1|ölüme bir nefes yakınlıkta.

125 11 56
                                    

"Son zamanlarda bölgedeki vampir saldırılarının sayısı hayli artmaya başladı. Görünüşe göre de genel saldırganların hepsi alt seviye klan mensupları. Kendilerini kontrol edemedikleri için civar insan yerleşkelerinde sorun çıkartıyorlar ve fazla kayıp yaşıyoruz. Böyle devam etmesine daha fazla izin veremeyiz, insanlar avcılardan ümitlerini kesmek üzere." Büyük vampir avcısı klanlarının lideri olan Wisteria Klanı köşkte, ileri gelen klan yöneticileri ile birlikteydi. Gerçekten de son birkaç gündür vampirlerin gece avı için şehirlere inmesi ve gördükleri her bir insana saldırması vakaları artmıştı ve ne şehir sakinleri, ne de yöneticiler, hiçbiri bu durumdan memnun değildi.

"Bu saldırgan yaratıkların artık istedikleri gibi ortalıkta cirit atmasına izin veremeyiz, Bay Yixing, daha fazla hayatın gözlerimiz önünde sonlanacağını düşünmek bile tüylerimi diken diken etmektedir." Klan yöneticisi Yixing oldukça düşünceli görünüyordu, etrafındaki adamlarda gözlerini gezdiriyor, sonrasında uzun uzun dışarıya bakıyordu. Gerçekten de olaylar artık müsamaha gösterebilecekleri çizgiyi aşmıştı. Safkan vampirlerin alt sınıflarının üzerinde otoriteyi kurması gerekiyordu, bunun gerçekleşmesi için durumdan rahatsız olduklarını dile getirmeleri gerektiğini biliyordu fakat vampirlerin buna kulak asmayacak kadar bencil ve keyfine düşkün yaratıklar olduklarını da biliyordu. "Dejun ve Renjun geri döndü mü?" Sorusunun üzerine insanlardan geldiklerine dair birkaç fısıltı yükseldi. Bay Yixing bunun iyi olduğunu belli edercesine başını sallıyor ve gözlerini yerde gezdiriyordu, oldukça düşünceliydi. "Yinmn ve Crimson ile görüşecek ve bu gece düzenleyeceğimiz operasyon için yetenekli birkaç avcıyı davet edeceğim. İkisini de haberdar edin rica ediyorum, herhangi bir şekilde aksaklık çıkmaması için hazırlıklarına başlasınlar."

"Peki, Bay Yixing." Odadaki herkes yavaş adımlarla dışarı çıktığında geriye tek başına kalan adam pencerenin önüne gitti ve önünde uzanan koskoca ormana baktı. Görebileceği en uzak noktayı izliyordu, oldukça endişeliydi ve elinden bunu düşeltebilmek için hiçbir şey gelmediğini bilmek de daha fazla stres olmasına yol açıyordu. Üst düzey vampir avcılarının büyük bir çoğunluğu ülkenin farklı bölgelerinde görevde olduğundan ötürü üç klanın da az sayıda yetenekli avcısı kalmıştı, lakin onlar da gelecek vadetmelerine rağmen henüz oldukça genç ve tecrübesizdi.

"Umarım bu gece fazla kan dökülmez."

"Geldikten hemen sonra başka bir göreve gitmek mi? Vampirler şu sıralar rahat durmuyor sanırım. Zaten büyük çoğunluğu da alt sınıf, hiçbir işe yaramayan vampirler. Dişe dokunur bir rakibimiz bile yok." Huang Renjun hiç şüphesiz varlığını sürdüren en genç ve en yetenekli vampir avcılarındandı. Gencecik yaşında ailedeki birçok kişiden daha fazla vampiri imha etmiş, kendini geliştirmiş, hatta safkan vampirlerin bile karşısında dikilebilecek bir hale gelmişti. Çelimsiz gibi görünse de oldukça kuvvetli ve çevik bir bedeni vardı, hızlı hareket ederdi, kafası iyi çalışırdı. Bu sebeple çok geçmeden karanlık dünyanın sakinlerinin kalplerine bile korku salmayı başarabilmişti.

"Tam ihtiyaç duyuldukları zaman yok olur zaten diğer avcılar da. Akşamki dersimi kaçıracağım bu gidişle." Xiao Dejun oldukça rahatsızdı belli ki. Bir avcı olmasına rağmen Xiao Dejun hayatını tamamen savaşa ve vampirlere karşı çıkmaya adamış değildi, diğer avcıların aksine bir üniversitede hukuk okuyordu, arkadaşları vardı ve sosyal ortamlara katılmaktan çekinmez, bazen bazı mekanlarda yakın arkadaşları çalarken o söylerdi. İnsan olmayı seviyordu, normal bir hayat sürmek kurduğu en büyük hayaldi. O sadece vampirlere karşı dururken ölümün ensesinde durduğunu hissetmek istemiyordu, rahat bir nefes alabilmek ve özgür olabilmek istiyordu, özel değil, sadece insan olmak istiyordu.

DisimmureNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ