-"

"Kes sesini! Ne sanıyorsun sen kendini artık ne kardeşini ne de seni görmek istemiyorum hayatımı daha fazla mahvedemezsiniz!"

İçim soğumamıştı daha kusacak çok fazla öfkem vardı. Fakat öfkemi bile hak etmiyorlardı. Konuşacak gibi olduğunda buna müsade etmeden adımlarımı çıkışa yönlendirdim burada bir saniye daha kalmaya niyetim yoktu.

Sokağa çıktığımda yaklaşık 500 metre sonraki yolun ana caddeye bağlandığını gelirken öğrenmiştim. Yürümekten zarar gelmezdi. Ki başka çaremde yoktu.

Ana caddeye inen sokakları gördüğümde rahat bir nefes almış oldum. Henüz sokaklara göre biraz tepe de kalmış olsam da inebileceğim bir mesafedeydi. Bu içimi biraz daha rahatlatırken sokaklara inen trabzanları metal olan dik merdivenlere yöneldim. Üzerimdeki kazağın kollarını avuçlarken olabildiğince dikkatli bir şekilde dik merdivenleri inmeye başladım.

Sokaklardan birine daldığımda hava kararmak üzereydi sokak lambaları yavaş yavaş şehri karanlığa terk etmemeyi seçerek sokakları aydınlatmaya başlamıştı. Ana caddeye ulaştığımda zaten yorgun olan bedenimi bir yere oturarak dinlendirmek istiyordum. Yolun hemen karşısındaki banka oturduğuma arabalar hızla gelip geçiyordu.

Ayaklarıma sürtünen kediyi fark etmemle başta irkilsemde yavaşça kucağıma aldım.

"Seni de mi yalnız bıraktılar?"

Kedi usulca başını elime yasladığında gözlerimin dolmaya başladığını hissettim. Bakışlarımı gökyüzüne çevirip bu anın bir an önce son bulmasını diledim. Daha ne kadar böyle devam edecekti?Biraz nefes almaya ihtiyacım vardı.Oturduğum bankın karşısındaki binaların önünde deniz uzanıyor olmalıydı.

Kediyi bankın üzerine bırakıp usulca kaldırımda ilerlemeye başladım. Önümde duran iki binan arasındaki boşluktan denizi görebiliyordum. Tek dileğim denizdi. Karşıdan karşıya geçip binaların arasından süzülerek denize ulaşmayı düşünmüştüm.

Hesap etmeden denize doğru koştuğum sırada önce bir korna sesi kulaklarımı delip geçti sonrasında ise ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim, başım sert bir yere çarptığında etraftaki bir kaç kadının çığlığını duymuştum ama ben hiç bir şey hissedemiyordum.

Duyduğum şey bir arabanın kapanma sesiyken birazdan bana doğru atıldığını düşündüğüm bir kaç adım sesi de beraberinde kulaklarıma taşındı. Baş ucumda dikilen adama ve yanında korkudan çığlık atan kadına kaydı gözlerim başım benim kontrolüm dışında sola yatarken görüntüler bulanık bir hal almaya başladı.Bu kez karşımda kaldırımda oturan kedi vardı.

Gözümden bir damla yaşın firar ettiğini fark ettiğimde herşeyin burada bitebileceğini düşündüm..

-Devam edecek-

Sınır- 425 yorum.

Herkese merhaba uzun bir zaman olmuştu. Ara verdigimi duyurduğumda hikayemi burada bırakmayı düşündüğüm çok fazla an oldu fakat her seferinde içinizden birileri sürekli elini omzuma koydu sanki.

Nasıl anlatırım bilemiyorum ama her vazgeçişimde birinizin mesajına daha tutundum bana dönmemi rica eden onlarca insanla karşılaştım belki de çok daha fazlasıyla. Ben bu kadar insana ulaşabildiğimi bilmiyordum.

Hepinize sonsuz teşekkür ederim. Ben bugünden itibaren geri dönüyorum sizler için ve sizin sayenizde. Hikayelerinizi yarım birakmamanız gerektiğini size söyleyen bendim şimdi bu hikayeyi burada bırakamam.

O zaman her zamanki gibi:

Öpüldünüz..

İHTİRAS (+18) Where stories live. Discover now