2|kazanmana izin veriyorum.

77 12 50
                                    

"Renjun! Arkanda!" Jeno neredeyse bağırarak Renjun'un arkasındaki vampiri haber verdiğinde o çevik bir dönüşle önündekini yakasından tuttuğu gibi arkasında kalan vampirin üzerine fırlatmış, sonrası da elindeki uzunca kılıcı ikisinin de göğsünden geçirmiş, kalplerini ezerek ölmelerine sebep olmuştu. Cesetlerinin kuruyarak toz olmaya başladığından emin olduğunda Donghyuck'a doğru ilerledi, aynı anda üzerine gelen iki vampiri durdurmakta zorlandığı yüzünden anlaşılıyordu bu yüzden kılıcını savurarak vampirlerden birinin boynunu bedeninden ayırdı, Donghyuck da çok geçmeden diğerinin işini bitirmişti. Derince soluyorlardı, sadece on yedi alt sınıfın bulunduğu bilgisi yalan çıkmış, en azından otuz alt sınıf vampirin varlığı sayılmıştı, çocukların sayısı ise sadece altıydı ve bu güçlerin denk olmadığı savaş herkesi bitap düşürmüştü.

"Diğerlerini görüyor musun Renjun? Jeno, Mark ve Shotaro orada ancak Dejun'u göremiyorum ben?" Renjun başka bir vampiri daha yaralamak üzere ileri atıldığında saniyelik diğerlerine bakmışsa da Dejun'u gerçekten görememişti. Endişelenmeye başlasa da onun iyi olduğunu söylemeye çalıştı kendine, Dejun güçlüydü, eğer bunu istese ve uğruna çalışsa aralarındaki en güçlü kişi olan Mark'ı bile geçmesi uzun sürmezdi, bunu o da söylemişti. Sadece onun yaralanmadığını umarak devam etti. İki vampiri daha etkisiz hale getirip başını biraz olsun rahatlattığında etrafta Dejun'u aramıştı. "Jeno! Dejun'u görüyor musun? Sanırım ayrı düştük fakat tam olarak nerede olduğunu söyleyemiyorum."

"Bu hiç iyi değil! Sizin yanınızda olması gerekiyordu." Jeno aynı şekilde cevap verdi, bir yandan da Shotaro'ya yardım etmek için yanına gidiyordu. "Gözümü açıp kapayıncaya kadar kayboldu işte." Aksi gibi düşmanın sonu gelmiyordu, böyle küçük bir bölgede bu kadar fazla vampirin bir anda ortaya çıkması anormal bir durumdu. Renjun bu konuda kötü hissettiğini söylemeliydi doğrusu, alt vampirlerin çokluğu her zaman olmasa da ortamdaki bir safkanın varlığına işaret ederdi. İnsanları vampirlere dönüştürebildiklerinden dolayı genellikle bu konuda alttan almaz ve ellerinden geldiği kadarını vampire çevirirlerdi, insanlarla baş edebilecek bir vampir ordusu yaratabilmek için yapabilecekleri tek şey buydu çünkü.

"Dejun! Duyuyor musun beni?" Nefes nefese kalmıştı ancak bağırdı. Karşılığında bir cevap alamamıştı ve bu onu daha da endişelendirdi. Gözlerini onu görebilecekmiş gibi etrafta gezdirmeye devam ettiği sırada biraz ilerisinde ortaya çıkan bir beden görmüş, bedeni korkuyla titremişti. Karanlıkta parlayan yemyeşil gözleriyle gördüğü bu kişi şüphesiz yüksek rütbelilerden biriydi. Bakışlarını kaçırdı, onun gözlerine bakmaması gerektiğini hatırlayarak uzaklaştı ve temkinli bir şekilde silahını sıktı. O bir soylu olsa dahi elinde kılıcı olduğu sürece kurtulma şansı vardı.

"Gece gece yine ortalığı velveleye vermişsiniz. Ah, zavallı oyuncaklarıma yaptıklarınızı saymıyorum bile." Vampirin sesi alaylıydı, yavaş adımlarla yaklaşmaya devam etti, avcılar ise geri adımlar atmaya devam ediyordu. Kaçmaları gerektiğini biliyorlardı, karşıdakinin safkan olduğunu hepsi anlamıştı. Etrafa yaydığı hava veya kelimelerindeki rahatlık olsun, gözlerindeki küçümser bakışla oldukça tehlikeli görünüyordu. "Geri çekiliyoruz!" Mark herkesin duyabileceğini düşündüğü bir sesle bağırdı, diğerleri ise bunu bekliyormuş gibi çoktan çekilmeye başlamıştı ancak Renjun fazlasıyla rahatsız görünüyordu. Şimdi gitmeleri Dejun'u yalnız bırakmak demek olacaktı ve bunu istemiyordu, safkan onu bulursa ne olacağını dahi kestiremiyordu. "Dejun yok ortada Mark!" O an herkesten çok o biliyordu gitmeleri gerektiğini, beş kişi dahi olsalar bir safkanın önünde durabilecek seviyede olamazlardı ve kaçmayıp burunlarının dikine gitmeyi seçerseler öleceklerdi. O an Dejun'un kaçmış olmasını ummaları ve uzaklaşmaları gerekiyordu, eğer kaçamamışlarsa da onun için hiçbir umut yoktu. "İyi olacağına eminim. Dejun'un hisleri kuvvetlidir, kalmamıştır burada." Evet, Renjun bunu biliyordu. Dejun vampirlerin yerini uzak mesafelerden dahi doğru bir şekilde tespit edebilirdi, bu yeteneğinden ötürü avcılar arasında oldukça methediliyordu. Koşmaya başladı, içindeki endişeyi bastırmaya çalışıyordu.

DisimmureWhere stories live. Discover now