Yamaç'ın sinirlenmeye başladığını anlamak zor değildi. Elleri iki tanınsa yumruk olurken sertçe yutkundu ve birkaç saniyeliğine gözlerini açıp kapattı.

"Bana namussuz dedi. Gereksiz o kadar çok şey söyledi ki sinirlendim. Batı'yı annesi yok diye hor gördü. Çocukmuşum bende annelik yapamazmışım. Kavga ettik işte. Keşke bizi ayırmasaydılar da saçları biraz daha elimde kalsaydı."

"Yarın onları şikayet edeceğiz."

Başımı olumlu anlamda salladığında parmaklarını yanağıma yasladı.

"Çok sert vurmuş."

"Sen bir de karşı tarafa gör."

Dudaklarının kenarı kıvrıldığında parmaklarını geri çekmişti.

"Şikayet edeceksin ama pek bir ceza almayacağını biliyorsun."

Omuzlarını silkerek "Kimsenin aile düzenenine laf edemez. Sana da hakaret edemez. Büyük bir ceza almayacak olsalar bile uğraşsınlar." dedi.

"Batı'nın annesi olmaya karar verdiğim için pişman değilim. Aramızdaki yaş farkından dolayı herkes konuşacak ki! Hangi birini engelleyebiliriz?"

Yüzümü dizlerime yaslayarak iç çektiğimde "Duru." dedi ama yüzümü kaldırmadım.

"Batı'non annesi olduğumu söylediğimdeki nakışları görmeliydin. Beni akrabası sanmışlar. On sekiz yaşında olduğumu ve seninle evli olduğumu söylediğimde öyle baktılar ki kendimi çok kötü hissettim. Fazlalık gibi hissettim."

Sesim ağlamaklı çıkmıştı ve gözlerim çoktan dolmuştu. Ağlamamak için kendimi kasarken saçlarımın üzerine hissettiğim parmaklar nazik bir şekilde dolanmaya başladığında kendimi daha fazla tutamayarak ağlamaya başladım.

Hıçkırıklarım birbirine sıkıca bastırdığım dudaklarımın arasına hapis olurken nefes alma ihtiyacı ile başımı kaldırdım.

Yamaç ile yüzlerimiz o kadar yakındı ki kendimi geriye çekmek zorunda kalmıştım ama elini enseme yaslayarak beni göğsüne çekti. Kollarımı sıkıca beline sardım.

Kimsesizdim.

Annem yoktu.

Babam yoktu.

Akrabalarım yaşasalar bile benim için yoklardı.

Şimdi ise Batı ve Yamaç vardı ama onlarında en az benim kadar belki de daha fazla yaralı olduklarının farkındaydım.

Bu evlilik birbirimizi iyileştirmemizi sağlayacaktı. Buna inanıyordum.

Yamaç bana kimsenin çıkmadığı kadar sahip çıkıyordu. Beni dinliyordu, beni anlamaya çalışıyordu. Bana saygı duyuyordu.

Tek başıma da başımın çaresine bakabilirdim ancak toplumumuz da 18 yaşında ailesi olmayan bir kız olduğum için yargılayıcı bakışları üzerimde olurdu ya da bana acırlardı. Bir hata yaptığımda da annesi babası yok zaten diyerek beni yargılarlardı ama ailemin olmaması onlardan farklı olduğumu göstermezdi.

Yamaç ise eşimdi. Bir aşk evliliği yapmasak da zamanın bize ne getireceğini bilemezdik ve ona güveniyordum.

"Kendini bilmez bir kadının söyledikleri için, cahil insanların hareketli yüzünden ağlama."

Nazik bir şekilde yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımı sildiğinde akan burnumu çektim.

Anne ve babam dışında kimse beni pek umursamamıştı.

YENİDEN | TAMAMLANDI |Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang