"Ver, şunu!" Az önce eline kendim tutuşturduğum ıslak mendilleri avucundan çekip aldım ve alfanın yüzüne yaklaştım.

"Bu kafayla şirkette durma süren beklediğimden bile kısa olacak, alfa." Elimdeki ıslak mendille çenesini silmeye başladığımda aniden kafama dank etti. Neden eli tutmuyormuş gibi onun yüzünü siliyordum?

Islak mendil tutmayan elimle onun elini yakalayıp avucunu araladım. Elimdeki ıslak mendilleri eline bıraktım. "Sil artık şu yüzünü!"

Kendimi geriye çekip koltuğa yaslandığımda alfa bu sefer bana itaat edip yüzünü silmeye başladı. Ağzını ve çenesini silmeyi bitirdiğinde ellerini yüzünden çekti. "İstediğiniz gibi oldu mu, Alaz Bey?"

Kafamı sallayıp onayladım. Elindeki ıslak mendilleri yanındaki kapının yanına koyacak gibi olsa da hemen vazgeçmiş ve cebine koymuştu. Kanlı ıslak mendillerini arabamın hiçbir yerine değdirmemesine sevinerek bakışlarımı alfanın yüzünden çektim.

"Alaz Bey, babanız sizi eve bekliyor." Boş bakışlarla alfaya baktım. Dediğine cevap vermedim.

"Beni nasıl buldun?" Alfa bakışlarını benden kaçırınca hafifçe güldüm. Bir de omegalar utanıp gözlerini kaçırır derler. Karşımdaki alfa sık sık gözlerini kaçırıp duruyordu.

"Bana cevap versene, alfa." Sesim arabanın içinde dağılırken yeniden beni cevapsız bıraktı.

"Kiminle konuşuyorum ben?!" Alfanın bakışları aniden beni bulduğunda içim ürperdi. Dışarıya yansıtmamayı denedim. Ne kadar başarılı olduğumu ise hiç bilmiyordum.

"Neden o alfayla tartıştınız? Size saldıracaktı! Size zarar verecekti! Nasıl böyle pervasızca davranabilirsiniz?!" Sesini yükseltmediği halde hırlar gibi konuşuyordu. Sesini sabit tutmakta zorlandığı belliydi.

"Aynı şeyleri tekrar tekrar açıklamak zorunda bırakıyorsun, beni." Gözlerimi devirip tekrar gözlerine baktım. Kaşlarını kaldırmış soru soruyor gibiydi. Sinirle az önce söylediğim şeyi tekrar ettim.

"Seni ilgilendirmez diyorum, alfa! Benim ne yaptığım seni ilgilendirmez! Ruh eşi olduğumuz için bana karışabileceğini mi düşünüyorsun?" Kaşları çatılıp dudakları hareketlendiğinde o konuşamadan devam ettim, konuşmaya.

"Sadece kısa süre daha şirketimde kalacaksın ve sonrasında ne kadar yetersiz olduğun ortaya çıktığında ise seni şirketimden postalayacağım. Sakın bu meseleye aldanıp da kendini bir bok zannetme!" Tekrardan ruh eşi demeyi beceremediğim için bu mesele ifadesini yeterli bulmuştum. Kurdum boğazımı parçalamaya çalışıyormuş gibi hissediyordum. Kurdumla karşımdaki alfaya çaktırmadan anlaşmaya çalışsam da yüzümü buruşturmadan edemedim. Canım yanıyordu.

"Alaz Bey... sakin olun, lütfen." Alfanın sakinleşen yüzü ve bana doğru uzanan elleriyle kurdum sakinleşti. Onun için her şey bu kadardı. Alfası sakinleşmişti ve bize dokunacaktı, endişe edilecek bir durum kalmamıştı.

Sessizce kendimi ondan uzaklaştırdım. Tekrardan bu alfayla zıtlaşırsam kurdum yine çıldıracaktı. En iyisi göz ardı etmekti.

"Alaz Bey, elinizi tutabilir miyim?" Bu alfayı göz ardı edebileceğimi düşünmek aptallıktı. Ağzından çıkan her cümle birbirinden beterdi.

"İn arabamdan!" Alfa oturduğu koltukta doğrulup elini bana uzattığında elim istemsizce onun eline uzandı.

Arabada yayılan paçuli kokusuyla duraksadım. Koku sürekli olarak yoğunlaşıyordu. Burun deliklerimin genişlediğini ve kokuyu derin derin içime çektiğimi fark bile etmemiştim.

Diyeceğim her şey geri planda kaldı. Karşımdaki alfanın feromonları oldukça kuvvetliydi. Bedenimin hareket ettiğini görüyor ama kendime hakim olamıyordum. Kurdumun kontrolü eline aldığını anlamak zor değildi.

Elim alfanın elinin üstüne değdiğinde, alfa elini ters çevirip elimi avucunun içine aldı. Baş parmağı usulca elimin üstünü okşarken nefeslerim hızlanmıştı.

Karşımdaki alfanın kahverengi gözleri benimkilerle buluştuğunda aniden kırmızılaştı. Bu ani değişimin sebebi ancak benim gözlerim olabilirdi. Benim gözlerimi gördüğü an kurdu kontrolünü eline aldığına göre benim gözlerim de mavi olmalıydı.

Söyleyeceği hiçbir şey artık bilinçli değildi. Ne derse desin kurdunun kurduma dediklerinden ibaret olacaktı. Olayları anlayabiliyor ama kontrol edemiyordum.

Parmağımı bile oynatamıyordum. Kurdum beni tüm gücüyle baskılıyordu. Oysa eskiden hiç böyle şeyler yapmazdı. Kurdum ve ben hiç zıtlaşmazdık.

Kurdum ile iyi anlaştığımız dönem karşımızdaki alfanın gelmesiyle son bulmuş olmalıydı. Seza denen alfa her şeyi mahvetmişti.

"Omega'm sen iyi misin?" Alfanın yüzünde beliren şefkatle şoka girmiştim. Beni daha da şoka sokan kendi ağzımdan çıkanlardı.

"Alfa'm yanımda olduğu müddetçe iyiyim."




Bir sonraki bölüm görüşürüz! Öpüyoruum>3<

Hilaf&Berceste(Gay)+18حيث تعيش القصص. اكتشف الآن