8|nasıl olsa öğreneceğiz.

74 6 6
                                    

"Ah, kimleri görüyoruz buralarda? Sevimli avcımız bu sefer de ağabeyi için gelmiş sanıyorum buralara kadar." O gri gözlü vampir oldukça yavaş ve rahat adımlarıyla gülerek insanlara doğru ilerledi, Renjun ise onun bu halini gördüğünde elindeki hançerini iyice sıkmış ve gelmemesini işaret edercesine yüzüne doğru tutmuştu ancak vampir bunu önemsemiyor gibi görünüyordu. O ukala adımlarını atmaya devam etti, gri gözlerinin içindeki kana susamışlık asla dinmemiş, dişlerini belli eden gülümsemesi inadına yapıyor gibi saniyeler içerisinde daha da büyümüştü. Liu Yangyang Phantom klanının vampirlerindendi, kesinlikle başa belaydı ve gerçekten de vampirler arasındaki en zorlu rakiplerdendi. Kılık değiştirme yetenekleri safkanlardan dahi üst seviyelerdeydi, öyle ki bedenini isterse bir hayvanın veya insanın şekline sokabiliyor ve diğer safkanların aksine bunu dilediği kadar uzun süre boyunca devam ettiriyordu. Bu yüzden onu yakalamak neredeyse imkansızdı, bir saniyede kara bir kedi olabilir ve hemen sonrasında bir kargaya dönüşüp kaçabilirdi, kimse bilemezdi.

"Yaklaşırsan kendimi tutmam, bilesin." Liu Yangyang sanki korktuğunu anlatırcasına ellerini göğsüne siper etti ve gözleri büyüdü, lakin dalga geçiyordu. Korkmuş değildi, onun gibi yeni yetme bir avcıdan korkacak hali de yoktu, istese kılını dahi kıpırdatmadan onu burada öldürebilirdi. "Çok korktum, lütfen bağışlayın beni sayın avcı!" Sanki bir drama filmi çekiyor gibi halleri Renjun'un her saniye daha da sinirlenmesine sebep oluyordu, çenesi iyice kasıldı ve yutkundu, gözleri de kısılmıştı ve tüm dikkati onun üzerindeydi. "Ağabeyimi geri verin."

"Hiç eğlenceli değilsin, bu sonraya da kalabilirdi halbuki. Belki bir yerlere gider ve eğlenirdik." Yangyang onun yüzüne doğru biraz eğildi ve direkt olarak gözlerinin içine baktı, sonrasında bilerek soğuk nefesini boynuna doğru üflemişti, Renjun'un nefes almayı bıraktığını gördüğünde gülümsedi ve geri çekildi. "Jaemin, onu geri verelim." Dejun aynı söylenildiği gibi avcılara bırakıldı ve vampirler birkaç adım geri çekildi, onlar yavaş yavaş ilerlerken Jaemin arkadaşına yaklaşmış, yanında durmuş ve gözlerini bir avcıların üzerinde, bir de onun gri gözlerinde gezdirmişti. "O kısa avcı... Ne iş?" Siyah saçlarını düzeltti ve elindeki kırmızı taşlı yüzüğü izledi. Muhtemelen konu ile ilgilenmediğini göstermeye çalışıyordu lakin başarılı olamamıştı. İkili birbirlerini en ufak hareketlerinden ne düşündüklerini anlayacak kadar iyi tanıyordu, bu durumda Yangyang da onun sadece umursamıyormuş gibi davrandığını, lakin tüm ilgisinin üzerinde olduğunu biliyordu. "Kedi formumdayken beni yakalamayı başarmıştı."

"Bak sen." Jaemin oldukça şaşkın bir şekilde ona döndü, kızıl gözleri karanlıkta parıl parıldı, elini cebine attı ve bir kez daha neredeyse gözden kaybolmuş olan avcıların arkasından baktı. "Çok yetenekli bir avcı olacak, belki de vampirler için büyük bir tehdit oluşturur, eğer erkenden ölmezse tabii." Yangyang arkasını dönüp yavaş yavaş yürümeye başladı, bu biraz alışılmadık bir davranıştı ve Jaemin konuyla daha çok ilgilenmeye başlamıştı şimdi. "Ölmesini istemiyor gibisin." Jaemin'in ses tonu oldukça kalın ve ciddiydi ancak içinde alaylı bir tını da vardı. Arkadaşına inanamıyordu doğrusu, bir süredir farklı davrandığını düşünüyordu fakat kendi türlerine sıkıntı çıkaracak bir insanı gayet farkında olarak yaşatma çabası gülünçtü. Yangyang hayatının uzun bir zaman diliminde insanlardan nefret etmişti çünkü, belki Phantom Klanı'nın en kanlı ellere sahip üyesi kendisiydi. Şimdiyse bir insanı korumaya çalışıyordu ve bu sadece ironikti.

"Hendery bir şeyler planlıyor yine, muhtemelen Wisteria'nın oğulları da bunun içinde olacak. Ah, bir de... Sanırım yeterince kan gördüm Jaemin."

"Bir vampirin bunu söylemesi komik." Jaemin kendisine has alaylı bir tonda konuştu, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı ve kırmızı taşlı yüzüğü ile oynamayı kesmişti. Şüphesiz ki bu hareketi olayı ne kadar umursadığını gösteriyordu, Na Jaemin öyle kolay kolay odağını değiştirmezdi. "Öyle mi dersin? En çok senin bıktığını düşünüyordum halbuki." Liu Yangyang onun omzunu sıktı ve biraz önden yürümeye başladı, Jaemin düşüncelerine dalmış olacak ki bir süre öylece durmuş, sonra kızıl gözlerini etrafında gezdirip ilerlemeye devam etmişti. Gece soğuktu, üşüyen soluk ellerini ceplerine soktu.

"Öyledir, belki de cidden öyledir."

"Seni daha ne kadar vampirlerin ellerinden toplayacağız Dejun? Hayır, gerçekten anlamıyorum, nasıl yanında hiçbir silah bulundurmadan gecenin bir vakti dışarı çıkabilirsin, üstüne üstelik bir vampirin elinden bir kez kaçmışken? Gerçekten akıl edemedin mi peşinden geleceğini?" Renjun ağabeyinin odasında pencere ve kapının arasında adeta mekik dokurken yükselttiği sesiyle konuşuyordu. Sözlerinde haklılık payı vardı doğrusu, Dejun oldukça sorumsuz davranmıştı ve bunun farkındaydı, özellikle vampirlerin avlarının bir kez daha elinden kaçmasına asla izin vermeyecek kadar gururlu yaratıklar olduğunu çok iyi biliyordu. Hendery'nin peşinden geleceğini biliyordu, bilmesine rağmen dışarı çıkması ise artık ne kadar umursamadığının bir göstergesiydi.

"Yeni uyandım ve beni bu şekilde azarlıyorsun. Biraz rahat versen mi acaba Renjun?" Bıkkınlıkla dizlerindeki tepsiyi komodinin üzerine bıraktı ve kendisine çektiği bacaklarına sarıldı, bir yandan da çenesini diz kapaklarına yaslamış, dikkatle kardeşini izlemeye başlamıştı. "Gayet iyiyim, hiçbir şey olmadı."

"İyiymiş, yok artık. Dejun sen vücudundaki diş izlerini gördün mü hiç? Kollarında, boynunda, göğsünde hatta bacağında bile diş izleri var. Bildiğin tüm kanını içmiş. Seni getirdiklerinde o kadar solgundun ki öldün sandım." Renjun şimdi daha sinirli görünüyordu, iç çekerek ağabeyinin yatağına oturdu, gözleri boynunda hâlâ kıpkırmızı görünen diş izlerindeydi. "Çok korktum."

"Hendery kanımı sadece bir kez içti Renjun, onda da zaten öldürecek kadar değildi. Muhtemelen diğerlerini sonradan kasıtlı olarak yaptı, kalan dört izden de kanımı içmiş olsa şu an yaşamıyor olurdum ne de olsa." Dejun saçlarını karıştırıp gözlerini pencereye dikti, rahat hissetmiyordu. Hendery ile ilgili bir şey vardı aklını kurcalayan, o kadar sinirine gidiyordu ki aklını kaçıracakmış gibi hissetmişti. "Ne demek istiyorsun Dejun?"

"Açlıktan bayıldım, kanımı içtiğinden değil."

"Bu onu temize çıkarmaya yetmiyor. Seni günlerce alıkoydu resmen."

"Onu temize çıkarmaya çalışmıyorum Renjun, aksine, yaptıkları için oldukça sinirliyim." İlerideki şifonyerin üzerinde duran sürahiye baktı ancak bedeninde kalkıp su alacak hâli bulamamıştı. "Bana su verir misin? Boğazım çok kuru hissettiriyor." Renjun ikiletmeden ayağa kalkıp suya ilerlemiş, bir bardağın içine doldurduğu suyla geri dönerek ağabeyine uzatmıştı. Kafası karışık gözüküyordu, bu olayın onun üzerinde de hayli etkisi olduğu açıktı. Aynı Dejun gibi Renjun da Hendery'nin yaptıklarının arkasındaki sebebi anlayamıyordu.

"Amacı ne dersin?" Kuşkuyla sorusunu sordu, Dejun suyunu içmeye devam ederken başını iki yana sallamıştı. "Bir fikrim yok. Bir şeyler konuşup durdu ancak ne dediğini bile doğru düzgün hatırlamıyorum. Kafamın içi çok bulutlu gibi."

"Bu çok tuhaf. Bir safkanın bir avcıyla ne ilgisi olabilir?"

"Avcı oluşumla ilgisi olduğunu sanmıyorum Renjun. Bu muhtemelen olduğum kişi ile alakalı." Aklında dönüp duran şeyleri nihayet birilerine anlatabildiği için iyi hissediyordu fakat gördüğü üzere Renjun'un da konu ile ilgili bir fikri yoktu.

"Neden öyle düşünüyorsun?"

"Sadece bir his." Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı, bir yandan da bir elini boynundaki üzeri kapatılmış diş izlerine götürmüştü. "Nasıl olsa Hendery yine gelecek, o zaman öğreniriz."

~~~~
Selamlarrr ben geldim

Ama burada birileri kaldı mı hiçbir fikrim yok

Bugünlerde normalden daha az genshin oynadığımdan olacak çok boş vaktim vardı ve bu da beni buraya gelmeye itti, sonra bu fici hatırladım ve mayıstan beri bölüm atmadığımı gördüm. Böyle kalmasını istemiyorum elbet ama bir anda gelen hevesim burada hiç kimseyi göremeyişimle sonlanırsa da iyice kırılır gibi dkfkdcjdkxd

Her neyse, buralarda olduğunuzu umuyorum, görüşürüz💜

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 25, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DisimmureWhere stories live. Discover now