Sustum cevap vermedim çünkü bu sorunun cevabı bende yoktu.
Çünkü bu adamın yanında ben kendimi hiç bir şekilde kontrol edemiyordum.
Susman gereken yerde konuşuyor, konuşmam gereken yerde dilim lal kesiliyordu.
Vücudum zaten benden bağımsız kendi başına hareket ediyor onu asla kontrol edemiyordum.
Bosta kalan elini belime atıp beni kendine daha da yaklaştırdı.
Şuan aramızda hiç mesafe ve boşluk yoktu .
Onun kalbinin atışlarını da resmen sırtım da hissediyordum.

"Sana bir soru sorduğumda bana cevap ver Efnan sana bunu kaç kez söyleyeceğim ".

"Ben şey bilmiyorum, Boran bırak beni lütfen ".

" Boran Hayatım nerdesin ? " cırtlak bir kadın sesi ayakkabısının topuklarını yere vura vura geliyordu.

"Hayatım mı? "Dedi o kadın .

Boran beni bırakmadan sesin geldiği tarafa baktı.
Bende başımı çevirdim saçlarımı tutuşu gevseyince,
İçeri giren kadının Tuğçe olduğunu fark ettiğim gibi Boran'ın kollarının arasında döndüm ve kollarımı boynuna sardım bunu neden yaptığımı dahi bilmeden .
Boran bir an bana baktı ne yapıyorsun dercesine.

"Şey pardon bir seyi bölmedim umarım "dedi Tuğçe kamaraya girerken " Kapıyı açık görünce " diye ekledi bize bakarak .

Boran'ın bir eli hala belimde duruyordu.

" Evet Tuğçe bir şeyi böldün, ayrıca kocama Hayatım diye seslenmenden de hiç hoşlanmadım "dedim parmak uçlarımda yükselip Boran'ın yanağından öptüm ve elimi kollarından indirip eline uzatıp tuttum "Çıkalım mı Hayatım "dedim ve yürümeye başladım .

"Ne oldu Tuğçe "dedi Boran yürürken

" Seni görmek istemiştim ama meşgulsün ".

" Evet daha sonra görüşürüz "dedi Boran.

Hem yürüyor hemde ona cevap veriyordu, sinirim tepeme çıkarken mantığım beni terk etmişti yürümeye devam ederken yaptığım delilik aklıma geldi ben Boran'in yanağından öpmüstüm ve bunu yeni idrak ederek bir anda durdum, durduğum gibi benim ile birlikte duran Boran'a dönüp baktım.
Boran kesin beni öldürecekti.
Tuğçe'nin yanında neden öyle bir şey yaptım anlamıyorum ama kağıt üzerinde dahi olsa Boran benim eşim ve bu kadının beni görmezden gelmesine deli oluyordum.

Boran bana gözüyle yürü işareti yaptı ve yoluma devam ettim kamaradan çıkınca ona baktım " Son duamı edeyim mi ? " dedim gözlerimi kırparak.

Boran bana bakıp gür bir kahkaha attı ve " Hadi gel " dedi bu sefer önüme geçti ,o önden ben arkadan yürüdük önce o tekneden indi ,sonra da belimden tutup havalandırarak beni indirdi.

" Kac kilosun sen Efnan ,küçük bir kız çocuğu dahi senden daha ağırdır ,gerçi sende çocuk gibi görünüyorsun ama ".

" Çocuk gibi derken ,anlamadım "

"Küçük bir kız çocuğu gibisin ,neyini anlamadın? ".

" O zaman küçük bir kız çocuğu ile neden evlendin? Boşa gitsin beni " dedim sinirle önünden geçerken.
Pislik, şeytanın avukatı, hödük,her an zehir gibi diliyle kalbimi kırabiliyordu.
Adama bak ya bana resmen cocuk dedi .
Arkamdan yavaş yavaş gelirken kapıları açık duran arabaya bindim.
Kollarımı da önüme bağlayıp yüzümü cama çevirdim.

"Öne geç Efnan " dedi Boran .

Dönüp ona baktım, " ön koltuğa geç Efnan ,arabayı ben kullanacağım, yanıma geç " dedi.
Konuşmadan ve arabadan inmeden ,aradaki boşluktan ön koltuğa geçtim.
Boran hayretle bana bakıyordu.
Bugün herhalde yürek yemiştim bu kadar cesur davrandığıma göre .
Boran arka kapıyı kapatıp, arabanın önünden dolanıp şoför koltuğuna geçti.
Emniyet kemerini takıp bana da " Kemerini bağla " dedi anahtarı çevirip, el frenini indirdi motoru çalıştırıp gaza yüklendi ve araba hareket etti.

ALABORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin