8

481 1 0
                                    

Hepimizin yaşadığı ama unuttuğu bir bilgi;
"Dünyanın neresinde olursa olsun bir bebek yürümeyi öğrenene kadar ortalama 200 defa düşer"
Peki bir bebek yürümeyi öğrenirken çevresindeki insanlar ne yapar?
Bebeğe var güçleriyle destek olur, o yere her düştüğünde coşkuyla kaldırır.
Hoppidi hoppidi tekrar denemesi için teşvik eder.
Fiziksel bir engeli yoksa hiç bir bebek yürümeye çalışmaktan vazgeçmez ve istisnasız hepside başarır.
Doğduğunda oturmayı bile beceremeyen bir canlının iki ayağı üzerinde dengeli bir şekilde yürümeye başlaması üniversite sınavını kazanmaktan, iş yerinde terfi almaktan daha zor bir eylemdir.
Düşmek başarısızlık hissinin yanı sıra fiziksel olarak da can acıtan bir şeydir.
Şu an 20 kere kıçınızın üstüne düşüp kalkmayı deneseniz muhtemelen 4.'de düşmeyi bırakırsınız.
Bizler bir kere aşk acısı yaşayınca bile sevmeye tövbe eden insanlarız.
Ya bebeklerde bıraksa ve yürüyemeyeceklerine inansa?
Çoğu şeyde buna inandırmıyor muyuz kendimizi?
Bizim çevremiz çocukluk aşamasına geçtikten sonra yapmaya karar verdiğimiz eylemlerde bizleri ne kadar destekler?
Bebekken yürümeye teşvik ettikleri kadar destekleselerdi o eylemlerin sonucu ne olurdu?
Bazen sırf vazgeçmeniz için daha henüz karar aşamasında bile insanlar olumsuz konuşmaz mı?
En basiti, "her gün spor yapacağım" dersiniz, "işten geç geliyorsun, soğuk havada üşenirsin" gibi bir ton olumsuz cümle sarf eden insanlar olur.
Bazen sadece bir bakışları bile yeter...
Aile de hiç bir başarısızlık eyleminiz için yürüme evresinde size gösterdiği sabrı göstermez.
Bizler büyüdükçe daha en başından çok iyi bildiğimiz "başarının sırlarını" unutmuş oluruz.
Tekrar öğrenmek için debelenir dururuz.
Dünyada milyonlarca insan da asla tekrar öğrenemeden ölür gider.
Ve kapasitesinin çok çok altında işler, hobiler yapmış olur.
Belki ailenin, çevrenin yürütme teşviğindeki en temel sebebi, kendilerinin de o yoldan geçip başarmış olması ve denerse bebeğin de başarabileceğini bilmeleri.
Bu yüzden canla başla elinden tutarak yürütmeye çalışırlar.
Hayattaki diğer kararlarda ise bu tür tecrübeleri olmadığı için bir kaç başarısızlıkta "galiba olmayacak bırak istersen" şüphesiyle yaklaşırlar.
Karar vermeden çevreye kulak asmadan 200 kez yılmadan ayni azimle denersek sonucuna kendimiz bile şaşırıp büyük bir keşif yaşamış oluruz.
Belki de bir şeyden vazgeçmeden önce sormak gerek;

"200 kez denedim mi?"

Ben Kimim AnlatayımTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon