Kutu

611 31 38
                                    

Son ders zilinin çalması ile birlikte, Damla oturduğu sıradan oflayarak kalktı. Çantasını sırtına geçirdikten ve kahverengi saçlarını kurtardıktan sonra diğer arkadaşları ile aşağı indi. Adım adım, hayatını değiştirecek noktaya ve seçime yaklaşıyordu.

Müdürlerinin konuşması, berbat ses sistemleri sayesinde çevre mahallelerde bile duyulurken asıl dinlemesi gereken öğrenciler çoktan ilgiyi kesip sohbet etmeye başlamıştı. Sonunda, hepsi dağılmış evlerine gitmek için yola koyulmuşlardı. Damla, durağa yürürken bıkkınlıkla telefonunu karıştırıp galerideki resimlerini inceliyordu.

"Ah, Naruto Evreni gerçek olsa ne olurdu sanki? Ya da ben Konoha'da yaşasaydım? Gerçi ezik bir ninja olup ilk tf'de ölürdüm ama yine de eğlenceli bir hayat olurdu." diye geçirdi. Tam bu sırada bulutlar arasından çıkan güneş ekranı görmesini engellediği için başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Kahverengi gözleri ışıkla kısılıken "Bugün sahilde mi dolaşsam?" diye düşündü. Buna pek vakti olmayacaktı.

Duraktan otobüse binip yolculuk için hazırladığı şarkı listesini açtı. Bu arada gözüne takılan mesaj ile Galeri yerine Whatsapp'a girdi. Tören sırasında telefonu titremişti ama bakmayı unutmuştu.

Nihayet resim açılınca kendini "Kyaa~!" demekten alıkoyması gerekti, arkadaşından gelen resmi incelerken yanakları kıpkırmızı olmuştu. Deidara'nın bir resmi altına "Hey, are you a C4? 'Cause I just exploded." yazıyordu. Resmi hemen arkaplan yapıp telefonu kapattı, ineceği durağa varmıştı bile.

Çantasını iyice omzuna yerleştirip geniş yürüyüş yolunda ilerlerken, sağındaki kumlu plaja baktı. Havalar ısınmıştı ve tatili erken başlatan insanlar plajın keyfini sürüyordu.

"Keşke o kadar devamsızlık yapmasaydım." diye geçirdi imrenerek suya bakarken. "Gerçi bu sakarlıkla yine iyi dayandım... geçen sene sınıfta bile kalabilirdim."

Yoluna devam ederken teyzesinin, kendi evinin önündeki verandada oturduğunu gördü. Ona el sallarken teyzesi "En sevdiğim yeğenim nasılmış?" diye seslendi.

"Tek yeğeninim ama sıralamada olduğuna sevindim." dedi kız sakince. Teyzesi gülerken "Annenler aradı." dediğinde ilgiyle ona baktı. "Yazın gelecek misin diye soruyorlar."

"İstanbul'u bırakıp Ankara'ya mı?" dedi kız gözlerini büyüterek. Kadın dalga geçtiğini anladığı için göz kırptı. "Ben de aynısını dedim." dedi eliyle beğenme işareti yaparak. "Eee, kimin yeğeni? Ağzına tüküren kişi olarak bana çekeceksin tabi!"

"Ya, Teyze!" dedi kız yüzünü ekşiterek.

Kadın bu tepkiye daha çok gülerken ilk yağmur damlası başının üstüne düştü. Kafasını kaldırdığında, aniden bulutların sarmaya başladığı havayı gördü, ciddi yağmur geliyordu. Sahilde olduğu için havanın hızlı değişmesine alışkındı ama belli ki çoğu tatilci hazırlıksızdı ve kafelere doğru akın ediyorlardı.

"Eyvah! Beyazları yeni asmıştım!" diyerek ayaklanan kadın, kıza hızla veda edip evin içine daldı. Damla gülerek yan eve geçerken, bel hizasında, sarı boyalı duvarda geçişi sağlayan yeşil bahçe kapısının yanındaki şekli farketti. Yanına gidip karton koliyi inceler ve ne yapması gerektiğini düşünürken, yağmur gittikçe hızlanıyordu.

Damla o gün, o anda bir karar verdi. Ileride yaşayacakları ile bu güne tekrar tekrar sövecekti. Ama bir o kadar da memnun olacaktı.

Islanan perçemleri alnına yapışmaya başlarken, hayatını değiştirecek şeyi yaptı.

Hızla kucakladığı koli ile eve yöneldi ve kapıyı zar zor açıp kutuyu hole bıraktı. Kulaklığını telefondan çıkartıp ufak ve askı ile merdivenden oluşan holde Jessie J'e eşlik ederken ayakkabılarını ve çantasını atıp koliyi tekrar kaldırdı. Merdivenin solunda salon ve onunla birleşik mutfağın kapısı vardı.

NekotsukiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu