Oldukça soğuk, karanlık bir odaydı bulunduğu yer, büyüktü, pencerelerinden içeriye neredeyse hiç ışık sızmıyordu, gece olduğu belliydi. Başını kaldırdı ve su damlayan tavana baktı. Damlaların yerde oluşan su birikintisine her çarptığında çıkardığı sese o kadar odaklanıyordu ki aklını kaçırmak üzereydi sanki. Yara bere içindeki ve soğuktan tutulmuş bedeni daha fazla burada olmayı kaldıramıyor gibiydi, rutubetin kokusu burnunu kaşındırıyordu, gözlerinin feri söneli de bayağı olmuştu. Uyumak istiyordu, gözkapaklarına söz geçirebildiği evreyi çoktan geçirmişti, sadece uzun ve çilesiz, sıcak bir uyku çekmek dileğindeydi.
Demirden yapılma ağır kapının yavaş yavaş aralandığını anladı çıkardığı paslı sesten, bir anlığına içeri sızan ışıktan bir beden çıkageldi. Onu tanımadı, arkasından vuran ışık nedeniyle yüzü tamamen görünmüyordu. Lakin karanlıkta parıl parıl parlayan koyu yeşil rengindeki gözleri kimliğini büyük ölçüde ele veriyordu.
"Seni bırakıyorum." Sesi odada yankılandı, o tepki vermedi. Sadece dudağının kenarına küçük, sahte bir gülüş konmuştu. Bir vampirin onu bırakacağı düşüncesi bile hayli komikti. "Git, Xiao Dejun. Git ve bir daha geri dönme. Yaşayamayacaksın."
~~~~
Selamlar, ben middie❤️
Bugün benim doğum günüm ve çok uzun zamandır üzerine kafa patlattığım bu kurguyu (reverie zamanından beri) kendime hediye olarak yayımlamaya karar verdim, umarım beğenirsiniz
İyi okumalar diliyorum, yorumlarda görüşelim❤️
YOU ARE READING
Disimmure
Short Story"Beni duvarlarımdan azat edebileceğini söylemiştin, o gece, geçip giderken." [wonghendery+xiaodejun] Kapak @kiwiaos tarafından yapılmıştır.
