Bölüm 17

1.7K 68 5
                                    


Vee yeni bölüm geldi umarım seversiniz hepinize iyi okumalar


Bu adamın söylediği sözler bu kadar canımı acıtamazdı. Her şeyi kafaya takan bir insan değildim. Ama bu sözler kafamda yankılanıyordu. Neden yapmıştı ki bunu bana en zor zamanlarımda karşıma çıkmıştı ve ben gerçekten onu tanıyamamış mıydım. Gözlerime bakarken nasıl da yalan söyleyebilmişti bana bu kadarı da fazlaydı karşısına çıkıp bana bunu neden yaptın diye bağırmak istiyordum. Ama Müge çıkmama izin vermedi daha fazla zarar görmeni istemiyorum falan diyordu sinirden onu duymuyordum bile en sonunda daha fazla dayanamayıp odama girdim.

 Sinirden Şuan yerimde duramıyordum sanki. Ne kadar kabullenemesem de sonradan gelen bir babam ve iki tane de abim vardı. Bir de babamın düşmanı olan ve beni öldürmek isteyen bir adam ve oğlu vardı. Sürekli beni sevdiğini söyleyen oğlu o kadar inanmıştım ki onun o adama benzemediğine bir an telefonumu bulmaya çalışırken Neşe teyzenin verdiği defter yere düştü. İçine bakmadığımı fark edince hızlıca açıp baktım. Gözlerimden istemsizce düşen gözyaşlarımı yazılanları görebilmek için sildim 

Bir sayfada yazı yazıyordu. İlk sayfayı açtım ve okumaya başladım.


Hayat 3 bölümdür:

Dünyayı değiştireceğini sandığın,

Değişmeyeceğini anladığın

ve dünyanın seni değiştirdiğine emin olduğun


Sayfaları çevirdim ve başka yazı bulamadım. Korkuyordum değişmekten başka biri olmaktan korkuyordum. Ama artık emin olduğum tek şey bu defterin bana öylesine gelmemiş olmasıydı çünkü beni takip eden başka birisi vardı.


...

Nasıl oldu bilmiyorum ama şuan havaalanındaydım. Gece uzun uzun düşündükten sonra  Amerika'ya gitmeye karar vermiştim. Defterdeki cümleleri okuduktan sonra biraz endişeleniştim. Ve olanlara verebilecek hiç bir cevabım da yoktu. Kimseye haber vermemiştim. Müge'ye ne kadar söylemek istesem de söyleyememiştim. Burada kalırsam herkesi üzecektim bu yüzden en iyisi uzaklaşmaktı. Korktuğum tek şey gittikten sonra tekrar buraya gelemeyecek olma ihtimalimdi.

Uçağa bindikten sonra yanıma bir adamın oturduğunu fark ettim.

-Merhaba

-Tanışıyor muyuz? 

Beyaz tenli benden belki bir kaç yaş büyük bir adam şuan karşımda benimle konuşuyordu. Artık olanlardan o kadar yorulmuştum ki sorgulamayacaktım zaten sorgulayacak halim de yoktu her şey bitmişti Efe'nin sözleri önce bana ilaç olmuştu sonra da zehir ve ben bu oyunda zehirlenen  hayattan gerçekten kopan tek kişiydim. Belki gitmeme kimse üzülmeyecekti en azından böyle düşünmek bana iyi geliyordu belki Müge biraz fazla üzülmüş olabilirdi ama olanlardan sorumlu olan da ben değildim. Sonuçta herkesi kendi kararı ve ben gerçekten kendim için ilk defa bir karar alıp buradan gidiyordum. Benim için ne kadar iyi olmayacağını bilsem de buradan gitmeye çoktan karar vermiştim.

-Hayır yani siz beni tanımıyorsunuz ama ben sizi çok yakından tanıyorum.

Bir sen eksiktin zaten

Yeter ya içimden ne kadar sakinleşmeye çalışsam da olmuyordu. Tam olarak sorumun cevabını alamadığım için tekrar sormak zorunda kaldım.

-Kimsiniz? 

SAVCI HANIMWhere stories live. Discover now